BIST9.079,97%3,10
USD32.3337%0.13
EURO35,0577%-0.04
ALTIN2.308,26%1.35

Fransa ve ABD, Türkiye’nin batısını kuşatıyor

Sabri Balaman

Abone OlGoogle News
04 Ağustos 2020 09:26

Bir süredir tansiyonun yüksek olduğu Doğu Akdeniz ve Libya meselesinde, Türkiye’nin Libya’ya ayak basmasıyla dengeler değişti. Aktör ve oyuncular arasında pasta paylaşım pazarlığı devam ederken Türkiye tehlikeli bir tuzağa doğru çekilmektedir. Yunan aklının ipotek altında olması ve Yunan siyasetinin Almanlar tarafından işgal edilmesi Yunan kamuoyunu çıkmaza soktuğu kadar, bölgemizde açık oyunlara davetiye çıkarmaktadır.

Türkiye’nin Libya müdahalesine yeşil ışık yakan ABD, bir süredir de Yunanistan üzerinden Türkiye’yi batıdan çevrelemek istiyor. Bunun için Yunanistan’dan 5 adet üs isteyen (Dedeağaç, Kerpe, Girit ve adalar, Güney Yunanistan) ABD; Fransa’nın da desteğiyle Türkiye’nin karşısında Fransa ile birlikte ittifak kurdu. Bunun için Yunanistan’a savaş gemisi desteğinin yanı sıra helikopter filosu, askeri danışmanlık, istihbarat ve asker bulundurmak gibi destekler de sunuyor.

Özellikle Türkiye’nin Akdeniz’deki tatbikatları ertelemesi ve Sirte-Cufra operasyonlarını uzatmasına karşı blok ülkeleri kenetlendirdi. Hazırlıklarını artırdı; en önemlisi de çeşitlik ittifakları da beraberinde getirdi. Bölgedeki bazı kaynakların merkezi hükümettin SİRTE-CUFRA’ya operasyonun gecikmeli yapılması durumunda bazı aşiretleri şimdiden rahatsız ettiği ve sürecin uzaması durumunda önemli ailelerin kopma noktasına gelebileceği tahmin ediliyor.

Türkiye’yi Güney ve Güneydoğu’dan PKK/PYD ile çevrelemek isteyen küreselci ABD ve Fransa, Batı’dan Yunanistan’ı merkez seçerek batı cephesinde deniz ve hava kuvvetlerini güçlendirerek Türkiye’yi çevrelemek istiyor. Tıpkı 100 yıl önce İngiliz ve Fransızların kışkırtmasıyla Batı sınırlarımızı işgal eden Yunanlılar, bu sefer de küreselci ABD ve Fransızların piyonu olarak bir rol üstleniyor.

Yunanistan sadece Türkiye’yi çevrelemek için ABD ve Fransa desteği almıyor; aynı zamanda Pekin-Londra Demir İpek Yolu projesinin deniz güzergâhında önemli bir liman ve transfer noktası gibi misyonu var. Dolayısıyla Ulusalcı Pentagon’un da hedefi olmamak için Fransa kalkan olmak istiyor. Fransa tarih boyunca ikili anlaşmalarda yumuşak güç sırtında geçinmiş önemli oyunculardan biridir. Bu gibi durumlarda Türkiye sağduyulu dış politikada caydırıcı jeopolitik yapısını korumalıdır ve mekanizmasını güçlendirme adına bölgesindeki dini argüman ve insan kaynaklarını olağanüstü efor ile sergilemelidir. Bölgesinde oldubitti defakto durumlara göz yummamalıdır.

Sonuç olarak 100 yıl önceki uluslararası fay hatları tekrar ısındı. ABD ve Fransa Doğu’dan Ermenistan; güneyden PKK/PYD; Batı’dan Yunanistan ve NATO üyeleriyle Türkiye’yi çevreliyor. Ayrıca Mısır, Romanya ve Gürcistan silahlı kuvvetlerini de şimdiden Türkiye karşıtlığıyla motive etmiş durumda.

Türkiye, Libya ile bu çevrelenin batı cephesini yıkmış olsa da; Sirte ve Cufra meselelerini “çok hızlı” çözmek zorunda. Sadece Libya değil; Mısır, Irak, Lübnan ve hatta Suriye ile reel politik menfaatler için müzakereler yapmalıdır. ABD merkezli bazı araştırma kuruluşları, Türkiye hakkında planlamaları iç açıcı olmadığı gibi önümüzdeki ABD seçimleri Türkiye açısından daha sıkıcı bazı gelişmelere açık olacağı tahmin ediliyor. Demokrat Partinin şimdiden önde olması ve muhtemelen AMERİKAN seçimlerinde zaferle çıkmaları bölgemizde önemli problemleri beraberinde getireceği tahmin edilmektedir.

DAİŞ, PKK/PYD veya bazı GEZİ kafalı aktörleri sahamızda kullanmak isteyecektir. Buna karşın Türkiye tüm dış politika siyasetini yeniden gözden geçirmek zorunda olduğu gibi. Devletin denklik politikasını bire bir hazırlayıp ve bütün siyasal sistemi DIŞ saldırılara karşı güçlendirecek akılcı tedbirler alması şarttır. Vesselam…

Sabri Balaman

Akit TV köşe yazarı