İmsak:
Güneş:
Öğle:
İkindi:
Akşam:
Yatsı:
Dini Bilgiler

Helalinden kazanmak

Geçimini sağlamak için çalışıp helâlinden kazanma farzdır. Hz. Peygamber (s.a.s.): “Geçim için çalışıp helâlinden kazanma farzdır” (Keşfu’l-Hafa, II, 46) buyurmuştur.

Abone OlGoogle News
06 Mayıs 2021 10:25

Geçimini sağlamak için çalışıp helâlinden kazanma farzdır. Hz. Peygamber (s.a.s.): “Geçim için çalışıp helâlinden kazanma farzdır” (Keşfu’l-Hafa, II, 46) buyurmuştur. İslâm’da kazancın en muhterem olanı el emeğinin mahsulü olandır. Zira Rasûlullah (s.a.s.): “Kişi kendi elinin emeğinden daha temiz bir kazanç elde etmemiştir“ (İbn Mâce, Ticârât, I) ve “Hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı bir şey yememiştir. Allah’ın peygamberi Davut (a.s.) da elinin emeğinden yerdi“ (Buhârî) buyurmuştur.

“Hz. Peygamber (s.a.s.), çalışmayı ve bununla kişiye muhtaç olanları geçindirmeyi, Allah yolunda cihat etmek veya gündüzün oruç tutmak, geceleyin de namaz kılmak ile eşdeğer tutmuştur.” (Buhari)

Bir müslümanın, kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu kimseleri geçindirmesi, borçlarını ödemeye yetecek kadar helâlinden kazanması farzdır.

Fakirlere yardım, gariplere iyilik için yeterli miktardan fazla kazanmak İslâm’ın övdüğü, güzel gördüğü bir şeydir. Böyle bir kazanç nafile ibadetten daha faziletlidir. Çünkü bunun faydası toplumun bütün bireyleri içindir.

Lükse ve ihtişamâ kaçmamak şartıyla huzur içinde yaşamak, rahat etmek ve fazlasını Allah yolunda hak sahiplerine infak etmek için daha fazla kazanmak mübahtır.

Halka gösteriş yapmak, kendini onların üstünde görmek, lüks içinde yaşamak için yapılan çalışma helâl yollardan bile yapılsa, bu yolla elde edilen kazanç haramdır. İnsanlara karşı servetiyle, mevkiiyle gururlanan kimseler, dünyada ve âhirette ağır sorumluluk altındadırlar.

İslâm, Allah’ın insanlara verdiği malı normal yollarla harcamalarını yasaklamaz. Fakat her işte plânlı ve itidalli davranmalarını emreder. Hepsinden evvel de kendilerine o nimeti veren, çalışma gücü yaratan Allah’ı gözetmelerini, âhireti gözönünde bulundurarak huzur-u ilâhide hesaba çekileceklerini düşünmelerini sağlar.

İslâm, kendisine çalışıp mal kazanan kimseyi takdir eder. Bu malın Allah tarafından çalışmasının karşılığı olarak çalışana verildiğini bilmelerini insanlara telkin edip, o malı veren gerçek nimet sahibini ve onun verdiği nimeti unutan, bu yüzden şükretmesini bilmeyen azgın ve şımarık kimseler gibi olunmaması konusunda da ikazlarda bulunur:

“Allah’ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu gözet. Dünyadaki nasibini de unutma. Allah’ın sana ihsân ettiği gibi sen de ihsanda bulun. Yeryüzünde bozgunculuk yapma. Doğrusu Allah, bozguncuları sevmez.“ (el-Kasas, 77).

Yorum Yazın