BIST9.524,59%-0,06
USD32.568%0.12
EURO34,7407%0.16
ALTIN2.487,57%0.12

Küreselcilerin bu oyunu nasıl bozulur? 

Latif Erdoğan

Abone OlGoogle News
09 Ekim 2021 09:04

Küreselci blokun en büyük gaye ve hedefi, insanları her türlü kutsal aidiyetlerden kopararak onları kolay güdülebilir sürüler haline getirmektir.

Dini aidiyetler, milli- manevi ve kültürel aidiyetler bir bir imha edilmeli ki, lanetlik hedeflerine ulaşabilsinler. Geçici dönemler ihdas ederek, mevcut kutsal aidiyetlerin bozulmuş, otantik yapısıyla hiç alakası kalmamış olanlarıyla insanları oyalamak istemeleri de yine aynı oyunun bir parçasıdır.

Dış mihraklarla irtibatlı, dinde reform üst başlığını taşıyan bütün çalışmalara bu perspektiften bakılmalı ve öyle değerlendirilmelidir. Kadıyanilik böyle bir oyun, FETÖ böyle bir oyunundur.

İçi boşaltılmış, ferdi, ailevi ve içtimai hayatın bütününden tecrit edilmiş, ne olduğu ve sınırları belirsiz bir adresle vicdana hapsedilmiş din anlayışını öne çıkararak insanların dine olan fıtri ihtiyaçlarını böylesi yapay bir din ile tatmin etme çalışmaları da yine söz konusu gaye ve hedefin bir parçasıdır.

Yüce ve yüksek gayeler uğruna serdengeçtiler bulma adına kaht-ı rical yaşıyoruz. Bütün insanlığın kurtuluşunu hedef alan uzun soluklu davaların talipleri yok denecek kadar azaldı. Büyük ekseriyet günü gün etmek peşinde. Yıldız avına çıkanlar, ateş böcekleri tarafından avlandılar. Ümit denen hayat iksirinin kaynağı da kurumak üzere.

Silkinip kendimize gelmezsek büyük kıyametin sarsıntılarıyla uyanacağız. Bu bağlamda silkinip kendimize gelmek, dava eksenli bir hayatla önce kendimizi sonra da toplumu yeniden inşa etmek, yeniden şekillendirmek demektir.

Dava, maddi manevi donanımlarla mücehhez fertlerin katılımıyla gerçekleşen, müeyyidesi muhabbet, cazibesi hedef ve gayedeki kutsiyet olan gönüllüler hareketidir.

O, hem şekil yanı hem de manevi tarafıyla eksiksiz, kusursuz, gözü ve gönlü tırmalayacak boşluklardan uzak, sağlam ve mükemmel bir model oluşturarak, insani değerlerin bütününü içeren bir üslupla, fert ve toplumu birbiriyle yeniden barıştırma, uzlaştırma faaliyetidir.

Dava, köke ve asla sadakatle bağlı mümtaz bir çığır; mukaddesat ile milli mefahiri, ilim ile güzel ahlakı, aklıselim ile kalbi buluşturan, barıştıran, sahabe mesleği ile tasavvufi tecrübeleri birbirine mezceden fikri- ameli bedi bir terkip ve de bu terkibi rahmet mevhibesi bir kolektif şuur ve deha eliyle, maşeri bir üsluba büründürerek fert ve toplum hayatına tercüme etme hadisesidir.

Dava, asırlardır tedrici bir metotla, mevcut değerleri elinden bir bir alınmış, önce heyecanını, sonra gaye ve idealini kaybetmiş daha sonra da varmak istediği hedefe sırtını dönmüş hızla koşan bir adam zavallılığı ile kendinden ve onu o yapan bütün kıymet ölçülerinden uzaklaşmış, bitmiş, tükenmiş, küflenmiş, beraatını ecelden almaktan gayri çaresi kalmamış ümmetin yeni bir saykal, yeni bir hamle, yeni bir aşk, şevk ve heyecanla kendine gelerek öz değerlerine kavuşması, kaybettiklerini tekrar kazanması, dünkü yaşadığı ihtişam ve ikbali talihsiz kısa bir gecikmenin ardından tekrar bütün dünyaya, Adem nefesi taşıyan herkese, her yere ve meşru her vesileyi kullanarak taşıması adına başlatılmış bir kültür akımı, tutuşturulmuş bir medeniyet meşalesidir.

Dava, hayatın bütünüdür. O sadece zihni bir düşünce, bir ideal değildir. Aksine, teorik yanını dahi pratikte geliştirecek ölçüde reel bir yapılanma faaliyetidir. O, fantastik teklifler yerine, ihtiyaç ve zarureti ölçü alır, aceleci atılımlarla değil, en zayıfın durumunu gözeten bir tedricilikle istikamet çizgisindeki toplu seyrini sürdürür. Böylece hem fiyasko yaşamaz hem de kokuşmaya götürücü durağanlaşmaktan korunmuş olur.

Dava, yüreğinde ona aidiyet duyan herkesi müntesibi kabul edecek ölçüde enginliğe sahip tabiatıyla bütün insanlığa mal olma istidadında bir toplum yapılanması; aynı mefkure ve ideale bağlılığın hasıl ettiği uzvi homojenlik sebebiyle de, ferdi gayretlerle ulaşılması imkansız, fevkalade güçlü, fevkalade velut ve bereketli bir sinerji kaynağıdır. Onun, olmazları olduran, imkansızları mümkün kılan başarıdaki sırlı yanı -ilahi teyidin hakkı mahfuz- buradadır.

Bütün küresel oyunları bozmanın tek ve kalıcı yolu, dava şuurunu kalp ve akıllara yeniden aşılamaktan geçiyor.

Latif Erdoğan

Akit TV köşe yazarı