BIST10.241,00%-0,25
USD32.2638%0.01
EURO34,7381%-0.08
ALTIN2.402,21%-0.29

Devrim otomobiline benzin konulmadı efsanesini çürütüyoruz

Mustafa Armağan

Abone OlGoogle News
07 Mart 2024 10:38

Bakmayın Türkiye’nin birbiri ardınca attığı teknolojik hamlelere. Bunlar, yeni bir dönemin başladığının alametidir. Yakın tarihe baktığımızda Türkiye’deki sanayileşme girişimlerinin engellenmesi kural, desteklenmesi istisnadır.

Sadece sanayileşme girişimleri engellenmekle kalmamış, aynı zamanda tarihte de öldürülmüştür mucit ve girişimcilerimiz. Dünyada insan vücudundaki bir metal parçasını röntgen cihazıyla tespit eden ilk insanın Esad Feyzi olduğunu da bilmez bu millet. İlk yerli yolcu uçağımızı yapan Nuri Demirağ’dan girin, ilk otomobil maceramızdan çıkın. Tablo aynıdır.

Bir icat mı yaptınız? Birilerinin kulp takmak için devreye girmesi an meselesidir. Dedikodu kazanı kaynamaya başlar. Ta ki millete burun kıvırtıncaya kadar kazanın altına ateş atmaya devam eder. Algı çalışması tamamlanınca keyiflerine diyecek yoktur. Yakarlar sigaralarını, bir ümit ışığını daha nasıl söndürdüklerinin keyfini çıkarırlar.

Devrim otomobilinin hikâyesi tam da bu tabloya şıp diye oturur.

Güya mühendisler ilk Devrim otomobiline benzin koymayı unutmuşlar.

Evvela tarihî bir yanlışı düzeltelim.

Olay şöyle gelişmişti:

Otomobillerde kullanılacak yüksek oktanlı benzin garajda kısıtlı miktarda bulunduğu için siyah ve sarı Devrim’lere azar azar taksim edilmiş ve her benzincide bulunmadığı için yoldaki bir benzinci ile anlaşılmış, şoföre de oradan benzin alması talimatı verilmişti.

Ne var ki askerî protokol araçlarının etraflarını sarması yüzünden korteji bozup da benzinciye giremeyen iki Devrim otomobili nasıl olsa kısa bir tur yapılacak, bu kadar benzin yeter denilerek TBMM önündeki tören alanına götürülecekti.

Gürsel’in seçtiği siyah Devrim ile Atatürk Bulvarında ek bir gezintiye çıkacağı öngörülmediği için gezintiden dönüşte (oraya kadar yetmişti) tam TBMM girişinde benzin bitince araç durmuş ve Cemal Ağa o meşhur sözü söylemişti:

-Garp kafasıyla otomobil yaptık ama Şark kafasıyla benzin ikmalini yapamadık.

Bu söz sonradan kasıtlı olarak “benzin koymayı unuttuk” şekline sokulacaktır.

Bunun üzerine sarı renkli Devrim getirilerek yoluna devam eden Gürsel zannedildiği gibi kendi makam arabasına dönmemiş ve diğer Devrim otomobiliyle Anıtkabir’e kadar gitmiştir.

Ancak bu ilk millî teşebbüsü baltalamak maksadıyla o günkü olaylar özellikle 1964 yılından itibaren çarpıtılmış ve emeklerin üzerine sünger çekilmiştir.

Bu çarpıtmanın kimin ekmeğine yağ sürdüğünü 70 yıllık otomotiv tarihimiz özetliyor aslında.

Olayın ertesi günü Cumhuriyet gazetesinde çıkan haberin ilgili kısmını olduğu gibi aktarıyorum. Henüz yalan katılmamış olduğu günlerde bakın olay nasıl anlatılmış?

“Bu sırada Başkan Gürsel’e, birisi siyah diğeri sarı renkli Devrim isimli Türk yapısı iki otomobil Ulaştırma Bakanı Orhan Mersinli tarafından takdim olunmuştur. Eskişehir Cer Atelyelerinde tamamen Türk mühendis ve işçilerinin çalışması neticesinde yerli malzeme ile yapılan otomobillerin yanına gelen Gürsel şöyle demiştir:

- Bu eseri meydana getiren Demiryollarının kıymetli mühendis ve işçilerini tebrik ederim. Bir aşağılık duygusu ile bugüne kadar otomobil yapamayız fikri böylece yıkılmış bulunuyor. Sizleri tekrar tebrik ederim.

Ulaştırma Bakanı bu anda bir numaralı otomobilin anahtarını Gürsel’e vermiş ve “Size bir numaralı otomobilin anahtarını takdim ediyorum. Bugün huzurunuzda iki otomobil var. Fakat atelyelerimizde iki otomobil daha yapılmakta” demiştir. Müteakıben otomobil hakkında izahat vermiştir.

Bundan sonra Gürsel, Fahri Özdilek, Orhan Mersinli ve başyaver binbaşı Kadri Erkek siyah renkli otomobile binerek Atatürk Bulvarına kadar gidip dönmüşlerdir. Fakat Başkanın bu otomobille bir gezi yapacağı düşünülmediğinden fazla benzin alınmamış bulunması, dönüşte otomobilin Meclisin girişinde kalmasına sebep olmuş, bunun üzerine sarı otomobil getirilmiştir. Bu sefer Gürsel şunları söylemiştir:

- Garp kafasıyla otomobili yaptık ama şark kafasıyla ikmâlini yapamadık. Fakat gene de bu olay Türk sanat tarihine geçecektir.”

Başkan Gürsel’in sarı otomobille saat 10.30’da, etrafında merasim otoları ve protokol dahil zevat olduğu halde Anıt-Kabir’e gelişi orada toplanmış bulunan halk tarafından coşkun şekilde alkışlanmıştır.

Başkan Gürsel, bu otomobillerin seri olarak imalini ve fiyatlarının da mümkün olduğu kadar ucuzlatılması direktifini vermiştir.” (Cumhuriyet, 30 Ekim 1961)

Gördünüz mü? Başkanın planda olmadığı halde gezi yapacağı tutuyor ve kabak Devrim’in başına patlatılıyor. Sözü de çarpıtılıyor.

Peki, bunları kim yapıyor? TOGG’a karşı çıkanlar kimse onlar.

Şaşırdık mı?

Mustafa Armağan

Akit TV köşe yazarı