BIST8.964,10%-1,84
USD34.2731%0.25
EURO37,5933%0.30
ALTIN2.887,95%0.64
Gündem

Bu soysuzları Hasan Karakaya’nın yazısıyla baş başa bırakıyoruz! LGBT’li soysuzlardan İslamiyet’e Atatürk’lü skandal alçaklık: Bu sefer hadlerini aştılar

Sözde üniversite öğrencisi, kemalizmin tuvalet fırçası LGBT'li Kardelen Güder ve arkadaşları, Atatürk’ün Kabe üzerine oturmuş olarak montajlanan fotoğrafını paylaşmasını üzerine savcılık harekete geçti.

Abone OlGoogle News
03 Haziran 2022 15:25

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Twitter'da Mustafa Kemal Atatürk'ün bir fotoğrafının, Kabe üzerine konumlandırılmış şekilde görselinin paylaşılmasının ardından harekete geçti.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, sosyal medyada yer alan Mustafa Kemal’in Kabe fotoğrafının üzerine montajlanmış fotoğrafı üzerine soruşturma açıldı.

Savcılık, şüpheli hakkında "5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanuna Muhalefet" ve "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçlarından resen soruşturma başlattı.

Savcılık ayrıca şüphelinin tespiti ve gözaltına alınması için İstanbul İl Emniyet Müdürlüğüne talimat verdi.

SOSYAL MEDYADA LİNÇ GİRİŞİMİ BAŞLADI

Yaptığı skandal ile gündeme gelen sözde öğrenciler, sosyal medya üzerinde çok sayıda kişiden tepki aldı.

LGBT'Lİ OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI

Sosyal medya üzerinden İnstagram profilini videoya alan bir kişi tarafından şahsın LGBT'li olduğu da ortaya çıktı...

SİZİ RAHMETLİ HASAN KARAKAYA’NIN YAZISIYLA BAŞ BAŞA BIRAKIYORUZ!

Hasan Karakaya ne demişti?

Önce, “iğneyi” kendimize batıralım ki, başkasına “çuvaldız” batırmaya hakkımız olsun!.. Bazı “entel-dantel” ve de “radikal” Müslümanlar, niye “savrulma” yaşıyor, anlayamadım...

Mesele, şu LGBTİ yürüyüşü!..

“LGBTİ”nin anlamını bilmeyenler, taşıdıkları “rengârenk” flâmalara bakınca, onların “barış çocuğu” filân olduğunu sanıyor!..

Oysa onlar, “sapıklar ve sapkınlar güruhu”nun “hastalıklı birey”leridir!..

L harfinin anlamı “Lezbiyen” demek... Yani, “kadın sevici” demek!.. Daha açıkçası; “kadın kadına sevişen, kadın kadına evlenen”(!) demek!..

G’nin anlamı da “Gay” demek!.. Peki, “Gay” ne demek?..

“Tüfek icat olup da, mertlik bozulmadan önce” yaşayan atalarımız, bu “gay”lere “ibne” derlerdi!..

Bu sapıklıkları deşifre olunca, bu defa onlara “Gay” denilmeye başlandı ki, herhalde yakında “Üçüncü Cins” demeye başlarlar!..

Ne derlerse desinler;

Nihayetinde “hastalıklı”dırlar,

“Sapık ve sapkın”dırlar!..

BUNLAR MI İNSAN?

İşte bu LGBT’liler, geçtiğimiz Pazar günü yani 28 Haziran Pazar günü, “HDP ve CHP’nin desteği” ile, Taksim’de bir yürüyüş yaptı... Daha doğrusu yapamadı, polis engelledi!..

Yürüyüş sırasında Üç Aylar gibi; insanların ibadete daha fazla yöneldiği, Şaban, Recep, Ramazan aylarının adları üzerinden gönderme yaparak, “Şaban’la Recep’in aşkına Ramazan engel olamaz” gibi rezilce bir pankart taşıdılar!..

ODTÜ’lüler ise; hem rezil, hem kepaze, hem de “Gezi Zekâlı” bir pankart açmışlar!..

“Bir ay” yazacaklar ya, “bira y” yazmışlar ki, kıt akıllarınca, Ramazan ayında “bira”ya gönderme yapacaklar!..

Ama, o pankartta;

Ne “zekâ” var, ne “espri!”

En ufak bir “zekâ parıltısı” olmadığı gibi, “mizah” da yok!..

Tam, “odunca” bir pankart!..

Her neyse... Devlet; hem “ahlâk katili”, hem de “Türkçe katili” bu güruha engel olmakla kalmamalı, belli merkezlerde toplamalı “psikolojik tedavi” süreçleri başlatmalı ve iyi olmadan da insan içine salmamalıdır!..

