BIST9.645,02%-0,50
USD32.5505%-0.01
EURO34,8816%0.05
ALTIN2.428,37%-0.07

Al “candaş” Yılmaz Özdil’i,vur “yandaş” Mehmet Barlas’a!

Rasim Bolbol

Abone OlGoogle News
13 Ekim 2019 01:21

Yanı başımızda bir terör devleti kurulmasını engellemek ve Suriyeli mültecilerin kendi ülkelerine dönüşünü sağlamak için başlattığımız Barış Pınarı Harekatı tüm hızıyla devam ediyor. 

Operasyonumuz dosta güven verirken, düşmana ise korku salıyor.

Malum, kimileri devletimizin bekası, askerimizin muzafferiyeti için canhıraş bir şekilde gayret gösterirken, kimileri ise alttan alta algı operasyonlarına imza atıyor.

Hatta “Alttan alta” da demeyelim. Açık bir şekilde yapıyorlar bunu.

Baksanıza, Fırat’ın doğusunu milli silahlarımızla vuruyoruz, ses ABD’nin içimizdeki gayri milli silahşörlerinden geliyor.

Lamı-cimi yok. Resmen ve alenen tetikçilik yapıyorlar.

Mesela Sözcü’nün ağzı bozuk yazarı Yılmaz Özdil...

Gördünüz, operasyonun ilk günü sosyal medyadan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben “Başka Türkiye yok... Dik dur, eğilme, yanındayız” diyerek destek mesajı yayınlayan işbu eleman, daha yazdığının mürekkebi kurumadan aslına rücu ediyor.   

Evet, Türk basınının tanıdığı en kıvrak dansözlerden biri olan Özdil, Erdoğan’a dik durmasını öğütlemesinin hemen akabinde “Gayet açık görülüyor ki, Barış Pınarı operasyonunu PKK’yı yok etmek için değil, Amerikan vatandaşlarının vergi yükünü hafifletmek için yapıyoruz. Fırat’ın doğusundaki DEAŞ’lıların maliyeti ABD’nin üstüne kalmıştı. Onlara IŞİD’e gardiyanlık yapmak, pahalı geliyor. Biz ucuzuz. ABD bu maliyeti şimdi Türk askerinin üzerine yıkıyor” diyerek “dik durma problemi” olduğunu cümle âleme gösteriyor.

Piyasa Türk askeri için “ucuz” hakaretini savurma cüretini gösteren Yılmaz Özdil’e kalsa yine iyi. 

Bir de “duayen gazetecimiz(!)” Mehmet Barlas var. 

Üstelik Barlas’ın pozisyonu Özdil’inkinden de farklı.

Öyle ya, kendisi pek çok çevre tarafından “yandaş” olarak nitelendirilen bir isim. 

Ancak görüyoruz ki, onun da yandaşlığı “ABD’nin yanında saf tutmak”tan ibaret.

Türkiye’ye ardı ardına tehditler savuran ABD Başkanı ile empati kurulması gerektiğini yazıp, “Trump’ın halinden anlamalıyız, ona gereksiz tepki göstermemeliyiz” üfürmesinde bulunması bu yandaşlığın bir sonucu zaten.

Peki, “Trump Cumhurbaşkanı Erdoğan’la anlaşarak hem Amerikan derin devletinin hem de İsrail’in Suriye’ye dönük planlarının canına okudu. Sınırlarımıza bitişik ve İsrail’le uyumlu bir uydu Kürt devleti kurma yolundaki planları adeta havaya uçurdu. Kısacası Trump’a gereksiz tepkiler göstermemeliyiz. Türk ekonomisinin bunalım yaşamasının sorumlusu olarak Trump’ı görmemeliyiz. Şu anda herhalde en fazla Trump’ın halinden anlamamız gerekiyor” diyen bu “duayen(!)”i biz şimdi ciddiye mi alacağız?

Mahut “yandaş”a “Senin yere göğe koyamadığın Trump döneminde, terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG’ye binlerce TIR silah gönderilmesine devam edildi. Yine senin fazla üstüne gidilmemesini salık verdiğin adam, daha geçen gün ‘PYD-YPG’ye finansal ve silah yardımında bulunuyoruz’ tweet’i atarak, terör örgütlerine arka çıkmayı sürdüreceklerini beyan etti” diye itiraz etmeyecek miyiz?

Elbette edeceğiz.

Sakın yanlış anlaşılmasın.

Bu mesele AK Parti meselesi olarak telakki edilecek bir mesele değil.

Bu mesele Türkiye meselesi.

Bu mesele Türkiye’nin meselesi.

Unutulmamalı ki, böylesine kritik zamanlar turnusol kağıdı işlevi görür. Türkiye’nin yanında olanlarla karşısında saf tutanlar işte tam da bu günlerde ortaya çıkar. 

Yılmaz Özdil’in AK Parti muhalifi olması, Mehmet Barlas’ın ise aynı partiyi cansiperane savunuyor gözükmesi hiçbir şeyi değiştirmez. 

O yüzden diyoruz ki, bizim gözümüzde “candaş” Özdil’le “yandaş” Barlas arasında “Amerikan muhipliği” konusunda zerrece bir fark yoktur.

İkisi de ABD’nin borusunu öttürmektedir.

İkisi de Sam amcalarının nam ve hesabına çalışmaktadır.

Nokta.

Akit TV köşe yazarı