BIST9.915,62%2,05
USD32.509%-0.09
EURO34,7760%-0.56
ALTIN2.438,67%0.10

Aidiyeti olmayanın millet sevdası da olmaz…

Sabri Balaman

Abone OlGoogle News
03 Ağustos 2021 07:31

Türkiye’nin değişiminde devrimin izleri ile yüzleşme zamanı… Bu değişim, kimine göre sıradan kimine göre cumhuriyetin yeniden şekillenmesi… Ancak her koşulda Ak Parti’nin yaptığı icraatlar ile birçok kesimin takdirini ve sevgisini kazandığı, gözle görülür bir gerçektir.

03.07.2021 tarihi itibariyle 2002 öncesi ve sonrası olmak üzere Ak Parti ile Türkiye’de yaşanan değişimi sizler için kaleme aldım.

AK Parti öncesi dönemde Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesi sadece 7,4 milyar TL’ydi. Gençler eşit şartlarda eğitim alamıyor, yetersiz imkânlar ile dünyanın gerisinde kalıyordu. Günümüzde Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesi tam tamına 126 milyar TL. Gençler evlerine yakın okullara zorlanmadan gidiyor, kitap ve teknoloji desteği desteğinden sonuna kadar faydalanabiliyor.

Savunma ihtiyaçlarının sadece % 20’sini kendisi karşılayabilen Türkiye, savunma sanayiinde sadece 1,3 milyar dolar üretim gücüne sahipti. Günümüzde Türkiye savunma ihtiyaçlarının % 70’i yerli kaynaklardan sağlanıyor. Türkiye kendi insansız hava aracını, tankını, tüfeğini, helikopterini hatta uçağını üretiyor. Dünyaya yeni nesil savunma sanayi ihracatı yapabiliyor.

Türkiye’de eskiyen teknolojinin gerisinde kalan ulaşım araçlarını kullanıyor, İstanbul başta olmak üzere birçok şehirde ulaşım sorunu yaşanıyordu. Yakın coğrafyanın en aciz yönetimi ile 2002 Türkiye’sinin geride kaldığını unutmayalım.

Artık Türkiye’de son teknoloji hızlı tren, geniş metro ağları, metrobüs, Marmaray, gibi birçok ulaşım seçeneği bulunuyor. CHP aklı ve mantığının almadığı kadar teknolojik tasarımların olduğu bir yerel yönetimini yaşıyoruz. Kurumsal sosyal demokratların tek işi, heykeltıraştan medet ummaktır.

Türkiye’nin ormanları bakımsızdı. Özellikle Anadolu ve İç Anadolu bölgesi kurak ve bozkırlara teslim olmuştu. Feryadı görüntüsünde duyulan bu ormanlar, bugün dünyanın en büyük çevreci, yeşile ve doğaya yatırım yapan partisiyle can buldu.

Ak Parti yaptığı çalışmalar ile yıllardır birçok alan ağaçlandırıldı. Hatta ağaçlandırılan alanlar artık doğal olarak genişleyen ormanlara dönüştü. Türkiye ormanlarına sahip çıktı.

Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki vatandaşların bırakın çayda çıra gecelerini, en temel hak olan kendisine ait bahçelerinde bile dolaşamazdı. Dinini ve dilini bile devlet dairesinde konuşamazken, Ak Parti döneminde Kürtçe dili, Zazaca dili, eski köy isimleri Kürtçe propaganda, ana dilde eğitim, akademik alanda yeni Kürtçe bölümlerin açılması Ak Parti döneminde yapılan devrimlerdir. Şimdi birileri cellatlarına âşık olmuş. Aşırı özgürlükler başkalarının alanına girecek kadar özgür değildir.

Çağın gerisinde, yetersiz hizmet sunan hastanelerde muayene kuyrukları yetmezmiş gibi ilaç almak için de vatandaşlar kuyruğa girmek zorundaydı.

Geliştirilen sağlık sistemi ile SSK hastaneleri kavramı ortadan kaldırıldı. Muayene kuyrukları tarihe karıştı. Bulunamayan ilaç devri kapandı. Şehir hastaneleri ve düzenli sağlık sistemi ile halk rahatladı. Sağlık alanında dünya standartlarına ulaşıldı.

Türkiye yardım eden değil, yardıma muhtaç olan ülke konumundaydı. 2002’den sonra yapılan atılımlar ve Türkiye’nin çıkarlarını dünya arenasında savunan Recep Tayyip Erdoğan ile söz sahibi ülkelerin arasına girildi. Tüm dünyaya yayılan TİKA ağı ile 160 ülkede iki binden fazla proje imza atıldı. Afrika’dan Asya’ya uzanan yardım ağı ile birçok ülkeye yardım edildi. Yeniden bir kültür ihracı ile ekonomik alan genişledi.

2002 yılından önce vizesiz olarak sadece üçüncü seviye ülkelere gidilebiliyor, birçok ülke vizesiz Türk vatandaşlarını kabul etmiyordu. Yapılan atılımlar ve anlaşmalar için günümüzde 100’den fazla ülkeye vizesiz gidilebiliyor. Türk vatandaşları özgürce seyahat edebiliyor. Güçlü diplomasi Türkiye’si ile değişen dengeler, uluslararası ilişkilerde caydırıcı yumuşak güç konumu, bunların tamamı bir sessiz devrimdir.

2002 öncesinde dar gelirli vatandaşlar devlet yardımına ulaşamıyor, yaşadıkları sıkıntıları gidermek için kuyruklarda bekliyorlardı. 2002 sonrasında sosyal yardım alanında kullanılan kaynak miktarı tam tamına 45 kat arttı. Günümüzde yapılan yardım 82 milyar TL’den çok daha fazla...

Türkiye aşı konusunda gelişmiş ülkelerin gerisinde kalmakta, birçok çocuk aşı olamamaktaydı. Oysa bugün dünyanın gelişmiş en üstün tıbbi teknoloji seviyesini ve bütün sağlık harcamalarını vatandaşın hizmetine sunabiliyor. En önemlisi dünyada sağlık hizmetleri maliyet açısından can yakıcı iken Türkiye’deki Ak Parti, ‘milleti yaşat ki devlet yaşasın’düsturu ilebu ihtiyaçları tamamen ücretsiz hale getirmiştir.

2001 yılından itibaren Türkiye’de aşılama oranı % 58’den % 97’ye ulaştı. Verem, kızamık ve sıtma gibi hastalıklar tehdit olmaktan çıktı. Tüm bu sorunlar AK Parti dönemiyle birlikte çözüme kavuştu, millet rahat bir nefes aldı. Oysa bugün pandemi ile mücadeleden tutun terör ile mücadeleye, orman yangınlarından ekonomik münhasır alanlara hiçbir iktidarın dayanamayacağı kadar dirençli ve muktedir bir şekilde ülke yönetiliyor.

Milletler geçmiş hafızalarını güncel tutmadığı sürece geleceği göremezler. Poşet düzenlemesi için feryat edenler, soğan ve patates için yorgan yakanlar, aidiyet duygusundan uzak olanlardır. İdeoloji hastalığına yakalanan toplum ve milletler kendilerinin sonunu getirirler.

PKK/YPG’nin orman yangınlarına sessiz kalan ve kör olan bazı siyasi liderler, bu ülkenin geleceğine ihanet edecek olan liderlerdir. Görmezden gelinen her şeyin bu ülkenin çocuklarına bedeli ağır olacaktır. Sağduyu bizim şiarımız olmalıdır aman ha! Vesselam…

Sabri Balaman

Akit TV köşe yazarı