Bu insanlar “rahatsız”dır, “psikolojik ve tıbbi desteğe” ihtiyaçları vardır. Devlet bu konuda sosyal devlet olarak üstüne düşeni yapmalıdır!..

Bu yürüyüşün bir tek amacı vardır: Cinsel sapıklık eğilimlerini meşrulaştırmaya çalışmak!..

Şu mübarek Ramazan günlerinde “sapık eğilimleri meşrulaştırıcı” bir eylem yapmak, üstüne üstlük “Müslümanın inancına saldıran bir slogan” atıp, pankart taşımak, düpedüz “orospuluk”tur!..

Kadınının da, erkeğinin de yaptığı, tek kelimeyle “orospuluk”tur!..

Biliyorum, diyecekler ki;

“Biz zaten orospuyuz!.. Biz, zaten fahişelik yapıyoruz!”

Haklısınız... Siz sadece “hasta” değil, aynı zamanda “seks”ten para kazanan “sapık orospular”sınız!..

Eğer, sadece “tedaviye muhtaç bir hasta” olsaydınız, sizi bir “insan” olarak görür ve elimden bir şey gelmese bile, size acır, “merhamet” beslerdim!..

Ama size;

“İnsan” gözüyle bakamıyorum...

Siz “sapık”sınız!..

Tedavi kabul etmez bir sapık!..

Öyle bir “sapık”sınız ki;

“Hayvandan da aşağı!”

İNSAN RADİKAL OLUNCA!

Duydum ki;

Taksim’de yürürken, “ayaküstü seks” yapmışsınız!..

Bu da gösteriyor ki; sizin amacınız “mağduriyetlerinizi dile getirmek” filân değil, düpedüz “sapıklığı meşrulaştırmak”tır!..

Bunu başardınız, tebrikler!..

“Uydurulmuş(!) değil, indirilmiş bir dine inanan radikal Müslümanlar” bile “propaganda bombardımanı”na teslim olup, “Polisin, LGBT yürüyüşüne müdahalesine karşı çıktı ve saçma bulduğunu” açıkladı ya, bunu başaran LGBT’lileri tebrik ediyorum!..

Bu “radikal”ler, size az bile destek vermiş...

“Dudak ruju” renginde “kıpkırmızı bir pantolon” giyip de Taksim’e çıksalardı, hem daha radikal, hem daha “entel-dantel” olurlardı!..

ELDE CEVŞEN, DİLDE KÜFÜR!

İtiraf edeyim ki;

Bizim “radikal” görünümlü “entel-dantel”lerin yazdıkları, Zaman yazarı Şahin Alpay’ın önceki gün yazdıklarının yanında, solda sıfır kalır!..

Aynı zamanda Mehtap TV’de program da yapan Şahin Alpay; ellerinde “cevşen” ve “tesbih” taşıyan, başlarında “örtü” ve “takke” ile “teheccüd namazları” kılan insanların okuduğu Zaman gazetesinde, bir yazı yazıp, demiş ki;

“Yaşananlar, Türkiye’de LGBT’nin karşı karşıya olduğu sorunlara bir kez daha dikkat çekiyor. Bugün dünyada çoğu Müslüman 79 ülkede eşcinsellik suç sayılıyor. Türkiye’de 1858’den bu yana suç değil.

Ancak eşcinseller evlenemiyor, evlat edinemiyor, askerlik yapamıyor.(..) temel hak ve özgürlüklerin kabul görmesi, ayrımcılığın son bulması için Türkiye’nin gidecek çok yolu var...

LGBT’li bireylerin maruz kaldıkları ayrımcılık.. ‘Onur yürüyüşü’.. insanlık onuru için verilen mücadelelerin bizde de er geç kazanılacağına dair..”

Tamam; Şahin Alpay, kaleminden “küfür” fışkıran bu yazıyı “himmet paraları” ile kurulan Zaman’da yazmış, Mehtap TV’de konuşmuş; peki bu yazıyı gazeteye koyan, bu programı televizyonda yayınlayan “Abi”lere ne demeli?!?..

Bu adamın sözleri bir “küfür”se, bu küfrün yayılması için “çanak tutanlara” ne demeli?!?..

HEYY GÜLEN, OKU DA AĞLA!

Ya da, şöyle soralım:

Sırf “Erdoğan ve AK Parti düşmanlığı” dolayısıyla; böyle bir adamın “sapıklara destek” olan yazı ve konuşmalarını yayınlayan Zaman gazetesi ile Mehtap TV’nin en tepesindeki Fetullah Gülen’e ne diyelim?..

