28 Şubat darbecilerinin fırtına gibi estiği günlerdi..

Başkan Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıydı..

6 Aralık 1997’de eşi Emine Erdoğan hanımefendinin memleketi Siirt’te halka seslenmiş, konuşmasının sonlarına doğru, birçoklarının Ziya Gökalp’e ait olduğunu zannettiği, fakat Mehmet Cevat Örnek tarafından yazılan “ilahi ordu” şiirinden bir bölüm okumuştu.

CHP’de hayat bulan cuntacı kafa ve onun yargıdaki unsurları hemen harekete geçmiş, “Halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği” gerekçesiyle açılan dava sonucunda 10 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.

Başkan Erdoğan, belediye başkanlığı görevinden alınmış, 26 Mart 1999 – 24 Temmuz 1999 tarihleri arasında 4 ay 10 gün cezaevine konulmuştu.

Hatırlayın…

O dönem cuntacıların medya ayağı büyük bir keyifle, “Siyasi hayatı bitti, artık muhtar bile olamaz” manşetini atmıştı..

İşte o hukuk katliamına imza atanlar..

O iğrenç operasyona gönüllü maşalık yapanlar..

Bugün CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na verilen hapis cezasına tepki gösteriyor.

Ve utanmadan, Kaftancıoğlu’nun cezasıyla Başkan Erdoğan’a verilen cezayı ilişkilendirip, “Şiir okuduğu için ceza alıp hapis yatanlar, tweet attığı için ceza verip hapis yatırıyor. Nereden nereye” diyorlar..

Hey yavrum hey..

Sizin mukayese ve muhakeme kabiliyetinizi sevsinler..

CHP eş Genel Başkanı gibi hareket eden Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ağabeyimiz de kervana katılıp ekliyor: “Adalet mekanizmasını muhalefeti susturmak için kullananlar da, buradan siyasi bir kazanç devşireceğini zannetmesin! Adalet bir gün herkese lazım olur.”

Öyle mi?

Adaletsizlik mi yapılmış?

Rahmetli Oğuzhan ağabey neyi hatırlatmıştı?

“Önce ahlak ve maneviyat” değil mi?

Şimdi hep birlikte, bu arkadaşların ahlak ve adaletten anladıkları şeyi sorgulayalım..

Başkan Erdoğan, Siirt’e kendisini dinleyen on binlerce Refah Partiliye seslenmiş, “Minareler süngü, kubbeler miğfer, Camiler kışlamız müminler asker; Bu ilâhi ordu dinimi bekler, Dillerde tevhit Allahû Ekber” demişti.

Tam olarak bu dizelerden ceza almıştı..

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ise “RTE Allah belanı versin senin”, “günün özeti ben yazmadım miki yazdı xxx Tayyip”, “Erdoğan’ın xxx xxx olmaya meraklı bir kadın var zannediyorduk. Ne çok meraklısı varmış arkadaş!”, “Devlet katil değil, seri katil.”

Daha neler neler..

Başkan Erdoğan’ın vefat etmiş annesine dahi hakaret ediliyor.

Soralım Temel ağabeye, bu ahlaksızlık değil mi?

Bu ahlaksızlığı, Başkan Erdoğan’ın okuduğu şiirle mi mukayese ediyorsun?

Bir tarafta “Bu ilâhi ordu dinimi bekler, Dillerde tevhit Allahû Ekber” diyen Erdoğan..

Öbür tarafta en galiz küfürleri saydıran, domuzun bilmem kaçta kaçını hüppp diye götürdüğü için övünen “arkadaş.”

“Suçlu AKP. Domuzu yasaklamadı, kasaplık et statüsüne soktu, domuz yasaklansaydı bu kardeşlerimiz yemeyecek, günaha girmeyecekti” deme sakın Temel ağabey!..

Bu mukayeseyi nasıl yapıyorsunuz?

Ha bir şey daha var..

Canan Kaftancıoğlu bu tweetleri “ben atmadım” demiyor!..

“Aynen benim sözlerim, ben attım, ben rt’ledim, ben beğendim, ben paylaştım ama hakaret kastım yoktu” diyor.

Yersen..

Yoksa “Zaman aşımı mı var” diyeceksin?

Zaman aşımı da yok Temel ağabey..

Ceza aldığı tweetler 2014 ve sonrasına ait..

Ha bak..

Zaman aşımı olan ve suç unsuru taşıyan bir paylaşımı buldum..

“Katili aklama sanatı” dediği bir tweet var..

21 Haziran 2012’de yazmış Canan Hanım..

Hatırladın mı?

Sana söylüyor Temel Ağabey!..

Temel Karamollaoğlu katildir diyor..

Tam cümlesi şu: “Sivas Katliamı anması nedeniyle panel yapan bir kurumun T. Karamollaoğlu’nu panelist olarak davet etmesi kaç puan? KATİLİ AKLAMA SANATI.”

Seni aklamak için panelde konuşmacı yapmışlar!..

Canan Kaftancıoğlu’nun iddiası bu!..

Sana katil diyen şahıs mazlum, “Allahû Ekber” diyen Başkan Erdoğan zalim mi Temel Ağabey?

Sana “katil” dediği tweet zaman aşımına uğramış an itibariyle tamam da..

Devlete “katil” hatta “seri katil” dediği tweet zaman aşımına uğramamış Temel ağabey..

Devletimize “katil” diyen biri cezasız mı kalsın?

“Adalet bir gün herkese lazım olur” Temel ağabey..