Zübeyr bin AVAM kimdir?

Hz. Ali devrine kadar pek çok savaşlara katılmıştı. Pervasızca hep ileri atılır, Allah için vuruşur, aslanlar gibi dövüşür, kaleleri tırmanarak fetih kapıları açardı..
Bedir gününde başında sarı renkli bir sarık taşıyordu. Resulullah onun saldırışlarını seyrederken: “Meleklerin, sarı emâmelerle Zübeyr’in simasına indiğini görüyorum” demişti.
Uhud dağı eteklerinde, o belâlı günde, Allah’ın Resulüne vücudunu siper edenlerden biri de oydu. Mekke’nin fethi günü de Sancağı şerifi Resulullahın o uzun boylu bahâdır halası oğlu Zübeyr bin Avam taşıyordu.
Yüce Peygamberimizden sonra halifeliği bile söylenmişti. O ise, o yaslı günlerde, sessiz sadasız bir yana çekilmiş, ortalarda görünmemişti.
HZ. ALİ ZÜBEYR’E HATIRLATIYOR
Hz. Ali hilâfet makamına geçtiği yıllarda, ortalığı kasıp kavuran fesat hareketlerinden en çok müteessir olanlardan biri de Zübeyr bin Avam’dı. Onun için, meşhur Cemel vakasında Hz. Aişe validemizle birlik olup, Emir-ül mü’minin olan Hz. Ali’ye baş kaldırmıştı. Nihayet savaş meydanında karşılaştıklarında Resulullahın halifesi Hz. Ali ona:
— Ey Zübeyr!  Ne için  kıyam  eyledin?  O da cevaben:
Senin yüzünden buna mecbur oldum. Seni bu işe ehil zannetmiyorum. Kendimden daha liyakatli de bulmuyorum. Bu sözler üzerine Hz. Ali de:
Hatırlar mısın? Bir gün Resulullah ile beraber giderken sana raslamıştık da Allah’ın Resulü sana: “Sen bir gün Ali ile nahak yere harbedeceksin” demişti. Hz. Zübeyr heyecanla:
Evet, ya Ali, evet şimdi hatırladım! Keşke daha önceleri aklıma gelmiş olsaydı, yerimden kımıldamazdım. Yemin ederim ki artık ben seninle mücadele etmem, diyerek, hemen Aişe validemize gidip halifeye karşı savaşmıyacağını kesinlikle bildirdi. Ondan sonra da, Basra’ya gitmek üzere iken peşine takılan bir tâkibci tarafından şehîd edildi..
ZENGİNDİ AMA...
Zengindi, fakat giyinişi, yaşayışı çok temiz ve sâdeydi. Sofrası da basitti. Dünyaya ve dünya malına asla kıymet vermezdi. Hem kendisi bizzat Allah yolunda savaşır, hem de mücahidlere yardım ederdi. Allah’ın Resulü buyuruyor:
“Her peygamberin bir Havarisi (yardımcısı) vardır, benim havarim de Zübeyr’dir.”