O Fetullah Gülen ki;

Bir yandan; “Allah, eski devirlerde bu türlü mülhitlerden, Lut kavmi gibi bazılarını yerin dibine batırmış, Ad kavmi gibilerini fırtınayla cezalandırmış, Semud kavmi gibi inatçıları da bir sayha ile hâk ile yeksân etmiştir” derken, bir yandan da “eşcinsellerin evlenemediğinden, temel hak ve özgürlüklerini kullanamadığından” dem vurup, bunları “dert” edinen bir “Zaman yazarı”na nasıl göz yumar, bu sapıklığı nasıl onaylar?!?..

“AK Parti ve Erdoğan düşmanlığı” gözlerini bu kadar mı kör etti?..

Bu kadar mı körleştiler, bu kadar mı sağırlaştılar, yürekleri bu kadar mı taşlaştı ki; “Lût Kavmi’nin helâkine sebep olan bir sapıklığı” meşru göstermeye çalışıyorlar?!?..

Heyy, “cevşen” taşıyanlar, heyy “tesbih” çekenler, heyy “teheccüd namazı” kılanlar, neredesiniz?..

Bunlar mı sizin “imam”larınız?..

Bunlar mı “Abi”leriniz?!?..

SANKİ LÛT KAVMİ HORTLAMIŞ!

İnanın, adeta şoktayım...

Hadi, Gay’i Lezbiyen’i, Transeksüel’i derken, bilumum “sapık”lar taifesi toplanmış, “sapıklıklarını meşrulaştırmaya” çalışıyorlar, bunu anlarım...

Peki ama; “Feminist”inden “Radikal”ine, “Abi”sinden “İmam”ına; bizim Müslümanlara ne oluyor?.. Bu “savrulma” niye?..

Bu “eziklik” niye?.. “Karşı mahalleye yaranacağım” derken, “sapıklara destek” noktasına gelmek niye?..

Tamam; “adil” olalım, “hakperest” olalım, “anlayışlı” olalım!..

Ama, önce “insan” olalım!..

“Hayvandan da aşağı bir mahlûkat sürüsü”ne hiç anlayışlı olunur, hiç sahip çıkılır mı?..

O “sapıklar güruhu” ki;

Hangi toplumda yaşadığına bakmadan; “Şaban’la Recep’in aşkına Ramazan engel olamaz” diye aşağılık ve müptezel bir pankart taşıyacak ve ben sırf “demokrat görünmek” pahasına, onların haklarını savunacağım, öyle mi?..

Tükürürüm böyle “demokrasi”nin, böyle “hoşgörü”nün içine!..

Onlar ayaküstü düzüşecekler ve ben onlara anlayış göstereceğim öyle mi?..

Siz ne dersiniz “entel-dantel”ler, “radikal”ler ve “yumuşakça” Zaman’e imamları?!?..

Sizi bilmem ama;

Ben şoktayım!..

Ümit Şimşek’in yazdığı gibi; olan-bitene hayretle bakıyorum ve Taksim’deki manzarayı görünce, diyorum ki; “Lût kavmi hortlamış!”

NASIL HELÂK OLDULAR?

Lût Kavmi, malûm...

Ümit Şimşek’in de vurguladığı gibi, Lût Kâvmi, “cinsel sapıklıklar”ın yaygınlaştığı “günahkâr bir kavim” idi!..

Peygamberleri Lût Aleyhisselâm, onları bu hayasızlıktan vazgeçirmek için çok çabalamıştı.

“Sizden evvel dünyada hiç kimsenin yapmadığı iğrenç bir işi nasıl yapıyorsunuz?” diyordu Lût Aleyhisselâm onlara.

Fakat onlar bu çirkin fiilin kendi tercihleri olduğunu ve bu tercihlerine kimsenin karışma hakkının bulunmadığını düşünüyorlar, Peygamberlerine de “Biz seni el âlemin işine karışmaktan men etmemiş miydik?” diyorlardı.

Daha da ileri giderek, Hz. Lût ile beraberindekileri sürgün etmeye kalktılar. Çünkü, öyle “temiz insanlar”ın böyle “rezil bir kavim” içinde yeri yoktu.

“Çıkarın bunları ülkeden” dediler;

“Bunlar temizliğe fazlasıyla düşkün insanlar!”

Sonunda, en ziyade azgınlaştıkları ve kendilerine karşı koyacak bir gücün bulunmadığını sandıkları bir zamanda Allah onları helâk etti.

Âyet; “İnce anlayışlılar için bunda ibretler vardır” diyor.

