Medya Ödülleri ve geçici Genel Yayın Yönetmeni!..
Murat Alan
Ülkenin son 30-40 yılına bakınca vay be ne çok şey yaşayıp gördük diyorum..
Faili meçhuller..
Sivil iradeye darbe girişimleri..
Seçilmişlere yönelik medya eliyle yapılan operasyonlar..
Cuntacılarla iş tutan, onlarla toplantı yapan, hatta akıl veren apoletsiz general görünümündeki gazeteciler..
Başında bulundukları medya organlarını darbecilerin tam otomatik makineli tüfeğine dönüştüren GYY’leri..
Gerek AK Parti iktidarının ülkeyi sivilleştirmesi, gerekse de CHP’yi dizayn eden gücün “helalleşme” kandırmacasının da etkisiyle yaygın medyada nefes alamaz hale geldiler.
Süreç içinde neredeyse hepsi tasfiye olup kabuğuna çekildi.
Neredeyse diyorum, çünkü bir ikisi ses veriyor hâlâ..
Biri youtube hesabından akil adam ayaklarıyla ahkam kesiyor..
Bazısı da Genel Yayın Yönetmenliği dersi veriyor!..
Hürriyet’e adeta kazık çakıp 19 sene Genel Yayın Yönetmenliği yapan Ertuğrul Özkök mesela..
Bir dönem bu isimler medyayı yönetiyordu.
Bu konuya döneceğiz ama önemli bir ödül töreni vardı oradan devam edelim..
Anadolu Yayıncılar Federasyonu’nun 8. Anadolu Medya Ödülleri önceki gün törenle sahiplerini buldu.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki tören, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla yapıldı.
Akit Medya Grubu da ödül alan medya organları arasında yer aldı.
Akit TV’nin medya da gündem olan programı, Manşetlerin Dili yılın sabah programı ödülüne layık görüldü.
Araştırmacı Gazeteci Ali İhsan Karahasanoğlu ağabeyle birlikte hazırlayıp sunduğumuz programa verilen ödülü ben teslim aldım.
TGC’nin yandaş gazete ve gazetecilere bol kepçe dağıttığı ödüllerle alakası yok..
Karıştırmayalım!..
Öyle ya, Birgün’e 10 dalda.. Cumhuriyet’e 8 dalda.. Sözcü’ye kalan dalların tamamında..
Dağıt dağıt bitmeyen ödüllerden değil bizimkisi..
Toplumda karşılığı olan isimlere ya da yayınlara 1 tane plaket verildi.
Bizim için önemli olan plaket bolluğu da değil zaten.
Ödülün nedeni ve taktim edenin kıymeti!..
Bu ülkenin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldık o ödülü..
Ümmetin ve mazlum halkların umudu, bu ülkedeki vesayetin kökünü kazıyan yiğit adamla bir araya gelmekti mesele..
Anadolu Yayıncılar Federasyonu Başkanı Sinan Burhan’a, Başkan Yardımcısı Hasan Yavuz Bakır’a ve ekip arkadaşlarına teşekkürü bir borç biliyorum..
Adeta bir sendika gibi hareket edip mesleğimizin itibarını yükseltiyorlar.
Çok önemli bir boşluğu dolduruyorlar.
Eski Türkiye artıklarının sosyal medya çukurunda çıkan yüksek sesine aldırış etmeden, milli medyaya sahip çıkıp bir araya getiren, yalan ve iftiralara karşı devlet aygıtının savunulmasında adeta bir ordu komutanı gibi hareket eden İletişim Başkanımız Prof. Dr. Fahrettin Altun hocamıza da teşekkür ediyorum.
Ödül töreninde bizleri yalnız bırakmayan Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan ağabeyi de unutmamak lazım..
Allah yokluğunu göstermesin..
Bir adam daha var gölgede duran!..
Adam gibi bir adam..
Muhsin Köse..
Cumhurbaşkanlığı Koruma Müdürü..
