BIST9.915,62%2,05
USD32.509%-0.09
EURO34,7760%-0.56
ALTIN2.438,67%0.10

Şeriat Neyimiz Olur V

Muhammed Şevket Gökşan

Abone OlGoogle News
01 Temmuz 2021 11:08

Beşerî Hukukun Acziyetive İlahi Hukukun Zorunluluğu

Beşerî hukuk, insanların ferdi, toplumsal hayatlarının düzeni için öngördükleri kanun ve yasalar demektir. Diğer bir ifade ile Beşerî Nizam,insanlardan otorite sahibi bir kesimin, insanlar uysunlar ve gereğini yapsınlar diye vaz ettikleri nizama beşerî nizam/hukuk denmektedir. Bu noktada insanın yetersizliği, elbette ki göz önünde bulundurulması gereken bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır. Malum olduğu üzere insan hangi seviyeye ulaşırsa ulaşsın, geleceği bilmekten acizdir. Bu nedenle de yaptığı kanun ve yasaların yarınlar adına tam olması düşünülemez. Düşünülemeyince, başka insanların bu kanun ve yasalara uymaları tam olmamaktadır. Olduğu kadarı ise, ancak cezalar ve güç vasıtası ile mümkün olmaktadır. Buda dünü, bugünü, yarınları bilen ve edip etmediğinin karşılığının tastamam verildiği, ilahi bir yasanın varlığını, hayatın devamı için zorunlu kılmaktadır. Yine insanların tam bir teslimiyetlerinin olması için mutlak anlamda hayatlarına hakim olan bir inanç üzere olmaları zorunludur.Bu nedenle Allah (c.c.) insanlığı var ettiğinden beri ilahi şeriatı ve bu şeriatı onlara tebliğ eden resulleri göndermiştir. İşte bu ilahi şeriat Din, Millet, Şeriatdiye adlandırılır. Adına din, millet veya şeriat denilen bu Semavi Nizam, Allah (c.c.) resulleri vasıtası ile, ahiret yurdunda itaat edenin mükafat, isyan edeninde ceza göreceğini haber verdiği, dünyada ise belli bir seviyede cezai müeyyideleri olan ve akıllarının almayacağı hayırları tekellüf eden (barındıran) emirler, nehiyler ve hayra yönlendiren kanunlar manzumesine denmektedir. Bu semavi nizamların en sonuncusu ve en şümullüsü ise İslam dini hukukudur.

İslam Şeriatının Temeddün Evreleri

İslam şeriatı bir seferde değil tedrici olarak inmiştir ve bu bağlamda öncelikle şu evreler dikkate alınarak incelenmelidir:i. Hira evresi. Bu evrede ilahi emirlere hazırlanma ve kendilik bilinci oluştu. ii. Akabinde Mekke döneminde İslam’ın ontolojik hakikatleri yani imanın, tevhidin temel esasları ve ahlaki ilkeler yerleşti. iii. Onun peşine, Medine döneminde İslami sosyal hayatın lazımları ve toplumsal hukuk tekâmül etti.

İslam Şeriatını Tedrici Gelmesinin Sebebi

İnsanlık, yapısı itibari ile çocuk gibidir. Nasılki bir çocuğa ancak onun faydasına olan ve hazmedebileceği gıdalar veriliyorsa ilahi şeriat da bundan dolayı parça parça ve insanların tümünün tüm çağlarda uyabilecekleri ve faydalarına olan bir meziyette gelmiştir. İlahi şeriatlar bu nedenle teknik detay denilebilecek sosyal hayata dair olan alanlarda farklılık göstersede ana vurgu noktasında hepsi birdir:Tevhid inancına davet ederler. Cenab-ı hak İslam şeriatını da insanlığın çorak toprağın suya hasret olduğu gibi zalimlerin/despotların ayyuka çıktığı ve insanlığın bir kurtarıcıyı beklediği bir zamanda insanlara rahmet olsun diye gönderdi.

