BIST9.716,77%-0,05
USD32.5617%0.07
EURO34,9485%-0.08
ALTIN2.436,02%-0.01

Vefatının 74. sene i devriyesinde Milli Cidal

Mustafa Albayrak

Abone OlGoogle News
27 Ocak 2022 15:50

Vefatının 74. sene i devriyesinde Milli Cidal ,Milli Mücadele/ ( İstiklal Harbi ) kahramanlarımızdan merhum Kazım Karabekir Paşa ile alakalı bir kaç anekdotu hatırlatmakta fayda var..
Zira Karabekir Paşanın Milli Cidal da ki ehemmiyeti malum sebeplerden dolayı okul kitaplarında zikredilmez ..
Kazım Karabekir Paşanın İstiklal Harbimizde ki ehemmiyetini anlatmak için o günün Türkiyesi veya Osmanlı İmparatorluk bakiyesinde ki ahval ve şeraiti biraz hatırlamamız lüzum eder..Çok teferruata girmeden zikredelim..
1918 in Kasım ( 1334 Teşrinisani ) günleridir..Mondros Mütarekesi 30 Ekim 1918 de imzalanmış ve kahredici 7.Maddesi gereğiİtilaf kuvvetleri 13 Kasım 1918 ( 13 Teşrinisani 1334 ) de İstanbul Boğazını gemilerle işgal etmiş Deniz zırhlıları namlularını sultan Vahideddin Hanın Yıldız sarayına namlularını tevcih etmişlerdi...Karabulutlar İmparatorluğun Payitahtın İslam Dünyasının üstünde dolaşıyordu..10 yılda yaptıkları hatalarla Koca Osmanlı Devletinin inkırazına ( yıkılışına ) sebep olan Enver Talat Cemal Paşalar Troykası ülke dışına çıkmış İttihad Terakki denen kabus bitmiş ama başka bir Kabus başlamıştı..
ve o Kabus neticesi Osmanlı Orduları silahlı kuvvetlerinin tüm fertlerinin terhisi tüm silahlarının ise İşgal Ordularına teslimi isteniyordu..Yani silahsız kuvvetsiz bir Türk vatanı bırakılmak istenmişti..Payitahtta ise bir yalnız adam oturuyordu..Ağabeyi 5.Mehmed Reşat'ın vefatı neticesi İmparatorluk Tahtına oturduğu zaman Başmabeyncisi Merhum Ali Fuad Türkgeldi nin ifadesi ile heyecandan üzüntüden bacakları titreyen biri yani Sultan Vahideddin Han oturuyordu...Son Osmanlı Padişahı ve İslam Halifesi Vahideddin Han 4 Temmuz 1918 de ( tarihe dikkatinizi çekerim ) tahta oturduğunda İmparatorluğun başkenti Toplarla dövülüyordu..Yani Vahideddin Hanın 1.Cihan Harbindeki mağlubiyetimizden mesul olduğunu iddia edenlere Harbin bitimine sadece 4 ay bile kalmadığını hatırlatır vicdanlarına sesleniriz..Bunların her birisi farklı bir yazı mevzudur..
Şimdi bu kabus ortamında mevcut Osmanlı Ordu ve Kolordu komutanların Sadrazam İzzet Paşanın talimatı ile Payitahtta toplanıyorlardı..Zira Harp bitmiş ve mütareke imzalanmıştı..Ordunun terhisi silahların ise düşman kuvvetlerine teslimi sağlanacaktı..
İşte o günler İstanbul'a gelen
komutanlardan biri de Tebriz de ki kolordu karargahından dönen Mirliva Kazım Karabekir idi.. Yine Filistinde ki Yıldırım Cephesi kumandanı Mirliva Mustafa Kemal Paşa'da Sadrazam İzzet Paşanın emri ive steği ile İstanbula dönmüştü..O günler de Albay İsmet Bey ise Harbiye Nezaretinde ( bugünkü istanbul Üniversitesi ana kapısının olduğu bina) Müsteşarlık vazifesinde idi...Albay İsmet bu vazifesini Enver Paşanın Harbiye Nazırı olduğu zamanlardan beri devam ettiriyordu.Yani Milli Cidal'de vazife görecek mühim 3 subayda İstanbul da buluşmuştu.. Kazım,Mustafa Kemal ve İsmet Beyler..Peki 3 Komutanın da İmparatorluğun bu durumunda ki görüşleri ne idi ? Mirliva Mustafa Kemal Paşa İstanbul da halen yapılacak işler bulunduğuna inanıyordu..Kendisi o günler İstanbul da Şişli de bir ev tutmuştu..Annesi Zübeyde hanımın Akaretlerde ki evine yerleşmemişti..Zaten Mustafa Kemal Paşanın diğer subaylardan bir farkı vardı.Kendisi Sultan Vahideddin Hanın şehzadeliği döneminden beri Fahri Yaver Hazreti Şehriyari ünvanına sahipti ve Payitaht ta büyük prestij sahibi idi.. Hatta Gazinin hatıralarından çok iyi biliyoruz ki Filistin cephesi mağlubiyetinden sonra geri çekile çekile (Büyük Ricat) Filistinden Adana nın Bahçe kasabasına ( şu anda Osmaniye ye bağlıdır ) kadar gelmiş ve oradan hem Fahri Yaveri olduğu Sultanı Vahideddin Hana hem de Sadrazam İzzet Paşa ya telgraflar çekmiş ve tavsiyelerde bulunmuştur...
