BIST10.739,57%0,90
USD32.2019%-0.09
EURO35,0003%-0.04
ALTIN2.516,48%0.63

Yeminine ihanet ettin Namık Bey!

Murat Alan

Abone OlGoogle News
10 Mayıs 2024 10:37

28 Şubat davasında haklarında bozma kararı verilen 16 sanık Ankara 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden yargılanıyor. Dönemin Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü olan ATA Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek de tanık olarak dinlendi.

Duruşmada 28 Şubat’ta yaşananların darbe girişimi olmadığını savunan Zeybek “Sincan’dan tankların yürüme iddiası da bana gülünç geliyor. Sonradan öğrendik, normal bir geçişmiş” ifadelerini kullandı.

Ağzımız açık bir şekilde dinledik Sayın Zeybek’i…

Refah Yol hükümetinde Devlet Bakanlığı ve Hükümet Sözcülüğü yapmış, Doğru Yol Partisi adına o süreçte basın toplantıları düzenlemiş birisi çıkıp kürsüye, “Yeminime sadık kalarak söylüyorum o dönemde herhangi bir şekilde darbe söz konusu değildi, ne klasik bir darbe, ne de postmodern darbe..” dedi.

“Toplum gerilmiş”, bu gerginlikte MGK’ya da yansımış, sonra el birliği ile “e ne yapalım bari mütedeyyin kesimin canını okuyalım ki azgın azınlık gerilmesi” demişler..

“Darbe zorlamayla olur; ancak benim kanaatimce asla bir darbe girişimi söz konusu değildir.

Generallerin hükümet üzerindeki baskısı asla söz konusu değildir” ifadesini kullanıyor “yeminine sadık” Namık bey!..

Peki bu tankları hangi maksatla yürüttü, “hükümete baskı yapmak istemeyen zevat” denildiğinde daha bir gülesi geliyormuş Namık beyin..

Şöyle anlatıyor o hadiseyi, “Sincan’dan tankların yürüme iddiası da bana gülünç geliyor. Sonradan öğrendik, normal bir geçişmiş. O gün tankların Sincan’dan yürümesi ile 4 ay sonra hükümetin düşmesinin arasında bir bağlantı olduğu iddiası oldukça gülünç. Ben sanıkları tanımam. O dönemin şartlarında bir darbe düşüncesi olsaydı bu yapılırdı ve kimse de bunu önleyemezdi” iddiasında..

O dönem, soruşturma kapsamında gözaltına alınıp tutuklanan birçok asker, tankların Sincan’da yürütülmesiyle ilgili neler neler anlatıyor..

Dosyanın tamamı bende var..

2013’ün Şubat ayı..

28 Şubat soruşturması kapsamında eski Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Erdal Ceylanoğlu gözaltına alındı.

Tam da Namık beyin gülünç bulup, normal bir geçiş dediği Sincan’da tankların yürütülme hadisesiyle ilgili sorguya alındı..

Ceylanoğlu, Sincan’da tankların yürütülmesi emrini verenlerin ismini açıkladı.

Tankların yürütüldüğünü medyadan öğrenince öğle saatlerinde iznine ara verdiğini belirten Ceylanoğlu şunları söylüyor: “Saat 13.30’da iznimi bitirerek, birliğe döndüm. Saat 14.00’de Akıncılar Bölgesi’ne gittim. Benim yerime tank Albay Şadi Öner vekâleten bakıyordu. Belgelerde de belirtildiği üzere, 3 Şubat 1997 akşamı saat 19.45’te Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Doğu Aktulga ve saat 20.00’de EDOK Komutanı İzzetttin İyigün’ün şifai emirleriyle kırmızı taburun Akıncılar GSP (Genel Savunma Planı) Bölgesi’ne hareket emrinin verildiğini, benim yerime bakan Şadi Öner’den öğrendim. Sonra da izinden dönerek göreve başladım. 14.00’de Akıncılar Bölgesi’ne gittim. Yol güzergâhının şehir merkezi olması emrini Aktulga cep telefonu ile verdi. Telefonla verilen emir üzerine, 15.30’da kırmızı tabur, Akıncılar’dan kışlaya dönüşe başladı. Birlikler aynı güzergâhtan 17.00’de kışlaya döndü.”

