BIST9.915,62%2,05
USD32.509%-0.09
EURO34,8190%0.12
ALTIN2.442,84%0.17

Haydi canlar sandık başına

Latif Erdoğan

Abone OlGoogle News
30 Mart 2024 10:05

31 Mart 2024 yerel seçimleri inşallah yarın gerçekleşecek. Bu siyasi şölene katılım ne kadar çok olursa, demokratik kazanımlarımızın orantısı o kadar çok demektir. Bunu bütün dünyaya göstermemiz de önemli. Türkiye’yi, diktatörlerin değil, bizzat milli iradenin yönettiği gerçeğini dost düşman herkese göstermek durumundayız. Ta ki düşmanlarımız tenkit edecek bir şey bulamasın; dost ve refiklerimiz de kendilerine bu konuda örnek model bir ülke bulunduğunu görüp bizleri taklit etsinler.

Yerel seçimleri, genel seçimlerden ayırıcı en önemli özellik, partilerin değil kişi ve kişiliklerin öne çıkarılmaları zorunluluğudur.

Toplum böylece en liyakatliyi tercih eder, yaşadığı, hayatını sürdürdüğü beldeye, şehre en başarılı hizmet vereceklerle öyle olamayanlar arasında bir tercihte bulunur. Genel seçimlerde bu tercih daha çok parti programları ve lider kadro; yerel seçimlerde ise programı hemen pratiğe dökecek bireysel kabiliyetler üzerinden yapılır.

Demem o ki, partileri değil bizzat adayları önceleyen bir seçim yapmak en gerçekçi yaklaşım olacaktır. Bu sebeple de daha önce aynı görevde başarılı olmuş kişiler, parti kimliğine bakılmaksızın görevlerine devam ettirilmeli; aksi durumda olanlar ise aksi muameleye tabi tutularak başarılı olacakları hakkında bize güven verenlere görevleri devrettirilmelidir. Rasyonel olan yaklaşım budur. Duygusal tercihler, partizan yaklaşımlar hem bulunduğumuz belde için hem de ülkemizin geleceği için zarardır, yanlıştır. Cumhur İttifakının belediye başkanları geçmiş dönemde ekseriyet itibariyle başarılı olmuş, seçildikleri beldelere adeta çağ atlatmışlardır. Öyleyse, dış telkinlere kapılmadan Cumhur İttifakının istidatlı, kabiliyetli bu adayları görevlerini kaldıkları yerden sürdürmeli, imar icraatları başka siyasi mülahazalarla sekteye uğratılmamalıdır.

Muhalefetteki partilerin ve özellikle de CHP’nin belediye başkanları ise karneleri sıfırla dolu olarak sınıfta kalmışlardır. Sırf CHP’li diye bu adayların tekrar seçilmesi, akla, mantığa, ülke çıkarlarına, milli menfaate taban tabana zıt bir yola girmektir; yolun çıkmaz sokak olduğu ise önceki tecrübelerle sabittir.

Ülkemize yazık etmeyelim, tercihimizi akıldan, mantıktan yana kullanalım. En liyakatliyi seçmekten asla ödün vermeyelim.

Strateji ile taktik farkını ayırt edemeyenler siyaset yapamazlar. Strateji uzun vadelidir, hedefi bellidir, bu hedefe götürecek vasıtalar önceden bilinir; şansa, rast geleye, fevri tercihlere stratejilerde yer yoktur.

Taktikler ise, kısa vadeli davranışlar, kısa vadeli dönüşümlerdir. Taktiklerde, şansa, doğaçlamaya cevaz vardır, yeter ki isabetli olsun, realitede bir karşılığı bulunsun.

Bu açıdan bakıldığında, genel seçimlerde Cumhur İttifakı arasında yer alan Yeniden Refah Partisinin yerel seçimlerde muhalefete düşmesi, bu partiyi kuranların, yöneten ve yönlendirenlerin siyasetle uzaktan yakından alakası olmadıklarını açığa verir.

Ya da bütün strateji ve taktiklerinin “intikam almak” üzere dizayn edildiğini ispat eder.

Konuyla ilgili okuduğum kitaplardaki bilgilere dayanarak söyleyecek olursam, Afganistan örneğinde olduğu gibi, dış istihbarat servislerinin en çok kullandıkları, kullanmaktan haz aldıkları duygunun bu olduğunu da burada hatırlatmış olayım.

Oğul Erbakan, rahmetli babasının Fatih Camiindeki cenaze namazının ardından yaptığı konuşmasında, dönemin Başbakanı Erdoğan’a ve Cumhurbaşkanı Gül’e yaptığı ağır göndermeler, içindeki iğbirarı zaten ele vermişti; şimdiki tavrıyla da değişen hiçbir şey olmadığını gösterdi ve bizlere Ali İmran Suresinin 118. ayetini hatırlatmaya yetti. Bu tavır da onun ve takipçilerinin siyaseten bitmesi demektir; yazık oldu, doğmadan öldü.

Hâlbuki samimi olsalardı, uzun vadede iyi bir alternatif olabilirlerdi.

Cumhur İttifakının gösterdikleri liyakatli adayları seçersek, kendimizi, beldemizi, şehrimizi seçmiş olacağız. CHP’nin liyakatsiz adaylarını seçersek, bir partiyi, bir kişiyi seçmiş, onları kazandırmış olacağız.

Ne ki, kendimiz kaybedeceğiz, beldemiz, şehrimiz ve toplamda ülkemiz kaybedecek. Tercihimiz bu denklem üzerine şekillenmeli.

Yarınki seçimlerin hayırlara vesile olması dilek ve duasıyla…

Latif Erdoğan

Akit TV köşe yazarı