Vahideddin Hanın nezdinde ne kadar kuvvetli bir prestiji olduğunun bir ispatıda Mustafa Kemal Paşanın tavsiyesi neticesinde Ahmet İzzet Paşa Sadrazam olmasıdır...Bununla birlikte kendisinin Harbiye Nazırlığına sıcak bakılmamış fakat diğer tüm tavsiyelerine umumiyetle uyulmuştur..Sonradan Sultan Vahideddin Han kendisine cephelerde halen ihtiyaç olduğunu bu yüzden Harbiye Nazırı olarak vazife vermediğini Yaveri Mustafa Kemal Paşa'ya tebliğ etmiştir..Gerçektende Hünkar Vahidettin Han daha sonra 16 Mayıs 1919 da Samsun'a 9.Ordu Kıt'a Müfettişi olarak paşayı vazifelendirmiştir...Yani Mustafa Kemal Paşa en azından belirli bir süre İstanbul da kalmak istiyordu..İsmet Bey İstanbul da idi zaten..Bahriye Nazırlığına atanan yine Rauf Bey de İstanbul da idi.Burada Rauf beyin Mondros Mütarekesini Osmanlı Devletinin İnkıraz ( Yıkılış ) Mütarekesini imzalayan Devlet adamı olduğunu ve bu vazifeye de bizzat Payitaht ve Hükümet üzerinde büyük nüfuzu olduğunu bildiğimiz Fahri Yaver Mirliva Mustafa Kemal Paşa tarafınca tavsiye edildiğini söylemeden geçmeyelim..Tarih göstermiştir ki bu görevlendirilmelere asla tesadüfi değildir ! işte İstanbul a bu ahval ve şerait altında gelen Mirliva Kazım Karabekir Paşa da '' ne yapılabilir memleket nasıl kurtulabilir '? ' derdi ile yanan tutuşan vatansever bir Osmanlı Zabıtı idi..O çok kısa sürede İstanbul un işgale hazır olduğunu ( daha fiili işgal gerçekleşmemişti ; fiili işgal 16 Mart 1920 de İngiliz askerlerinin gemilerden sahile inerek Şehzadebaşında ki Mızıkacı Taburu zabitlerimizin şişlenmek sureti ile katledilmeleri neticesinde başlamıştır ) Bu yüzden karabekir Paşa kendisinin Anadoluya iŞarktaki vazifesine dönmek arzusunda olduğunu hem
Şişli'deki evde Mustafa Kemal Paşaya hem de Harbiye Nezaretinde ki Albay İsnet Beye aktarmıştır..O günlerde Harp okulundan da çok samimi arkadaşı olan İsmet Beyin Kazım Karabekir e verdiği cevaplar çok enteresandır.. İsmet Bey
'' Kazım benim hiç umudum kalmamıştır artık Gel Eskişehir e yerleşelim orada bir çiftlik alalım biraz birikmiş param var ve çiftçilikle uğraşalım '' der..( Kaynak Kazım Karabekirin Hatıraları İstiklal Harbimiz sahife 7 Yapı Kredi Bankası yayınları ) Olur mu İsmet der Kazım Paşa ...bizi bu saatten sonra kim kendi haline bırakır hem ne demek yapacak bir şey kalmamıştır..Şarka gitmek vazifeme dönmek istiyorum..Sen de Harbiye Nezareti Müsteşarı olarak lütfen benim vazifelendirmem için çaba sarfet '' der.. Bu esnada Kazım Paşa da Yıldız sarayında bir kaç defa Sultan Vahideddin Hanla görüşmüş ve gerçekten Nisan 1919 da Şark Cephesinde 15.kolordu Komutanı olarak Erzuruma tayinini çıkartmıştır.. Bir Gemiye binerek Nisan ayında Trabzona mülaki olmuştur..Gitmeden son ziyaretinde o esnada hasta olan arkadaşı Mustafa Kemal Paşaya da '' artık İstanbul da yapacak bir şey kalmadığını ve kendisinin yanına Şark a gelmesini Erzurum da Kongrenin yapılacağını sonraları da Garp Cephesine gidebileceğini kendisinin de her zaman ona destek olacağını '' Şişli de ki evde belirtmiştir..Bu sözlere Mustafa Kemal Paşa '' tamam hele bir iyileşeyim sonra size mülaki olurum '' şeklinde cevap vermiştir Hattı zatında Mustafa Kemal Paşa Anadoluya Gemi ile mülaki olan ilk değil belki de son Paşadır..Kazım Karabekir Anadolunun işgallerden ve Mondrso Mütarekesinin hışımından kurtarılması için vazifelendirilen Paşalardan başlıcalarındandır..1 ay sonra da Mustafa Kemal Paşa gidecektir.. Bu Paşaların İstanbul dan uzaklaştırılmalarını isteyen birileri daha vardı.. Onu da Bilal N.