BIST10.267,09%-0,10
USD32.304%0.14
EURO34,7755%0.03
ALTIN2.408,79%-0.02

Dikilenler makbul, çalışanlar değil mi?

Murat Alan

Abone OlGoogle News
21 Temmuz 2023 10:37

Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Naci İnci, aylardır dikilerek maaş alan protestocu akademisyenlerin tarihi eğitim kurumunu nasıl tekelleştirdiğini anlattı.

Gazeteci Taha Hüseyin Karagöz kardeşimizin programında konuşan Naci hoca, dünya savaş paradigmasını değiştiren Selçuk Bayraktar’ın üniversitede verdiği konferansa katılımın engellendiğini, hocalar üzerinde baskı kurulduğunu, üniversitenin akademik çevrelerde değerini arttıracak bilimsel makale verilmesinin dahi engellendiğini ifade etti.

“Üniversiteyi esir almaya çalışan bir kesim, diğer öğretim üyelerine baskı yapıyor.

Üniversiteyi esir almaya çalışan bir kesim diğer öğretim üyelerine araştırma yapmayın diyorlar.

Başarı çıkarsa bu yönetime sayılır diyorlar.

Araştırmanızı yayınlamayın diyorlar.

Kurumsal iletişim gidiyor, sizin yaptıklarınızı röportaj olarak yayınlayalım diyor.

Başka bir bölümde protestocu olan hocalardan birisini söyleyip bu ne der diyerek röportaj vermeye korkuyor.

Korkan da yılların profesörü” diyor Naci Hoca.

Peki, kim bu arkadaşlar?

Üniversite bahçesinde dikilmek dışında nasıl bir başarıları var?

Her yıl dünya üniversiteleri sıralamasının yapıldığı CWTS (Bilim ve Teknoloji Çalışmaları Merkezi) Leiden Ranking raporu önceki hafta yayınlandı.

Dünyanın en iyi üniversiteleri sıralamasına ilişkin rapor, dikilip maaş alan ekibin akademik çevrelerdeki başarısını da ifşa etti.

Rapora göre, 1411 üniversite arasında Boğaziçi Üniversitesi ancak 1272. olabilmiş.

Başarıya bak..

“Başarı çıkarsa bu yönetime sayılır” demişler ya..

O açıdan işte!..

Bunu niye dert etsinler ki?

Maaşlar her ay İBAN’a yatıyor nasılsa.

“Dikile dikile kazanmaya devam” diyorlar.

İdeolojik saiklerle koca bir üniversiteyi bataklığa sürüklemeyi göze alıyorlar.

Maalesef besleme medya da bunu başarı gibi gösteriyor.

Toplumun bir kesimine ‘Dikilenler’i makbul, gayretle çalışıp değer ortaya koyanları ise ‘yandaş’ olarak gösteriyorlar.

Sorun bu arkadaşlara..

Mesela “Sağlık Bilimleri Üniversitesine bakış açınız nedir” deyin..

‘Yandaş’ ya da ‘liyakatsiz’ ve tabiî ki de ‘gerici’ olarak tanımlayacaklar.

Çünkü orada dikilenler yok, çalışanlar var.

CWTS raporu da bunu doğrular nitelikte.

Dikilenler yüzünden Boğaziçi Üniversitesi’nin ancak 1272. sırada yer bulabildiği listede, Sağlık Bilimleri Üniversitesi 449. sırada yer alıyor.

1863’te Robert Koleji’yle temelleri atılan 160 senelik kurumda “bizim borumuz öter” diyenlerin durumu bu..

TTB eliyle öcüleştirmeye çalıştıkları..

8 sene önce faaliyete başlayan Sağlık Bilimleri Üniversitesi ise adeta akademik başarının merkezine dönüşmüş durumda.

Rektör Prof. Dr. Cevdet Erdöl hocamızı ve başarılı öğretim üyelerini canı gönülden tebrik ediyoruz.

Şimdilerde üniversitede seçim heyecanı var..

Tabii aralarında dikilip eylem yapan kimse olmadığı için, Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ndeki rektörlük yarışına medya da kayıtsız.

Adaylar başvurularını yaptı.

Yanlış hatırlamıyorsam 18 aday başvurdu. Ve bu hocalarımız komisyona mülakata çağırıldı.

Adaylar arasında bir isim var ki görünce çok mutlu oldum.

28 Şubat zulüm fırtınasının en sert şekilde estiği dönemde başörtüsünden taviz vermeyen ve direniş başlatıp okuldan atılma durumuna gelen Prof. Dr. Kadriye Kart Yaşar hocamız da aday olmuş.

Kadriye Hoca’yı özel kılan tabii ki “başörtülü” oluşu veya 450’den fazla ulusal-uluslararası bilimsel yayını olması değil..

Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nde rektör yardımcılığı deneyimi de bulunan Kadriye hoca, enfeksiyon hastalıkları alanında Türkiye’deki otoritelerden biri…

Pandemide hem ‘Bilim Kurulu Üyeliği’ yaptı hem de İstanbul Bakırköy Dr. Sadi Konuk ve Yeşilköy Pandemi Hastanesinde “Pandemi Koordinatörü” olarak salgına karşı amansız bir mücadele yürüttü.

Tabii bu süreçte 3-4 kez Kovid-19’a yakalandı.

Akciğerlerinde oluşan hasar nedeniyle mesai arkadaşları onu defalarca “ölebilirsin”, “bırak” diye ikaz ettiler ama o pes etmedi.

Başörtüsünün terakkiye mani olmadığını bilhassa örtü karşıtlarına ispatladı..

Hayat işte..

Dün Allah’ın emri başörtüsünü terk etmeyip, öğrencileri direniş için örgütlediği gerekçesiyle Kemal Alemdaroğlu’nun hışmına uğrayanlar, bugün alanında en yetkin, en fazla akademik makale yayınlayan bilim insanları olarak karşımızda duruyor.

Başörtülü valimiz var..

Başörtülü askerimiz, polisimiz var.

Başörtülü belediye başkanımız var.

Başörtülü bir rektörümüz de olabilir.

Üstelik bu kişi, alanında da en yetkin 10 isimden biri olan Kadriye Kart Yaşar neden olmasın?

Bence çok yakışır..

Selametle..

Murat Alan

Akit TV köşe yazarı