Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, Türkiye-İspanya 8’inci Hükümetler Arası Zirvesi kapsamında başkent Madrid’de ikili ve heyetler arası görüşmeler yaptı.

Akit Medya Grubu adına, hem İspanya, hem de İtalya’daki G7 zirvesini takip ettik.

Erdoğan ve Sanchez, görüşmenin ardından iki ülke arasında 11 anlaşmaya imza atıp, ortak basın toplantısı düzenledi.

Soru cevap kısmında, İspanya’daki mevcut hükümeti destekleyen El Pais gazetesi muhabiri söz aldı..

Onca İspanyol basın mensubunun arasından soru sormak için ilgili gazeteciyi de İspanyol yönetimi seçti; not düşelim!..

Son soru hakkını da El Pais muhabirine verdiler!

Klikler, çeteler, nasıl kol kola giriyor, kendi hükümetlerini de zor duruma düşürecek hale getiriyor bilinmesi açısından önemli.

Neyse biz devam edelim.

İlgili gazeteci, Başkan Erdoğan’a, Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın tutukluluğunu sorarak, AİHM’in Demirtaş ve Kavala’nın serbest bırakılması yönündeki kararlarının Türkiye tarafından göz ardı edildiğine iddia etti.

Başkan Erdoğan, “Türkiye bir hukuk devletidir. Bu hukuk devletinin içerisinde kararları yargı verir ve bu verdiğiniz isimlerle ilgili olarak da hukuk devletindeki yargımız kararını vermiştir. Bu isimlerden bir tanesi, 100 kişiyi aşkın gencin ölümüne neden olmuş, aynı şekilde birçok terör estirmek suretiyle ülkemizin Güneydoğu bölgesinde ölümlere neden olmuş. Sizlerin bu soruları sorması bizleri düşündürüyor. Hele bir basın mensubunun kalkıp da bu teröristleri böyle savunmuş olması bizi ciddi manada üzmektedir. Ve her zaman için ki bu Osman Kavala olur, Selahattin Demirtaş olur, kim olursa olsun, yasalar ne diyorsa yasaların dediğini biz yerine getiririz. Hukuk neyi emrediyorsa, hukukun emrettiğini bizler yerine getiririz. Ve yapılan iş, budur. Siz tabii Türkiye’de yaşamıyorsunuz herhalde. Biz Türkiye’de yaşıyoruz. Bu ciddi manada bölgedeki huzurun temini için attığımız adımlardır ve bundan sonra da böyle yürüyecektir” diyen Erdoğan, “Başını sallama bak ben dimdik çalışmama devam ediyorum” sözleriyle ağzının payını verdi.

Verdi ama bu adamlar utanmaz ki..

Kendi ülkesinde, terör eylemleriyle hiçbir ilişkisi olmayan siyasetçilerin tutuklanmasına alkış tutan herifler, kalkıp eli kanlı terör örgütünü savunan, halkı sokağa döküp ölümlere neden olan şahıslara arka çıkıyor.

“Demirtaş neden cezaevinde”, “Kavala niye tutuklu” diyen İspanyol gazeteci ve gazetesi, onlarca Katalan siyasetçinin neden hapis cezası aldığını..

Katalonya Özerk Hükümet Başkanı Carles Puigdemont’un neden Bürüksel’e kaçmak zorunda kaldığını sorgulamıyor.

Bırakın sorgulamayı, Kavala-Demirtaş hayranı El Pais ve muhabiri tutuklamalara destek veriyor.

27 Ekim 2017 tarihinde Katalonya Parlamentosu’nda yapılan oylamayla 70’e karşı 10 hayır ve 2 çekimser oyla İspanya hükûmetinin çağrılarına rağmen tek taraflı bağımsızlık ilan edilmiştir.

Bağımsızlığa destek veren 712 belediye başkanı hakkında soruşturma başlatılmış, referandumda kullanılacak pusulaların hazırlandığı matbaalar dahi basılıp kapatılmıştı.

Kaç kişi ölmüş bu referandumda?

İspanya nüfusunun yüzde 16’sı Katalan..

Carles Puigdemont, “çıkın sokaklara yakıp yıkın, başını taşla ezin sizin gibi düşünmeyenlerin” mi demiş?

Dememiş..

Ama adam 7 yıldır firari..

İspanya tarafından kırmızı bültenle aranıyor..

İtalya’da gözaltına alındı..

Fransa sınırında alıkonuldu..

Belçika’ya kaçınca resmi nota ile istendi..

Hadi yavrum, sorsana İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’e bu soruyu!

Soramaz, çünkü Demirtaş’ın avukatlığını yapan gazete ve sözde gazeteci “Katalanlar haddini aştı hepsi tutuklanmalı” diyor..

Ha bir de Selahattin Demirtaş ve HDP’nin İspanya’nın bütünlüğü ile ilgili fikri ne?

Onu da söyleyelim de, sadece ikiyüzlü değil aynı zamanda ahmaklıkları da tescillensin İspanyol meslektaşımızın..

2017’deki Katolanya Referandumunda HDP resmi açıklama yapmış, İspanya’yı sert bir dille kınamıştı.

HDP açıklamasında şu ifadeler kullanılmıştı: “Halkların Demokratik Partisi olarak, Katalan halkının kendi kaderini tayin etme hakkının yanındayız. Halkın tercihlerini ifade etmesinin zor yoluyla engellenmesi asla kabul edilemez. Referandumu engellemek bahanesiyle, Katalonya Özerk Bölgesi’nin anayasal hakları askıya alınamaz. Katalan halkı, Katalonya Özerk Meclisi ve hükümeti ve baskıya uğrayan siyasi partiler ile dayanışma içinde olduğumuzu ifade ediyoruz. Rajoy Hükümeti’ni, Katalan halkının seçme hakkına saygılı olmaya, Katalan Özerk Bölgesi otoritelerine karşı giriştiği baskıya son vermeye çağırıyoruz.”

Buyurun buradan yakın!

Şimdi bu cehalet mi? Aptallık mı? Yoksa ikiyüzlülük mü?

Madrid’de yaşayan bir gazetecinin cehaletinden, aptallığından, ikiyüzlülüğünden nasıl ve kimler istifade etti?

Onun cevabını da biliyoruz!..

El Pais’in Türkiye muhabiri Andres Mourenza, CHP-HDP takımıyla fingirdiyor..

Soruyu o hazırlamış, İspanya’daki ahmak, aptal, cahil ve ikiyüzlü tayfayı keklemiş.

Benzerlerini daha önce Rus menşeli Sputnik’te de gördük.

İki ülke ilişkilerine takoz koyan bir yayın çizgisindeydi.

Rusya, Türkiye ile yakın ilişki kurmak isterken..

Türkiye’de yayın yapan internet sitesi iki ülke ilişkilerini baltalamak için yayın yapıyordu.

Şebeke şöyle çalışıyor..

Türkiye’ye dost olsun ya da olmasın!

Hedef ülkenin Türkiye’deki muhabiriyle ilişki kuruluyor..

Organizasyonlara davet ediliyor..

Etki altına alınıp zombileştiriliyor.

El Pais’te de, diğer batı medya organlarında da durum bu..

Başkan Erdoğan hangi ülkeye giderse, şebeke not kağıdını gönderiyor.

Ahmak, aptal ve cahil piyon da yemi yiyip, terör ve terörist propagandaya maşalık yapıyor.

Selametle..