BIST9.915,62%2,05
USD32.509%-0.09
EURO34,7760%-0.56
ALTIN2.438,67%0.10

Cumhur İttifakı hedef büyütmelidir 

Latif Erdoğan

Abone OlGoogle News
21 Mayıs 2022 08:52

Ak Parti, işin başından beri hedef büyütme stratejisini en iyi ve en yerinde kullanan bir anlayışa sahip. Gerçek kitle partisinin de zaten böyle olması gerekir.

MHP ile fıtri bir seyir içinde oluşan Cumhur İttifakı da aynı anlayışı aynı oranda paylaşır durumda. İki günü müsavi olan zarardadır,öğretisinin siyasi yapılanmada ete kemiğe büründüğü bir anlayıştan bahsediyoruz.

Muhalefettekilerin hayallerine bile misafir olmayan projeler bir bir hayata geçiriliyor; gerçekliliğini herkesin gördüğü vakalar konumuna yükseltiliyor. İç ve dış muhalefetin bunca tazyikine, bunca tahrip girişimine rağmen Cenab-ı Hakk’ın lütuf ve ihsanıyla icraatta ciddi bir tökezleme, zamanlamada bir aksama ve geri kalma da söz konusu olmuyor.

Cumhur İttifakı, hem iç bünyeyi birlik ve beraberlik ahenginden koparmayacak hem de her hamlede muhalefeti küçültecek olan bu anlayış ve icraattan asla vaz geçmemeli, hedef büyütmeyi daim sürdürmelidir.

Bu sürece dahil edilmesi gereken hedeflerden biri de ülkeyi medeniyetin merkezi haline getirmek, devleti bir medeniyet devletine dönüştürmek olmalıdır.

Söz konusu hedefe ulaşmanın çaresi de medeniyetin hem ontolojik hem de sosyolojik temel rükünlerine öncelik vermektir.

İlim, ahlak, adalet ve din medeniyetin ontolojik temel rükünleridir. Bu rükünlerin her biri, hem birbiriyle hem de kendi içlerinde bir bütün olarak ele alınıp değerlendirilmeli ve bütünlük ebet müddet korunmalıdır.

İlmin olmadığı bir yerde medeniyetten bahsedilemeyeceği gibi, ahlakın, adaletin ve dinin olmadığı yerlerde de bir medeniyetten bahsedilemez. Bu dört kavram birbiriyle öylesine içli dışlıdır ki, birinin yokluğu veya ihmali diğerlerine de negatif yönlü etki eder

İlimden maksat, insanlığa artı değer kazandıran faydalı ilimlerin bütünüdür. Adaletten maksat, izafi adalet değil adalet-i mahza denilen genel geçer adalettir. Ahlaktan maksat, insanı kamil insan olma noktasına taşıyan değerler harmanıdır. Dinden maksat, insanlığa gönderilmiş son din olan İslam’dır.

Bu dört kavramdan, bu dört ontolojik fenomenden istenildiği ölçüde istifade edildiğinde medeniyetin temelleri de atılmış olur. Ne ki, ilmi de, adaleti de, ahlakı da, dini de kendi bütünlüğünden koparmamak şarttır.

Özellikle de din, tecezzi ve inkısam kabul etmez bir bütündür. O hayatı bu bütünlük içinde ihya ettiğinde hem ferdi hem ailevi hem de içtimai hayatımız hayat bulur. Eksikliği nispetinde de ihya gücünü kaybeder ve kendinden beklenilen fonksiyonları eda edemez.

Buradaki eksiklik dinin kendisinde var olan bir eksiklik asla değildir. Eksiklik dinin müntesiplerine aittir. Söz konusu eksikliği gidermenin bir kısmı kişilerin gayretiyle olur. Diğer bir kısmını gidermek ise ancak devletin ön açmasıyla mümkün hale gelir. Mesela, “Emri bil maruf nehyi anil münker” istenen keyfiyette ve en güçlü şekilde ancak devlet eliyle gerçekleşir.

Elbette, bahis konusu ettiğimiz hedef büyütme birden olacak iş değildir. Konuyu önce sabit bir strateji haline getirmeli ve süreci zamana yaymalıdır. Metot olarak da parçadan bütüne gitme metodu uygulanmalıdır.

Medeniyetin, bilim, teknoloji, siyaset, ekonomi, spor, sanat ve estetik gibi sosyolojik alanlarında Cumhur İttifakı başarılı çalışmalara imza atmış bulunuyor. Hızını kesmeden bu çalışmalar devam ederken, medeniyeti içselleştirmenin tek çaresi olan eğitime de bu meyanda keyfiyet öncelikli olmak kaydıyla hız verilmelidir.

Pandemi öncesi, bir yıl kadar, eğitimde keyfiyet meselesini, kendisi de şuurlu bir eğitim gönüllüsü olan dostum Haluk İmamoğlu’nun organize ettiği küçük gruplar halinde gerçekleşenmüzakere oturumlarında tartıştık, görüştük, hem teorik hem de pratik çareler aradık. Konunun teorik kısmını burada aktarmam zor. Fakat pratik sonuç şu oldu: İmam Hatip Okulumüfredatına biraz esneklik getirilerek müfredat güncellenmelive bütün orta ve lise seviyesi okullarda uygulanmalıdır. İlahiyatta ihtisaslaşma ise İlahiyat Fakültelerine bırakılmalıdır.

FETÖ ve olası türevleriyle yapılacak en güçlü ve kalıcı mücadele hiç kuşkusuz, onlara istismar edilecek hiçbir alan bırakmayan böylesi bir hedef büyütme olacaktır.

Latif Erdoğan

Akit TV köşe yazarı