BIST9.645,02%-0,50
USD32.5767%0.17
EURO34,8265%0.54
ALTIN2.416,93%-0.65

Kentsel Dönüşüm Acilen Devreye Sokulmalı

Prof. Dr. MEHMET FATİH ALTAN

Abone OlGoogle News
09 Aralık 2020 10:15

İstanbul Aydın Üniversitesi öğretim üyesi ve AFAM Müdürü Prof.Dr. Mehmet Fatih ALTAN ve İstanbul Ticaret Üniversitesi’nden araştırmacı Mehmet Çağrı KIZILTAŞ kentsel dönüşüm sürecini değerlendirdi.

Prof. Altan ‘kentsel dönüşüm uzun soluklu bir süreçtir. Ve birçok boyutu var, bunları:

Sosyal dönüşüm

Ekonomik dönüşüm

Mekânsal dönüşüm

Kültürel dönüşüm

Yapısal dönüşüm

Ve daha birçok başlıkta değerlendirebiliriz. Ancak genelde sadece yapısal ve mekânsal boyutu anlaşılmakta, yer yer ekonomik boyutu ön plana çıkmaktadır. Ancak çok boyutlu değerlendirme bir zorunluluktur. Öte yandan bir de ülkemiz ve İstanbul için deprem gerçeği var. Ülkemiz bir deprem kuşağında yer alıyor, hakeza İstanbul da öyle. İstanbul başta olmak üzere birçok büyükşehrimiz deprem riski yaşıyor ve yenilenmesi gereken çok büyük bir yapı stoku mevcut’ dedi.

Araştırmacı Kızıltaş ise ‘son on yılda çok büyük ulaştırma projeleri yapıldı. Bunların bir kısmı dünyanın mega projeleri arasında yer almaktadır. Depreme dayanıklılıkları ise ortada. Ancak daha etkin bir kentsel planlamaya ihtiyacımız var. Depreme yönelik de imar hazırlıklarında ise daha hızlı davranılması gerekiyordu. Ancak deprem daha sık konuşulduğu, gündem olduğu günlere geldik. Yapılması gerekli olan önemli işler var’ dedir.

Prof. Altan ‘ulaştırma ve altyapı projelerinin başarısı ortada. Kamu binaları, okullar, hastaneler, viyadükler, köprüler yenilendi, güçlendi. Fakat yenilenmesi gereken yapı stoku noktasında aksiyon alınıp hızla ilerlenmesi gerekiyor. Sosyal konut projelerine öncelik verilmeli. Vatandaşa ev sahibi olabileceği alternatifler sunulmalı. Binası kentsel dönüşüme tabi tutulan vatandaş yine aynı semtte, bölgede konut edinebilmeli. Konut meselesi daha kapsamlı bir şekilde değerlendirilmeli. İhtiyaca göre, halka sunulan yapısal dönüşüm alternatifleri arttırılmalı.’ Şeklinde konuştu.

Kızıltaş ‘İstanbul’da kentin güney aksında (Marmara denizi kıyıları) yoğun nüfuslu bir yerleşim var. Şehrin kuzey bölgeleri ise nefes alıp verdiği ciğerleri olan yeşil alanları içeriyor. Güney aksı aynı zamanda İstanbul’un deprem açısından en riskli kuşağı. Özellikle Silivri ve Adalar bölgeleri deprem bağlamında gündemde. Yapısal ve kentsel dönüşüme geç kalınan noktalar var. Ama şehrin karakteristik bir açmazı da var. Nihai çözüm kenti 16 milyon nüfusu ile kuzeye taşıyıp, güneyi ağaçlandırmak ve bunu kısa sürede yapmak mümkün olamayacağına göre yeni ve hızlı çözümler geliştirilmeli’ dedi.