Kim vermiş emri?

“Cep telefonuyla Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Doğu Aktulga”

Bu ismi unutmasın Namık bey, birazdan hatırlayacak!..

Hatta Namık beyin kendisi darbecileri ifşa edecek!

Dönelim tekrar Erdal Ceylanoğlu’nun ifadesine..

Tutuklama istemiyle sevk edildiği mahkemede hakim sordu Erdal Ceylanoğlu’na..

“Zırhlı birlikler komutanlığı tankları istediği zaman şehir merkezinde yürütebilir mi?”

Ceylanoğlu, “Zırhlı birlikler, istedikleri zaman şehir merkezinde veya birlik dışında tankları veya başka zırhlı araçları yürütemezler, bunun için belli bir prosedür izni olması gerekir” şeklinde konuşuyor!

Ceylanoğlu, “Zırhlı birliklerde planlı tatbikatlara kimlerin onayıyla karar verilir” sorusunu şöyle cevaplıyor: “Kara Kuvvetleri’nde 2 yıl önce alınan teklifler değerlendirilir ve ona göre eğitim planları yapılır. Genelkurmay Başkanı, EDOK Komutanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı’nın hiyerarşik yapısı dâhilinde bize resmi tatbikat emri gelir.”

Namık Bey gülünç bulmuştu değil mi?

Ceylanoğlu’na Sabah Gazetesi’nin 4 Şubat 1997 tarihli “Tanklar Sincan’da” manşetli nüshası gösterilerek, buradaki krokiyle tankların normal güzergâhının terk edilip, Sincan’ın en işlek caddesi olan Atatürk Caddesi’nden yürütüldüğü belirtilerek, “Tankların güzergâhını kasıtlı olarak mı şehir merkezine aldınız?” sorusu yöneltiliyor.

Ceylanoğlu ne dese iyi?!

“Normalde güzergâhımız şehir merkezi olmaz. Gidiş güzergâhını o saatte izinde olduğum için hatırlamıyorum. Kasıtlı olarak şehir merkezinden geçirmedim” açıklamasında bulunuyor.

“Yeminine sadık” Namık Bey, hadi bakalım anlat bize, bizzat o tankların sorumlusu “Ben izinliydim ve bu tankların yürütülmesi normal olamaz. Şehir merkezinden geçirilmez” diyor..

Şimdi gelelim “demokrasiye balans ayarı yapmak için” kullanıldığı söylenen tanklara harekat emri veren Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Doğu Aktulga’ya..

Refah Yol Hükümetinin baskı altına alınmadığını, darbe yada postmodern bir darbe olmadığını iddia eden Namık Kemal Zeybek, 3 Mart 2011’de Milliyet gazetesine farklı konuşuyor..

“28 Şubat döneminde ordunun içinde iki ayrı grup vardı. Birinci grup darbe yapmak isteyen bir cuntaydı. Bu grubun başında Doğu Aktulga vardı” diyor..

Hani “darbe” ya da “darbeci” yoktu?

Erdal Ceylanoğlu’nun ifadesinde emri veren komutan olarak görünen Aktulga’ya, Namık Kemal Zeybek “darbeci” deyip devam ediyor “Aktulga’nın bilinen niteliği din düşmanı olarak tanınmış olmasıydı. Kadro oluşturan, örgütçü, lider vasıflara da sahipti. Bu kadronun gücü azdı. Ancak o dönemde başlatılan irtica kampanyası ile bu kadronun haklı olduğu izlenimi oluştu. Kendilerini güçlü hissetmeye başladılar. Bunlar 12 Eylül benzeri bir darbe peşinde değillerdi. Talat Aydemir tarzı bir darbe yapıp kalıcı olmak istiyorlardı. O dönemde toplantılar yaptıklarını, hazırlıklar yaptığını biliyorduk.”

Bingo!..

Yakalandınız işte..

Şimdi hâlâ yeminine sadık mısın Namık bey?

Yoksa yeminine ihanet mi ettin?

Selametle..

Murat Alan

Akit TV köşe yazarı