BIST9.722,09%0,80
USD32.5964%0.09
EURO35,0050%0.44
ALTIN2.422,50%-0.03

Hindistan, Müslümanlara Soykırım Yapıyor

Sabri Balaman

Abone OlGoogle News
10 Mart 2020 09:58

Hindistan Başbakanı Narenda Modi liderliğindeki Bharatiya Janata Partisi (BJP) hükümeti, Müslüman karşıtı Vatandaşlık Yasası (CAA) nedeniyle Hint Müslümanlarına karşı, polis şiddeti de dahil ölümcül saldırılar düzenliyor.

Hindistan 1.4 milyar nüfusa sahip, bunun yüzde 14 ile 20’sini Müslümanlar oluşturuyor. Modi liderliğindeki BJP, ideolojik olarak sol, komünist ve batı yanlısı partilerle birlikte Müslümanları muhalif olarak görüyor. Hindi Milliyetçisi Modi, Müslümanlara yönelik son 5 yılda baskıyı artırdı. Modi, İslami isimli mekanların adını değiştirdi, tarih kitaplarını yeniden yazdırarak Müslümanların ülke tarihindeki izlerini sildirdi. Müslümanların yoğun yaşadığı Keşmir’in özerk statüsünü ortadan kaldırdı.

Modi, CAA yasasıyla dini inanışı, Hindistan tarihinde ilk defa vatandaşlığın belirlenmesinde bir kriter haline getirmektedir. 2015’ten önce Bangladeş, Pakistan ve Afganistan’dan (Müslümanlar hariç) Hindistan’a göç eden herkese neredeyse otomatik olarak vatandaşlık yolunu sunuyor. Ancak Modi, yasanın Hint Müslümanlarını kapsamadığını ifade etse de; Hindistan’daki Müslümanların evleri ve işyerleri yağmalanıyor. Hindistan, ülke dışından gelenlere vatandaşlık dağıtırken; Müslüman olanlara vatandaşlık statüsü vermiyor.

Delhi, Uttar Pradesh ve Batı Bengal’deki Müslüman öğrenciler ve gençler, CAA karşıtı protesto başlatırken, BJP büyük devlet baskısı ile cevap verdi, internet kullanımını askıya aldı. Tüm protestolara yasaklar uyguladı ve ölümcül polis baskısı emretti.

Şiddet olaylarında en az 38 ölü, yüzlerce ağır yaralı, tahrip edilmiş camiiler, yırtılmış ve yakılmış Kur’an-ı Kerim sayfaları ve seccadeler… Elbette Hint polisinin duyarsızlığı, Müslüman mahallelerin basılması ile Müslümanların durumunu daha da zorlaştırıyor.

Hindistan’da yaşanan bu olaylar, Kongre Partisi lideri ve Başbakan Indira Gandhi suikastının ardından Sih karşıtı olayların gerçekleştiği 1984’ten bu yana, Delhi’deki en büyük toplumsal şiddet olaylarını oluşturuyor.

Bu bağlamda Milliyetçi Hinduların, Müslümanlara ve Komünistlere karşı bir ‘rövanşist’ bir siyaset izleyerek ‘intikam’ aldıkları anlaşılıyor. Çünkü Gandi’nin ölümüne neden olan Sih muhafızları yüzünden 3.000 civarında Sih öldürülmüştü.

Tarihsel ve etnik rövanşist siyaset bugün Hindistan’ı kasıp kavuruyor. Özellikle Başbakan Modi’nin kindar siyasetiyle birlikte bugün Hindistan’da Müslüman etno-dinsel bir soykırım yapılıyor.

Zira bu asayiş olayları, tek bir dini grubu hedef alan çetelerin, polis tarafından kontrol edilmeyip engellenmemesinden anlaşılıyor. Hindu Milliyetçisi Modi, Müslüman soykırımı yapılmasını duyarsızlığı ile destekliyor.

Modi’nin Müslüman karşıtı siyaseti aslında Keşmir’in özel statüsünün iptal edilmesiyle başlamış, kuzeydoğu eyaleti Assam’da 2 milyon kişinin vatandaşlıktan çıkarılmasıyla devam etmiştir. Delhi’de Müslüman mahallelere abluka uygulanmasıyla devam etmişti. Nihayetinde de CAA yasasıyla Müslümanlara yönelik ülke genelinde ciddi şiddet olayları başladı.

Hindistan’da devam eden Müslümanlara yönelik Hindu terörizmi, akıllara Çin’de Müslüman Doğu Türkistanlılara yapılan etno-dinsel soykırımı hatırlattı. Malumunuz Pekin yönetimi, Müslümanlara kamplarda zihinsel ve fiziksel şiddet uyguluyor. İbadethaneleri yıkıyor. Çin Müslümanlarına yönelik soykırım yapıyor. Ancak Çin, yaptıklarını bedelini Corona Virüsüyle ödemeye başladı. Öyle ki Çin fobia, Corona Virüsünün önüne geçti bile. Dilerim Allah’tan benzer bir vaka da, Hindistan Milliyetçilerin başına gelsin.

Vesselam…

Sabri Balaman

Akit TV köşe yazarı