Prof. Altan ise ‘yerinde dönüşüm birçok açıdan isabetli olmaktadır. Zorunlu olmadıktan sonra ilçelerin sosyal dokusunu büyük ölçüde değiştirmek yersizdir. Zira yeni sosyal problemler doğuracaktır. Konunun rant kısmı da büyükşehirler, özellikle de İstanbul için bir gerçekliktir. Ancak bu kadar büyük çaptaki bir dönüşüm potansiyeli zaten her hâlükârda doğru bir planlama ile ciddi ekonomik karlar da sağlar. Dolayısı ile dönüşümün bütün taraflarını gözeten, insan odaklı projeler mümkün ve uygulanabilir görünmektedir’ ifadelerini kullandı.

Kızıltaş ise ‘İstanbul’un güney aksındaki nüfusun yoğunluğu seyreltilecek bir şekilde 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü aksları arasında şehrin doğusundan batısına, kurulan düzenli yeni sosyal kentsel alanlara yerleşim açılmalıdır. Güney akstaki nüfus şehrin her iki yakasında da kademeli ve görece olarak orta akslara taşınmalı. Bu aynı zamanda iki boğaz köprüsü arasında düşünülen yeni kıta geçişi ulaşım projeleri ile de örtüşecektir. Bunun paralelinde kısmi bir nüfus aktarımı büyük projelerin düşünüldüğü kuzey bölgelere de nispeten ve planlı olarak düşünülebilir. Ancak kentsel dönüşüm sosyal dönüşüm merkezli planlanırsa daha hızlı sonuç almak mümkün olabilir’ diye devam etti.

Prof.Dr. Altan ise ‘Pendik-Tuzla hattına milyonluk nüfus yerleştirilmesi planlanıyordu, gerçekleştirildi. Silivri’ye benzeri düşünülüyordu, gerçekleştirilmedi, şu aşamada isabetli bir yaklaşım da olmaz. Yeni şehir kurulumu düşünülüyordu bu sıfırdan bir konu olarak değerlendirilmedi. Bunu da geldiğimiz noktada böyle değerlendirmeye gerek yok. Metro ve otoyol ile şehrin merkezi alanlarına erişilebilir olan bölgelere düzenli ve yeni sosyal konut projeleri düşünülebilir’ şeklinde konuştu.

Kızıltaş ise ‘terkedilmesi planlanan ve eski merkezi bölgeler olan kimi kentsel çöküntü alanları, buralardan nüfus taşındıktan sonra bütünü ile rant alanı olarak düşünülmemeli. Ancak atıl bırakılıp Anadolu’dan yeni göçe kapı ya da göçmen-mülteci nüfusa istikrarsız sığınak alanları olarak da bırakılmamalı. Bu gibi bölgelere özel aksiyon planları da gerekli görünüyor’ dedi.

Prof. Dr. Altan ‘deprem toplanma alanları yeniden gözden geçirilmeli. Gerekirse belli stratejik noktalarda kimi alışveriş merkezi ve gökdelen yatırımlarından da vazgeçilmeli. Kentin iç bölgelerinde kurulu olan ya da planlanan millet bahçeleri de afet durumunda toplanma alanına dönüşebilecek bir şekilde çok fonksiyonlu olarak tasarlanmalı ve yenilenmelidir’ dedi.

Kızıltaş ‘alışveriş merkezleri, gökdelenler ve benzeri büyük yapılar için ihtiyaca göre kademelendirme getirilmeli. Kimi yerlerde butik AVM, butik yaşam merkezi, butik mekânsal merkezler düşünülebilir. O bölgenin nüfusu, istihdamı, ekonomisi, ihtiyacına ve hatta yöresel özelliklerine göre yapısal büyüklükler, işlevler, hatta ticari içerikler ve satın alınan ürünlere kadar çeşitlendirme ve derecelendirme yapılabilir. Mevcutların bir kısmında da bu şekilde küçülme ya da dönüşüme gidilebilir. Bu da yerine göre afet alanı ve yeşil alan kazanımı ve trafik tıkanıklığında düşüş gibi yararlara dönüştürülebilir’ diyerek sözlerini tamamladı.

Prof. Dr. MEHMET FATİH ALTAN

Akit TV köşe yazarı