Millet düşmanlarına tahammül eden Arınç’a bu “tahammül” neden?
Rasim Bolbol
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne zaman ihanete darbe vuran politikalar üretse, birileri hemen pıtırak gibi ortaya çıkıyor.
Hukuk adamlarımız ne zaman maşeri vicdanı rahatlatan kararlara imza atsa, malum koro “düşünce özgürlüğü” kılıfına sığınarak, anında nasırlarına basılmışçasına ayağa fırlıyor.
Alın işte Bülent Arınç’ın son açıklamaları...
Beyefendi hem nalına hem mıhına vurmuş adeta.
Bir yandan CHP’li Canan Kaftancıoğlu’na mavi boncuk dağıtıyor, diğer yandan HDP’li Ahmet Türk’e kefil oluyor. Üstelik bunu milletin cebinden çıkan paralardan aldığı maaşla, yani Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi sıfatıyla yapıyor.
Neymiş, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na hiç dava açılmasaymış daha iyi olurmuş. Çünkü “zorlama” bir davaymış bu. Böyle böyle Türkiye’nin itibarına eksi puan yazılıyormuş. Kaftancıoğlu’nu sevmesek de ifade özgürlüğüne saygı duymalı, düşüncelerini açıklamasına tahammül etmeliymişiz.
Görüyor musunuz?
“Tahammül”den dem vuruyor sayın Arınç.
İyi de neye tahammül edeceğiz şimdi biz?
Kadın(!) düşünce serdetmiyor ki tahammül gösterelim.
Bildiğin kin kusuyor.
Söylesenize;
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne “seri katil” demek...
Türklerin Ermenilere soykırım uyguladığı iftirasını atmak...
15 Temmuz hain darbe kalkışması sırasında FETÖ’cülere direnen vatandaşlara “terörist” muamelesi yapmak...
“Kim şehit olmak istiyorsa gitsin olsun” deyip şehitlerimizle ve şehadet kavramıyla alay etmek...
PKK’nın kurucularını “devrimci” olarak nitelemek bir “düşünce açıklaması” mıdır?
Eğer bu saydıklarımız ifade özgürlüğü kapsamına giriyorsa, siz ilgilisine tahammül göstermeye devam edin Bülent Bey.
Doğrusu, bizim midemiz söz konusu kepazelikleri kaldırmıyor.
Biz, sizi istişarede bulunmak için yanına alan Tayyip Erdoğan’a “Tayyip Erdoğan neredesin, Allah belanı versin. Aç tazminat davasını, alırsan boğazından helal lokma geçmiş olur sayemde” diye hakaretler savuran birine hoşgörülü davranacak kadar “geniş mezhepli” değiliz.
Elbette siz öyle olabilirsiniz.
Zaten siz hakkında terör örgütü kurma, yönetme ve terör propagandası dahil teröre ilişkin suçlardan iki kovuşturma, 4’ü adli, 3’ü de idari olmak üzere toplam 7 soruşturma bulunan Ahmet Türk için de “Kendisini tanıyorum ve saygı duyuyorum. Terörle ve şiddetle alakası yoktur. Barış olsun isteyen biridir” diyebilecek kadar sevgi pıtırcığısınız.
Düşünebiliyor musunuz?
Tam da görevden alınmadan önce Kandil’den yanına eş başkan koyan...
Azılı teröristin kardeşini kendisine danışman olarak atayan...
Şehidin ailesini işten kovup, aynı göreve bir terör zanlısını getiren Ahmet Türk, Bülent Arınç’ın nazarında “saygı duyulacak” birisi.
Terörist mezarlığına belediye imkanlarıyla her türlü araç, gereç ve malzeme desteği veren...
PKK’nın marşını ayakta söyleyerek terör örgütüne bağlılığını ve sadakatini izhar eden...
Belediye başkanlığı sırasında, karşısına geçip ayak ayak üstüne atan 17-18 yaşlarındaki teröristin sigarasını yakan...
Yabancı basına “Kürtlere soykırım yapılıyor” yalanını söyleyen eleman, yine Arınç’a göre barışın yılmaz savunucusu.
Bu nasıl iş Allah aşkına?
¥
AK Parti’nin yetkili isimleri, “Bülent Arınç’ın açıklamaları kişisel fikrini yansıtıyor. Kurumsal olarak bizi bağlamaz” dese de mezkur açıklamalar AK Parti’yi bal gibi bağlamaktadır. Bu yüzden bizce, devlet ve millet düşmanlarına tahammül etmeyi sindirebilen birine AK Parti daha fazla “tahammül” etmemelidir.
Galiba bunun başka yolu yok.