BIST9.943,46%2,33
USD32.4451%-0.28
EURO34,7827%-0.54
ALTIN2.442,39%0.25

FETÖ-PKK ve kirli ilişkiler

Latif Erdoğan

Abone OlGoogle News
27 Şubat 2021 06:50

Yıl 1998. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin verdiği ültimatom sonucu terörist başı Abdullah Öcalan Suriye’den sınır dışı edildi, kapı kapı dolaşarak sığınacak bir ülke aramaya başladı.

1999’un ilk ayında yazdığım bir yazıda terörist başına hitaben, nereye gidersen git, bir gün Türkiye’ye getirilecek ve yaptıklarının hepsinden adalet önünde hesap vereceksin, dedim. FETÖ elebaşı bu yazıdan çok rahatsız olmuş. Ertesi gün aralarında benim de bulunduğum bir topluluğa konuşurken, “Bazı aptallar Öcalan’ın yakalanıp Türkiye’ye getirileceğini sanabilirler. Fakat asla böyle bir şey olmaz. Onun arkasında Amerika var, dış güçler var” dedi. Aradan bir ay bile geçmedi ki, Öcalan yakalandı ve Türkiye’ye getirildi.

Nedense Öcalan’ın yakalanması FETÖ elebaşını çok üzdü. Adeta karalar bağladı. Zaten kısa bir süre sonra da takas edildi. Amerika bir terörist başını bize teslim ederken diğerini rehin aldı.

Önceleri iki terör örgütü birbirinin can düşmanı gibi gösterildi. Tabii bu da üst aklın bir tezgâhıydı. Daha sonraki gelişmelerde artık mızrak çuvala sığmadı ve ilişkiler açıktan yapılmaya başlandı.

Yıl 2015. FETÖ elemanı Ekrem Dumanlı, Diyarbakır Belediye Başkanı Gültan Kışanak’ı makamında ziyaret etti. Elbette bu ziyaretin belediye binasında yapılması, görüşülen şeylerin gizliliğini karartmak içindi. Nitekim her ikisi de daha sonraki ifadelerinde bu argümanı kullanarak, görüşme gizli olsaydı belediye binasında mı yapılırdı, dediler. Aslında yapılan klasik bir FETÖ taktiğiydi. Orada da bu taktiği kullandılar.

Bu görüşme esas itibariyle, hainliğin, kahpeliğin, kalleşliğin belgesi olarak milli hafızaya not edilmiştir. Çünkü elde edilen bilgilere göre bu görüşmede, PKK’ya sızmış MİT mensuplarının isimleri verilmiş ve bu isimler PKK tarafından şehit edilmişlerdir.

Bana göre FETÖ elemanı bu görüşmede muhatabına ikinci bir liste daha vermiştir. O da, seçim çalışmalarında kendilerine yardımcı olacak FETÖ elemanlarının listesidir. Nitekim o dönemde televizyon kanallarında ben bu düşüncemi dillendirdiğimde, her dediğime cevap uydurma yarışına girmiş FETÖ elemanları, diyecekleri bir şey olmadığı için suspus olmuşlardır. Zaten, 2015 genel seçimlerinde HDP’nin yüzde on barajını aşması için bütün FETÖ’cüler kan-ter içinde çalıştırılmış, bu çalışmalar sonuca da yansımıştır.

15 Temmuz başarısız darbe girişimi sonrası emniyetten ve askeriyeden ekseriyeti kaybedecek ölçekte temizleninceye kadar, yapılan operasyonların hemen hepsinde PKK’nın sıfır zayiatla kurtulmuş olması aradaki kirli işbirliğinin açık belgesidir. Özellikle pilotlardan kendilerinden olanlara doğrudan talimat verilmiş, bombardımanlar hiç alakası olmayan yerlere yapılmış; kendilerinden olmayan pilotlara ise koordinatlar yanlış söylenerek hedefler saptırılmıştır.

2014 Cumhurbaşkanı seçiminde FETÖ blok olarak HDP adayı malum terörist Selahaddin Demirtaş’ı desteklemiş ve aradaki kirli ittifak bir kez daha gün yüzüne çıkmıştır.

Yıl 1986. Diyarbakır’da görülen Mehmet Özyurt davasında FETÖ elebaşının da adı geçmeye başlamıştır. Her tehlikeli anda yaptığı gibi “Ben bir süreliğine sıvışayım, ortada görünmeyeyim” demiş ve o sene, yurt dışında henüz gidecek bir yeri olmadığı için hacca gitmiştir. Hac süresince kendisini Bin Ladin ailesi misafir etmiş, bir eli yağda öbür eli balda hac yapmıştır. Bu arada Diyarbakır davasıyla ilişkili görülmüş ve kendisine tahdit konulduğu haberini almıştır. Çaresiz, Türkiye’ye karadan ve kaçak olarak girme zorunda kalmıştır. Önce Şam’a gelmiş, orada bir otelde on gün kadar kalmış ve burada kendisini kaçak olarak sınırdan geçirecek kişileri beklemiştir.

O günler düşünüldüğünde, Güneydoğu sınırından kaçak insan geçirme işi tamamen PKK militanlarının tekelindeydi. FETÖ elebaşını da sınırdan geçiren onlardı. Ve bu işin, o sıralarda Şam’da ikamet eden PKK elebaşının onayı alınmadan gerçekleşmesi mümkün değildi.

FETÖ askeriyede güçlenince bu iş ona ihale edildi. FETÖ elemanları, geçmişteki bu iyiliği asla karşılıksız bırakmadılar. PKK militanlarının, sırtlarında mühimmatlarıyla ellerini kollarını sallaya sallaya sınırdan geçmelerine göz yumdular. Yurt içinde gerçekleştirdikleri katliamlara seyirci kaldılar. Onlar da FETÖ okullarına, yurtlarına, dershanelerine, elemanlarına dokunmadılar. Elbette her iki terör örgütü de bu yaptıklarını üst akıldan aldıkları talimatla yaptılar.

Ve yıl 2021. Özbekistan’da MİT destekli operasyonda yakalanan FETÖ elemanı Gürbüz Sevilay etkin pişmanlık yasasından yararlanarak itirafçı oldu. Sevilay, Suriye ve Irak’takiPKK üyeleriyle silah, füze, anti-drone ve radar sistemi anlaşmaları yaptıklarını anlattı…

Latif Erdoğan

Akit TV köşe yazarı