İmsak:03:55
Güneş:05:45
Öğle:13:16
İkindi:17:12
Akşam:20:37
Yatsı:22:18
Dini Bilgiler

İslâm kardeşliği

Müslümanlar kendi aralarında Allah’ü Teâlâ’nın emrettiği şekilde birleşmiyor ve Allah’ın gösterdiği yolun hâricinde bir yol takib ediyorlarsa, Allah muhafaza buyursun, zilletin çukuruna yuvarlanmışlar demektir.

Abone OlGoogle News
18 Nisan 2021 12:00

MAHMUD SAMİ RAMAZANOĞLU

Hak Teâla Hazretleri Hucurât Sûresinde:
“Mü’minler ancak kardeştirler. Onun için (herhangi bir anlaşmazlıkta) kardeşlerinizin arasını düzeltiniz ve Allah’tan korkun ki, rahmet’e şâyân olasınız...buyurmuştur.
Gerçekten mü’minler bir kök’e, bir asl’â bağlıdırlar ki, o da ebedî hayâtı tahakkut ettiren İMAN’dır.
Mü’minlerin haklarını korumak ve menfaatlarını gözetmekteki din kardeşliğinizi Allah’tan korkarak yapın!.. Kardeşlik olan yerde şefkat ve merhamet vardır.
Bir kul kendi şahsı için arzuladığı şeyleri mü’min kardeşleri için de arzulamazsa, îmânı kemal’e ermiş sayılmaz. Nitekim; Rasûlullah -sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem- bir Hadîs-i Şerifinde şöyle buyuruyor
“Sizden herhangi biriniz şahsı için arzuladıklarını mü’min kardeşleri için de arzulamadıkça, îmân etmiş olmaz.”
Diğer bir Hadîs-i Şerifte:
“Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek îmândan bir cüzdür” buyurulmuştur.
Şu halde Şer’-i Şerife uygun şekilde birbirlerine acımak, birbirlerini sevmek, birbirleriyle yardımlaşmak, İslâmiyet’in haklarını korumak ve Dîn-i Muhammedî’yi mecdine ulaştırmak, bütün Müslümanların üzerine vâcibdir. Ve bu bakımdan bütün mü’minler tek kişi, tek vücûd gibidirler.
Rasûl-i Ekrem -sallallahu teâlâ aleyhi vesellem- Efendimiz şu Hadîs-i Şeriflerinde bunu ne güzel ifâde buyurmuşlardır:
“Mü’minler tek şahıs gibidirler. Bir uzuv muzdarip olduğu vakit, vücûdun diğer kısımları da uykusunu kaybedip ateşler içinde onun ızdırâbını duyarlar.”
Diğer Hadîs-i Şeriflerde:
“Birbirlerine acımakta, birbirlerini sevmekte ve birbirlerine şefkat göstermekte, mü’minlerin bir vücûd gibi olduklarını görürsün!. (Bu vücûd’un) bir uzvu muzdarip olduğu takdirde diğer kısımları da uykuyu kaybedip ateşler içinde onun ızdırâbını duyarlar.”
“Mü’minler, birbirlerine kenetlenmiş (cüzlerden meydana gelmiş) bir bina gibidirler.”
“Mü’min (Allah için) sever ve sevilir. Sevmeyen ve sevilmeyen kimsede hayır yoktur.”   
“Mü’min kardeşiyle çok, kendi başına âzdır.”
“Nefsimi Yed-i kudretinde tutan Cenâb-ı Allah’a yemin ederim ki, îmân etmedikçe Cennet’e giremezsiniz. Ve birbirlerinizi sevmedikçe de (kâmil) mü’min olamazsınız: Size bir şey söyleyeyim; onu yaptığınız takdirde sevişirsiniz!. Aranızda selâmı yayınız!.” buyruluyor.
Peygamberimiz -sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem- Efendimiz bizleri diğer taraftan Allahu Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri’nin şu Hâdîs-i Küdsîleriyle müjdeliyor:
“Benim için sevişenler, benim için ziyaretleşenlere, benim için birbirlerine ikramda bulunanlara ve benim için birbirlerine i’timâd edip dost olanlara, benim de muhabbetim tahakkuk etmiştir.”
Keza, Rasûl-i Ekrem -sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadîs-i Şeriflerinde:
“Yedi sınıf insan vardır ki, Allahü Teâlâ Hazretleri onları, hiçbir gölgenin bulunmadığı bir günde Arş’ın gölgesiyle gölgelendirir. (Bu sınıflardan biri de) birbirlerini Allah için severek, hayatlarını böyle geçiren ve bu hâl üzere vefat eden iki kişidir” buyurmuşlardır.
Rasûlullah -sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem- Efendimiz bir gün Ashabına şu müjdeyi buyurdular:
“Yevm-i Kıyamette insanların bir kısmı için Arş-ı A’lâ’nın etrafına kürsîler konacak (o kürsîlerde oturacaklar) yüzleri ay’ın ondördü gibi (parlayacak, diğer) insanlar feryâd ve korku içinde çalkalanırken onlarda korku ve endişe olmayacak. Onlar öyle dostlar (velîler) dır ki, onlar için ne korku ne de hüzün vardır.
- Bunlar kimdir yâ Rasûlallah denildi;
- Dünyada iken Allah için sevişenler..” buyurdular.
Diğer bir Hadîs-i Şeriflerinde:
“Kendisinde (şu) üç haslet bulunan kimse îmânın lezzetini tadar:
1- Allahu Teâlâ Hazretleri ve Rasûlullah -sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem- kendisine (Hak’dan gayri) başkalarından daha sevimli olması;
2- Sevdiği kimseyi yalnız Allah için sevmesi.
3- Allah’ın lutfiyle küfürden kurtulduktan sonra tekrar küfre dönmeyi ateş’e atılmak kadar kerîh görmesidir” buyurdular.
Allâhu Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri Tevbe sûresinde:
“Erkek kadın bütün mü’minler (tevhîd’de) birbirlerinin velîleridirler” buyurmuştur. Yani mü’minler tevhîd’de birleşmek suretiyle hem dünya ve hem de âhiret işlerinde birbirlerinin yardımcısıdırlar, demektir.
Şüphesiz ki, dînî bağlılık, temeli toprak olan ailevî akrabalıktan daha kuvvetlidir.
Dîn’e hizmet etmek ancak/ve ancak bütün İslâm alemindeki Müslümanların aynı gaye etrafında birleşip aynı duygularla ümmet-i İslâmı ve dinlerini her türlü tehlikeden korumak ve zafere ulaştırmakla mümkündür.
Hazret-i Ömer -radıyallahü anh- şöyle buyuruyor:
“Gece kâim, gündüz sâim olan, malını mülkünü tasadduk eden ve harplerde kahramanca çarpışan bir kimse, eğer sevdiğini Allah için sevmiyor ve buğz ettiğine de Allah için buğz etmiyor ise, yaptıklarından hiçbir fayda göremez.”
Müslümanlar kendi aralarında Allah’ü Teâlâ’nın emrettiği şekilde birleşmiyor ve Allah’ın gösterdiği yolun hâricinde bir yol takib ediyorlarsa, Allah muhafaza buyursun, zilletin çukuruna yuvarlanmışlar demektir.
Bu takdîrde dinlerinin düşmanlarına boyun eğmek, onların kabzasına düşmek ve istibdâdları altında yaşamak mecburiyetinde kalırlar..
Allahü Teâlâ Enfâl sûresinde:
“Allah’tan korkun ve birbirinizin arasını düzeltin” buyuruyor. Ya’ni, Allah’tan korkun ve Allah’ın gazabını celb edecek münazaralardan, anlaşmazlıklardan sakınarak, aranızdaki hoşnutsuzlukları izâle edin

Yorum Yazın