BIST9.915,62%2,05
USD32.456%-0.25
EURO34,7396%-0.67
ALTIN2.434,52%-0.07

Yolsuzluklar tavan yaparken

M.Serhat Durmuş

Abone OlGoogle News
26 Nisan 2021 13:27

Gazetelerde her gün başka bir yolsuzluk , sahtekarlık haberi görmekten ben yoruldum ancak bu haberlere konu olan ve her seferinde yakalanan bu yüzsüz , omurgasız insanlar büyük bir vurdumduymazlıkla işlerine kaldıkları yerden devam ediyorlar.

Toplumda yaşadığımız çürüme öyle bir noktaya geldi ki hiç kimse bir başkasına güvenmiyor . Samimi bulmuyor artık …

İnsanların normal yollardan hayatlarını iyi bir şekilde idame edeceklerine olan inançları o kadar azaldı ki kısa yoldan köşeyi dönmek konusunda , yolsuzluk , kanunsuzluk sanki tek çareymiş gibi gösteriliyor.

Peki nasıl oldu da ülkemiz bu duruma geldi ?

Bu gün bu önemli konuyu irdelemek istiyorum. Zira gençleri iyi şeyler yapabilmek için harekete geçirecek o ilk itki maalesef umutsuzluk engeline takılmış durumda .

Elbette ki iktisadi açıdan sınırsız ihtiyaçların sınırlı kaynaklarla sağlanabilmesi ilkesini hepimiz biliyoruz.

Oysa bilinenin aksine ihtiyaçlar sınırsız değildir. İhtiyaçlar kontrol edilebilir ve kişiye göre sınırlandırılabilirler . İnsanlar bu konuda açgözlü davranmayıp ihtiyaçlarını kontrol altında tutabilirlerse sorun çözülebilecek gibi duruyor.

Zira kaynakların sınırlı olduğu doğrudur . İnsani yaşama koşulları alt sınırı eşik değeri yetersiz olan ülkelerde maalesef insanların 4 işlem yaparak hayatları konusunda umutsuzluğa kapılmaları sonraki zamanda ise tüm akıllarını bu konuya yorup acaba bu

sarmaldan nasıl kurtulurum diye düşündüklerinde çıktıkları tek yoldur bu yolsuzluk yolu.

Basit bir hesap yapalım isterseniz . Ev almak istiyorsunuz , araba almak istiyorsunuz. Aynı zamanda kira ödüyorsunuz , elektrik , su , telefon , internet , doğalgaz , yemek , çocukların okul giderleri mevcut ancak ayda sadece 2825 TL kazancınız var. Neresindentoplarsanız toplayın , çıkartın , çarpın , bölün ev ve araba alma şansınız yoktur bu parayla .

Ülkenin % 43’ü asgari ücret bandında gelire sahipse insanların yarısı hayal kuramaz gelecek için plan yapamaz ve bir süre sonra zengin insanların her yaptıkları gözlerine batmaya başlar . Kendini kandırılmış , aldatılmış hisseder ve bu durumu kabullenmek istemez. İşte bu tarz insanlar bu durumdan kurtulabilmek için artık eskisi gibi düşünmeyecektir.

Bu durum anlaşılabilir aslında , sosyolojik olarak ve psikolojik olarak bakıldığında sürpriz yoktur .

Ancak diğer grup bence daha tuhaf bir çürüme içindedir . Zengin olmak için her türlü yolsuzluk , usulsüzlük , sahtekarlık konusunda uzmanlaşarak eşiği geçmeyi başarmış ve bu dünyada yarattığı cenneti kaybetmek istemeyen azınlık . Zengin olupta bu eşiği geçtikten sonra giderek daha yasal olmaya çalışır hep . Sanki eşiği geçtikten sonra yasallaşırsa her şey sütten çıkmış ak kaşığa dönüşecektir kendince …

Bu gruptakiler ahlak , hak , hukuk konusunda en çok nutuk atan , ahkam keseninsanlardan oluşur . İşte bu grubu daha paylaşımcı yapabilirsek , toplumdaki çürümeyi yavaşlatma ve hatta durdurmayı başarabiliriz bence .

Buradan , her zengin ahlaksızdır , sahtekardır görüşü çıkarılmamalıdır elbette .

Ancak bu ikinci grup bana göre çok daha büyük tehtid oluşturuyor ülkemiz için.

Gençler nedense bu grubu örnek almak istiyorlar .

Ve biz her gün ana haber bültenlerinde izlemeye , gazetelerde okumaya devam ediyoruz.

Ancak tuhaf olan şu ki artık hiç şaşırmıyoruz nedense tüm bu olup biten usulsüzlüklere , yolsuzluklara , sahtekarlıklara …

George Orwell’in söylediği gibi ;

‘Sahtekarlığın evrensel düzeyde egemen olduğu dönemlerde , gerçeği söylemek devrimci bir eylemdir…’

M.Serhat Durmuş

Akit TV köşe yazarı