Dünyanın bugünkü hali de bu tespiti doğruluyor ve böyle bir hadiseden ibret almak için gerçekten de ince anlayış sahibi olmak gerektiğini gösteriyor.

HERKES DİRENMELİ

Herhalde farkındasınız; “sapıklık” kavramı, “cinsel tercih” kavramına doğru bir “evrim” geçirmeye başlıyor. Sözüm ona bir kısım uzmanların, yazanların, konuşanların dilinden, bu tür ahlâksızlıkların bir tür cinsel tercih olduğunu duymaya başlıyoruz.

Ondan sonra da, kimsenin araba modeli seçmesine veya öğle yemeğinde ne yiyeceğine karar vermesine karışma hakkımız bulunmadığı gibi; ahlâksızlığı tercih eden ve bunu toplumda yaygınlaştırmayı ilke edinen kimselere de karışma hakkımız kalmıyor!..

Sadece karışmak değil, bu durumu ahlâksızlık olarak nitelemek bile suç haline getiriliyor:

Tıpkı Lût kavminin Peygamberlerine karşı tepkisi gibi: “Çıkarın bunları ülkeden; bunlar temizliğe fazlasıyla düşkün insanlar!”

Lâkin Kur’ân-ı Kerim’in bu konudaki sakındırmaları son derece nettir ve inanan insanların tüylerini ürpertecek kadar dehşetlidir.

Tabii, inanan insanların…

Zaten âyet de “İnce anlayışlılar için bunda ibretler vardır” diyor.

İnceden inceye düşünen, araştıran, dikkatle bakan, inceleyen, telkinlere kapılmadan kendi kararını verebilen insanlar için.

Yani, mü’minler için.

İşte bu yüzden, Sevgili Peygamberimiz, “Mü’minin ferasetinden sakının; çünkü o Allah’ın nuruyla bakar” buyurduktan sonra bu âyet-i kerimeyi okumuştur.

Şunu herkes bilsin ve “kalın kafa”larına iyice soksunlar;

“Sapıklık ve ahlâksızlıkların bu ülkede normalleştirilmesine ve cinsel sapıklıkların meşrulaştırılmasına asla izin vermeyeceğiz!”

En azından, ben direneceğim!..

Hiç kimse; bana, “sapıkça bir yaşam tarzı” dayatamaz ve bu yaşam tarzına destek olmamı bekleyemez!..

Herkes haddini bilsin!..

Fetullah Gülen ve cemaati(!) de!

****************************************************************************

Siyaset dediğin, Popstarlar ve Cici Çocuklar’la yürümez!

Bu iş “bilgi” ister, “birikim” ister, “tecrübe” ister... “Popstarlık”la, “parlak oğlan”lıkla ve “cici çocuk” olmakla olmuyor bu işler!..

İşte gördünüz; “Aydın Doğan Medyası, Paralel Medya ve civcivleri” tarafından  baştacı edilen Çipras, Yunanistan’ı “iflâs” noktasına getirdi... Çipras; en sonunda dün; “AB’ye teslim bayrağı”nı açtı ve şartlarını kabul ettiğini açıkladı...

Uzun lâfın kısası; Yunanistan ya “1 Milyar 600 Milyon Euro’luk borcunu” ödeyecek, ya da “iflâs”ını açıklayacak!..

Dedim ya; Çipras veya Selahattin Demirtaş gibi “cici çocuk”lar ve “artist oğlanlar”la olmuyor bu işler!..

Çipras’ın ülkesi “ekonomik iflâs”ta, Demirtaş’ın partisi ise “siyasi iflâs”ta!.. Demirtaş’ın hedefi; son turda Deniz Baykal’a oy verip, onu “Meclis Başkanı” seçtirmekti!.. Ama, o kadar “acemi ve cahil” ki; verecekleri “emanet ve diyet karşılığı oylar”ın Baykal’a yetmeyeceğini hesaplayamadılar!..

Sonunda, “Meclis Başkanlığı”na seçilen İsmet Yılmaz oldu... “258 oy”la Meclis Başkanı seçilen İsmet Yılmaz’ı tebrik ediyor, memleketimize ve milletimize hayırlı olsun diyorum...

Demirtaş, bu kafayla giderse;

Daha çoook avucunu yalar!..

Şirretleştikçe, batıyorlar!..

Yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.600 karakter kaldı
×

Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir.
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde akittv.com.tr’nin görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır.
Yazılanlardan akittv.com.tr sorumlu tutulamaz.

0 Yorumlar
  • Yeniden eskiye
  • Eskiden yeniye
  • Öne Çıkanlar