BIST9.915,62%2,05
USD32.4545%-0.25
EURO34,7279%-0.70
ALTIN2.438,32%0.09

“Türkiye katliam yapıyor” iftirasına verecek cevabınız yok mu?

Rasim Bolbol

Abone OlGoogle News
17 Ekim 2019 01:32

CHP ve İYİ Parti’nin, yerel seçimlerde kol kola girdikleri HDP’ye adeta bir özgüven patlaması yaşattığı inkâr edilemez bir realite.

Mezkur partiler, terör örgütünün siyasi uzantısına muhtaç olduklarını fazlasıyla belli ettiler, HDP de bu durumu her defasında bir koz olarak kullanmaktan çekinmedi. İplerin elinde olduğunu bildiği için CHP ve İYİ Parti’ye ayar üstüne ayar verdi.

Hatırlayın, 31 Mart’tan öncesinde başladı “Ayağınızı denk alın” mesajları.

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli’nin Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş üzerinden verdiği gözdağı mesela...

Adam, “Bu iki isim seçilirse, bilin ki bu HDP’lilerin oyları ile olacak. HDP’lileri yok sayarak, Kürtleri yok sayarak siyaset yapamazsınız. Yapmaya çabalarsanız siyaseten bir karşılık bulamazsınız” diyerek açık açık kulak çekti.

İttifakın “şımarık çocuğu”nun aynı tutumunu 23 Haziran akabinde de sürdürdüğünü söyleyebiliriz.

Anımsayın, o zaman da hedefte Millet İttifakı’nın diğer ortağı İYİ Parti vardı.

HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan’ın Meclis Genel Kurulu’nda İYİ Partililere dönüp “İçinde bulunduğunuz ittifaka, HDP ve PKK’ya gönül vermişlerin de olduğu insanlar oy verdi. Şu an koltuklarınızda HDP’nin oylarıyla oturuyorsunuz” sözleriyle parmak salladığı o konuşma hakikaten ilginçti.

Uzatmaya gerek yok.

Bunlar, aslında hem CHP’nin hem de İYİ Parti’nin öngördüğü gelişmelerdi.

Siyaseti terk edip siyaset mühendisliğine soyunmanın sonucunun başka türlü tezahür etmesi elbette beklenemezdi.

İşte yukarıda izah etmeye çalıştığımız garabetin son örneğine Londra’da düzenlenen ve Barış Pınarı Harekatı’nın konuşulduğu toplantıda şahit olduk. 

HDP’den de bazı isimlerin katıldığı söz konusu toplantıda bir terör örgütü yandaşının çıkıp CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak’ı ne hallere soktuğunu hep beraber gördük. 

Doğrusu son derece acınası bir tablo...

“Türkiye Rojava’da Kürt katliamı yapıyor” iftirasında bulunuluyor, Öztrak sesini çıkaramıyor.

Çocukların öldürüldüğü yalanı ortaya atılıyor, CHP Genel Başkan Yardımcısı iki cümleyle de olsa “Yok öyle bir şey” diyemiyor.

Daha geçtiğimiz günlerde IMF yetkilileriyle otel odalarında gizlice görüşüp, talimat alan Öztrak’ın (ki kendisi başımıza paraşütle indirilen Kemal Derviş tarafından, Türk ekonomisinin tam anlamıyla çöktüğü 2001 krizinde Hazine Müsteşarlığı’na getirilmişti) şimdi de Londra’da terör örgütü üyeleri tarafından azarlanması gerçekten çok hazin.

Bütün bu olan bitenin bir de Türk bayrağı altında yaşanması ise daha da hazin.

Söylesenize, ülkesini bile savunamayan bir adamın Türk bayrağının altında ne işi var?

Dikkat ederseniz, “CHP’li bir yöneticinin terörist grupların toplantısında ne işi var?” diye sormuyoruz.

Zira bu tür toplantılar CHP için artık olağan hale geldi.

Nerede Türkiye karşıtı bir toplantı, orada CHP!

Bu millete kim düşmansa gidip ona kuyruk oluyorlar. 

Onun-bunun şamar oğlanı olmaktan zerrece utanmıyorlar.

Ne yazık ki, terör yandaşı Sezgin Tanrıkulu’nu ihraç edemeyen, devlet-millet düşmanı Canan Kaftancıoğlu’nu kulağından tutup kapının önüne koyamayan bir CHP var karşımızda.

Atatürk’ün partisi yönetil(e)miyor, savruluyor.

Anahtarı teslim etmiş haldeler.

Bakalım bu vaziyet daha ne kadar devam edecek?

Akit TV köşe yazarı