Ümmetin umudu Recep Tayyip Erdoğan’ın yanından 7-24 ayrılmayan güzel insan..
Şöyle sıkıca bir sarıldım törende..
Bizler tespih taneleriyiz, imame koparsa taneler dağılır!..
Muhsin ağabey ve ekibi o tespih tanelerini bir arada tutan imameyi koruyor..
Bu sebeple sıkıca sarıldım…
Allah sana güç kuvvet versin dedim. Reisin temposuna ayak uyduracak kaç kişi var ki?!
Hadi Ertuğrul Özkök’e geri dönelim..
Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan da Cumhurbaşkanımızın elinden
ödül aldı.
Yılın Genel Yayın Yönetmeni ödülü..
Özkök çok kızmış Ahmet Hakan’a..
“keşke ‘Geçici Genel Yayın Yönetmenliği’ diye bir makam olsa da bugünleri görmeseydik” demek istemiş..
Sebep?!
“Ahmet Hakan Hürriyet’i ne hale getirdi baksana.. Gidip ödül almış Erdoğan’dan”
Mantık bu!..
İçi yanıyor Özkök’ün..
“Olmayan, ortadan kalkmış bir işe, hâlâ varmış gibi giden genel yayın yönetmenlerine” verilen Kafka ödülleri… Evet böyle trajikomik bir ödül olur…” diyor Özkök..
O kadar eminki kendinden!..
Adeta, “Vesayet dönemi geri gelecek, Hürriyet’in bu dönemi için ‘o dönemde geçici bir Genel Yayın Yönetmeninin elindeydi’ diyecekler” havasında.
Mart 1990’dan Aralık 2009’a kadar kesintisiz 19 küsur sene Hürriyet Gazetesinin başında bulundu Özkök..
Ahmet Hakan baksın da genel yayın yönetmenliği görsün!..
10 Ekim 1996.. Manşet “Yalan rüzgarı”..
Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan’ın basın toplantısı yapıp, irticai-gerici açıklamalarda bulunduğunu yazdılar.
Rezalete bakın ki, toplantı yapılmamış, Hürriyet olmayan toplantıyı manşet yapmıştı..
Utanıp özür mü dilediler!? Tabii ki hayır..
“Ne var canım bunda. Zaten toplantı yapılsaydı da Erbakan bunları konuşacaktı” diyecek kadar pişkinleştiler.
O Hürriyet’in başında kim vardı? Ertuğrul Özkök..
Dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan için “Bakan değil militan” manşeti atan hangi GYY’ydi acaba?!
Erbakan’ı siyasetten çıkarmak için “Ya uy ya çekil”, 28 Şubat MGK toplantısını kast ederek, “Gözler Cuma’da”, Refah Partili milletvekillerinin demokratik istekleri karşısında, “Tahrikler bitmiyor”, bir Genelkurmay yetkilisinin ağzından “Bu defa işi silahsız kuvvetler çözsün”, diğer bir yetkiliden ise “Gerekirse silah bile kullanırız” manşetleri atan Hürriyet, başında da Özkök vardı.
Ahmet Kaya’ya linç kampanyasını başlatarak önce “Ayıp ettin gözüm” sonra da “Vay şerefsiz” başlıklarını atma cüretini kim gösterdi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şiir okuduğu için siyasi yasaklı haline gelince, “Erdoğan muhtar bile olamaz” diyen..
“411 el kaosa kalktı” manşetini attıran da Özkök’tü.
Hürriyet gazetesinin etki gücünü de arkasına almak için “kurum antetli” yazıyla villasına kaçak iskele yaptıran kimdi Ertuğrul bey?
Keşke Hürriyet yerine, Ankara Temsilcisi olmak istediğin Cumhuriyet’e gitseydin.
Karanlık dolaplar çeviren eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ı “trol gazetecilik dönemi” yakıştırmasıyla kovmuşlardı.
Selametle..