İslam Hukuku İle Beşerî (Modern) Hukuk Arasındaki Bazı Farklılıklar

1.İslam hukuku, toplumun fertlerinin güzel ahlak üzere olmasını hedefler. Bu nedenle kalbi temizlik, yüce şahsiyeti, gönül uyanıklığını, sorumluluklara dair farkındalığı kısaca kişinin kendisi ile başka fertler arasında, kendisi ile rabbi arasındaki ilişkinin en mükemmel şekilde olmasını gaye edinir.

Beşerî hukuk ise, insanların insanlarla yani toplumsal olanlailişkisini esas alır. Bu nedenle insanların şahsı veya şahsiyetine dair bir yaptırım söz konusu olduğunda bile,(nüfus sayımı, tespiti veya malların vergilendirilmesi) onun insanların kendisine faydası değilde, insanlara dönük olan boyutundan (nüfus sayımından askere almak, malda vergilendirmek vb.) dolayıdır. Yine mesela eğitimi icbar etmesi, insanın topluma dair faydalarının artması ve zararlarının azalmasını hedeflediğinden dolayıdır.

  1. İslam hukuku,bir yandan güzel şeyleri emredip onlara teşvik ederken, diğer yandan ise şiddetli cezalar ve tehditlerle kötü olan, eza veren şeylerden nehyedip nefret ettirmeyi esas alır. Özetle maslahatları celb etmeyi ve mefsedetlerden sakındırmayı gaye edinir.

Beşerî hukuk da toplumsal sıkıntıları gidermek için eza veren şeyleri yasaklar. İyi olan bir şeye çağırdığında ise yine bu toplumsal olumsuzluklara mani olmak kastıyla yapar. Dolayısı ile beşerî hukukun doğası çoğunlukla olumsuzluk üzerinedir.

3. İslam hukuku, din olması hasebiyle ona uymak taattır ve itaat etmekle sevap kazanılır ve isyan ile günah kazanılır. Bu nedenle İslam hukukunda cezada asıl olan, uhrevi olan cezadır. Dünyevi olan ceza ise kaosu önlemek, azgın olan şahsiyetleri gemlemek ve onların sıkıntısından başkalarını korumak kastıyladır.

Beşerî hukuk ise sadece dünyevi maslahatı gözeten bir ilkedir.

4. İslam hukuku hem harici hem dahili hemde bunlara hazırlık sadedinde olan tüm işlerden kişiyi muhatap alıp muhasebe ederken, beşerî olan hukuk ise sadece başkalarının işleri ile ilgili olan bazı harici olan işleri dikkate alır. İnsanların mallarına hakim olmak (vergi olayında olduğu gibi), bedenlerine hakim olmak (sigorta olayındaki gibi) ve genel düzene uymayan işlerde onları kontrol altına almak gibi.

5. İslam hukuku,Allah(c.c.) bu kanunlar için takdir ettiği zamanın (kıyamet kopması) bitimine dek, insanların maslahatının olduğu tüm işlerle ilgili, tam bir adaleti temin sadedinde hayatta kıymetli ve önemli olan tüm işleri ve alanları kuşatan bir nizamdır.

Beşerî hukuk ise, doğasında olduğu üzere o toplumda güç sahibi olanların koyduğu kanunlardır. Birer beşer olan bu güç sahipleri ise gerek şahsi ve gerek toplumsal işlerinde, örften, adetten, aile ortamından tutun da zaman, mekan, iklim şartlarına varana kadar bir çok şeyden etkilenir. Bu etkileşimin doğal bir gereği olarakda bu beşerî kanunlar daima değişken olmak ve sürekli yenilenmek durumundadır. Aksi halde anın ve zamanın ihtiyacına kâfi gelmekten aciz olur. Zira insan geleceği bilemez. İşte hukukçuların yaptığıda tam olarak budur. Bu nedenle beşerî olan kanunlar ihtiyaç görme noktasında daima eksiktirler.

Selam ve dua ile...

Muhammed Şevket Gökşan

Akit TV köşe yazarı