Kitabın ortasından başlayıp önce hasmımızı tanımlayalım..

Sabahtan akşama kadar “işçi, emekçi hakkı” deyip, sendikalı çalışanlarını işten kovan bir gazetedir Cumhuriyet..

Yetmez bu Cumhuriyet için..

Bu duruma tepki gösteren Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükaya’yı da istifa ettiren gazetedir Cumhuriyet..

Bu da yetmez Cumhuriyet için..

Can Dündar hainini genel yayın yönetmeni yapan gazetedir Cumhuriyet..

Bu da yetmez Cumhuriyet için..

FETÖ’nün 17-25 Aralık ve MİT TIR’ları ihanetinde medya aparatı olarak kullanılan gazetedir Cumhuriyet..

Bu da yetmez Cumhuriyet için..

Operasyon başarısız olunca firar eden genel yayın yönetmenleri için, “trol gazeteci” diyen gazetedir Cumhuriyet.

Ve nedense genel yayın yönetmenleri sürekli vatana ihanet, anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs gibi suçlamaların muhatabı olan gazetedir Cumhuriyet..

Cumhuriyet’in çok çok küçük ve üstünkörü sicili böyle..

Balbay Günlükleri, “Tehlikenin farkında mısınız?” tahriki, “Genç subaylar rahatsız” rezaleti, sözde Cumhuriyet mitingleri ve “Hepimiz Charlie Hebdo’yuz!” denilerek Efendimize yönelik o alçak saldırıyı saymıyorum bile..

Yazacak olsak işin içinden çıkmayız..

Biz biraz da mesleğimizi ilgilendiren bölümüne odaklanalım.

Bu gazetenin yönetimi, hâlâ vesayet dönemi gazeteciliğinden vazgeçmiyor.

Hastalıklı zihniyetin dayattığı çirkin sıfatlar ve kalıpları terk etmiyor.

Kutuplaştırmadan, kamplara ayırmaya çalışmaktan geri durmuyor.

Son örneğini dün internet sitelerinde ve gazetelerinde gördük.

Önceki gece Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeydik.

Anadolu Yayıncılar Derneği’nin düzenlediği 6. Anadolu Medya Ödül Töreni’ne katıldık.

Tören öncesi Başkan Tayyip Erdoğan bir konuşma yaptı. Medyanın önemine, gazeteciliğin zorluklarına işaret edip mesleğimizi ve bizi onore etti.

“Özgür ve sorumlu milli basın, milletimizin aydınlık yarınlara ulaşmasındaki en önemli unsurlardan biridir. Anadolu basını demokrasinin beslenmesi bakımından hayati öneme sahiptir. Ülkemizin dört bir yanında dişini tırnağına takarak emek veren medya çalışanlarının her birine teşekkür ediyorum. Medyamızın yüz akları millete hizmet etmeyi en büyük şeref kabul edenlerdir” ifadelerini kullandı.

Anadolu Yayıncılar Birliği Başkanı Sinan Burhan da kürsüye çıkıp mesleğimizin sorunlarına, yerel medyadaki arkadaşlarımızın çektiği sıkıntılara işaret etti.

Hiçbir ayrım yapmadan konuştu.

Peki, Cumhuriyet bu ödül törenini ve konuşmaları nasıl servis etti dersiniz?

Haber şu: “AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 6. Anadolu Medya Ödülleri yandaşlara verildi.”

Devamı da var…

“AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 6. Anadolu Medya Ödülleri yandaşlara verildi. Ödülleri alanların arasında Hilal Kaplan, Fahrettin Altun ve Abdülkadir Selvi ile birlikte yandaş medya kuruluşları yer aldı. Verilen ödüllerin sahipleri iktidara yakın medya organları ve yandaş isimlerden oluştu. YENİ AKİT, YENİ ŞAFAK, A HABER..”

Şimdi diyeceksiniz ki, “Cumhuriyet ‘Meslektaşlarımız seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden ödül aldı’ şeklinde bir haber mi yapacaktı!”

Tamam, onu yapmasın da, bari azıcık mesleğe saygılı olsunlar.

Neyi hazmedemiyorlar?

Başkan Erdoğan’ın konuşmasındaki “Ülkemizin dört bir yanında dişini tırnağına takarak emek veren medya çalışanlarının her birine teşekkür ediyorum” ifadesini mi?

Burada bir yandaşlık mı var?

Bütün medya mensuplarını kastettiği açık..

Ya da Sinan Burhan’ın “özellikle yereldeki gazeteciler ciddi sıkıntı içindeler” şeklindeki tespitinden mi rahatsızlar?

Asıl rahatsız oldukları şeyi söyleyeyim, başta dedik ya kitabın ortasından konuşalım diye.

Başkan Erdoğan’ın vesayete alkış tutan bir medyanın karşısında, artık “Özgür ve sorumlu ve milli bir basın” olduğunu hatırlatmasından rahatsızlar.

Dün sadece Akit vardı.

28 Şubat’ta, İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy üzerinden Müslüman halkımıza “belledik hepsini” diyerek hakaret eden vesayetçi paşalara, 9 sütuna manşetle “Bellendiniz paşam” cevabını veren, onlarla anladıkları dilden konuşma cesaretini gösteren bir Akit vardı.

Bugün ise vesayete karşı bu refleksi gösterecek birçok gazeteci ve medya organı var.

İşte hazımsızlıkları buna..

Bizi yandaş olarak tanımalarının nedeni bu..

Ben size yandaşlığın ne olduğunu söyleyeyim..

Mesela CHP’de, her gün birbiri ardına patlak veren tecavüzleri görmemek yandaşlığın daniskasıdır.

Ya da CHP’li Sinan Aygün’den rüşvet isteyen CHP’li ABB ekibinin, “Ne verecen abi bize”, “25 milyonluk rüşvet pazarlığı” haberlerine kulak tıkamak yandaşlığın kralıdır.

“AKP’li Cumhurbaşkanı yandaşlara ödül dağıttı” diyerek ancak kendinizi kandırırsınız.

Ellinizde tuttuğunuz TGC’nin ödül törenlerini iyi biliyoruz biz.

Cumhuriyet’e 5 ödül, Sözcü’ye 4 ödül, yetmedi Birgün’e 10 ödül ateşleyen, açık arttırma gibi plaket dağıtan adamlarsınız..

Biz sizi, sizin sizi bildiğinizden daha iyi biliyoruz!..

Bu vesileyle, şahsıma Yılın Araştırmacı Gazetecisi Ödülünü takdim Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan’a, Başkan Yardımcısı Hasan Yavuz Bakır’a ve kıymetli yerel medya mensubu arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum.

Selametle..