Şimşir inhem Türkçe hem İngilizce yayınlanmış '' İngiliz Belgelerinde Atatürk isimli Türk Tarih Kurumunca neşredilmiş eserde ki yazılanlara göre İngilizlerdi...
İşte merhum Kazım Karabekir Devletin yegane kurtuluşunun Anadoluya çıkmak ve orada halkı örgütlemek isteyen ilk vatansever paşalarımızdandır.. Gittiği Şark cephesinde hizmetleri saymakla bitirilemez..Erzurum Kongresinin Tertibi , Ermenilerin işgali altında bulunan Erzincan Erzurum ve Kars ın İstirdatı ( geri alınması ),yine Rus Osmanlı 93 Harbinde ( Miladi 1878 ) Ruslara kaptırdığımız Elviye i Selase ( Batum Kars ve Ardahan ) ninRusların geri çekilmesi ile Ermeni Gürcü vs tehdit ve işgalinden İstirdatı ( geriye alınması ) meşhur başarılarındandır .. Yine Türk Resmi tarihinde malesef yer almayan ama tarihi bir hakikat olan Ermenistan ın başkenti Erivan ı ( Revan ) işgal etmiş ve Anadoluyu işgale yeltenen Ermenileri adeta yaptıklarına pişman etmiştir..İstiklal Harbimizin ciddi bir cephesi olan Şarkta tüm vazifelerini Noksansız yerine getirmiş 3 Aralık 1920 de imzaladığı Gümrü antlaşması ile Şark hudutlarımızı emniyet altına almıştır.. Şayet Ankara nın geri gel emri olmasa Erivan ıda tekrar Türk Topraklarına katmıştı..( en son 4.Murad Han tarafınca Erivan yani Revan fethedilmiştir ) Yine tüm bu vazifeleri yerine başarı ile getirdiği yetmemiş gibi Ankara'ya yeni oluşan Büyük Millet Meclisine Mebus olarak katılmış Garp cephesi Harplerinde de cephe kumandanı arkadaşlarına her türlü asker mühimmat ve diğer desteklerini esirgememiştir...Kazım Karabekir daha sonraları bir çok konuda hem meclis de hem cephelerde Mustafa Kemal Paşa ile ihtilafa düştüğü noktalar sebebi ile yolları ayrılmış ve kesin zafer bittikten sonra askerlikten istifa edip mebusluğu ( siyaseti ) tercih edip Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasında Liderlik yapmıştır..
90 yıldan fazladır halen tartışılan İzmir Suikast Davasında yargılanmış beraat etmiş ancak siyaset yapması bu kahraman Türk Evladına yasaklanmıştır.. Zannediyorum 1926 da askerlikten emekli edilmiş ve 1938 tarihine kadar Erenköy'deki evinde adeta dışarıya çıkamadan maalesef ev hapsinde yaşamıştır.1938 de arkadaşı İsmet İnönü'nün Cumhurbaşkanı olmasından sonra o günkü yeni şartlarda mebus olmuş ,1946 da T.B.M.M başkanı olmuş vefat ettiği 1948 tarihine kadar da bu vazifede kalmıştır.. Ev Hapsinde tutulduğu Erenköy'deki evi şu an Müze halindedir.. Kazım Karabekir'in eşi İclal hanımdan Emel ,Hayat ve Timsal adında 3 kızı olmuş bunlardan sadece en küçük kızı Timsal hanım hayattadır ( d:1941 ) İstiklal Harbimizde unutulmaz bir yeri olan ama unutturulmaya çalışılmış olan bu kumandanımızın hatıraları okunursa ( İstiklal Harbimiz YKB yayınları ) İstiklal Harbimizin ( Milli Cidal / Milli Mücadele ) esaslarının anlaşılması daha kolay olacaktır.Yine Merhum Karabekir Paşa ile alakalı değerli bilim adamı tarihçimiz Prof sayın Cemil Koçak tarihçi sayın Mustafa Armagan ve bir çoklarının çok güzel eserleri vardır okunacak.. Bu vesile ile Merhum Kazım Karabekiri rahmet ve saygıyla anıyorum..

Mustafa Albayrak

Akit TV köşe yazarı