BIST9.998,20 %-1.08
USD40.0521%0,01
EURO47,0093 %0.04
ALTIN4.251,31 %0.02

Manevi reçete nasıl yazılır? 

Latif Erdoğan

Abone OlGoogle News
05 Kasım 2022 09:07

“Hastalar Risalesini Yeniden Keşfetmek” başlıklı yazımın sonunda: Bediüzzaman Hazretlerinin dört buçuk saatte irticalen söyleyip talebelerine yazdırdığı saf ve duru ilham Hastalar Risalesi psikolojik yorumları itibariyle olduğu gibi hasta yakınlarına ve hastaya bakanlara seslenen sosyolojik yorumları yönüyle de seçkin bir eser. Bu yorumların tıp diliyle de buluşarak şerh ve izaha kavuşturulması elzem bir vazife. Bu tür çalışmaların olup olmadığını henüz bilmiyorum. Varsa ne ala. Yoksa acilen yapılmalı, demiştim.

Kıymetli okuyucularımdan biri yazıya yaptığı yorumla beni böyle bir çalışmanın varlığından haberdar etti. Çok sevindim. Hemen alıp okudum. Gerçekten söz konusu çalışma, Hastalar Risalesine layık bir şerh ve izah olmuş.

“Bilindiği üzere, güncel Hastalık Psikolojisi kitaplarında hastanın hastalığa verdiği ruhsal tepkiler 6 devre olarak belirtilmektedir. Bunlar sırasıyla: 1. Şok devresi, 2. İnkar devresi, 3. Öfke, şikayet devresi, 4. Pazarlık, erteleme, şifa arzusu devresi, 5. Depresyon devresi, 6. Kabullenme ve yeni ümitler devresidir. Hastalar Risalesindeki 25 deva incelendiğinde ise devaların gelişigüzel sıralanmadığı, hastanın geçirdiği ruhsal devirlere uygun bir tertip üzere yazıldığı görülmektedir.”

Hastalar Risalesinin dikkat çeken bir özelliği de, işin başında hastanın hastalıkla ilgili yanlış veya kötü algılarını müspet yönde değiştirmesidir. Hastalık, değerlendirilmesi gereken rahmani bir fırsattır. Hastalık, insanı başka amellerle ulaşılması imkansız manevi mertebelere ulaştıran bir ubudiyet ve kulluk vesilesidir. Hayatın kıymet ve değerini daha iyi anlama, sıhhat ve afiyetin gaflet verici tekdüzeliğinden kurtulmaya bağlıdır. Bu da ancak hastalık denen sıhhat ve afiyetin zıddı bir olgunun devreye girmesiyle mümkündür. Zira eşyanın zıddıyla bilinmesi bir fıtrat kanunudur. Gece olmadan gündüzün, açlık olmadan tokluğun, soğuk olmadan sıcaklığın varlığını idrak imkansızdır. Güzelliğin hadsiz derecede çeşitliliği ve mertebeleri ancak çirkinliğin müdahalesiyledir. Bu sebeple de her şey ya bizzat ya da dolayısıyla güzeldir. Hastalıkları, musibetleri de dolayısıyla güzel kabul etmek durumundayız.

Bazen bir saat hastalık, bir günlük ibadete, bazen bir günlük hastalık senelerce ibadete denk gelir. Hastanın ihlas, samimiyet, sabır ve şükür gibi keyfiyet değerleriyle olan irtibatı hastalıktan gelen kazanımları farklı farklı kılsa da kazanımın varlığı noktasında fark yoktur; bütün hastalıklar mutlaka bütün hastalara manevi kazanımlar temin eder. Bu açıdan bakıldığında da şikayet etmemek, kaderi tenkit yanlışlığına düşmemek şartıyla hastalıklar herkes için büyük bir kazanım kaynağıdır. Hastalıklar herkes için rahmani fırsatlardır.

İnsanın bedenine musallat hastalıklar, geçicidir, fanidir. Bulunduğu an ile sınırlıdır Geçmiş zaman, elemin zevaliyle zaten lezzete dönüşmüştür. Gelecek ise henüz gelmediği için yok hükmündedir. Henüz var olmayan gelecekteki hastalıklar için şimdiden elem çekmek, ıstırap duymak anlamsızdır. Her insanın sabrı ise şu kısa anla sınırlı hastalığa yetecek güçtedir.

Bedene arız olan hastalıklar geçici olmaları sebebiyle hakiki değil, mecazi anlamda hastalıklardır. Hakiki ve en tehlikeli hastalıklar ise insanın manevi cephesine musallat olan küfür, şirk, inançsızlık ve büyük günahlar gibi ebedi hayatı tehlikeye atan hastalıklardır. Bedene arız olan maddi hastalıklarbizi özellikle bu tür hakiki ve en tehlikeli hastalıklardan koruma noktasında uyarıcılık yaparlar. Bu yönüyle de çok çok büyük hayırlara vesile olurlar.

Kitapta, Bediüzzaman Hazretlerinin, Hastalar Risalesine serlevha yaptığı istirca ayetinin yirmi beş harfiyle yirmi beş deva arasındaki irtibat da enfes bir anlatımla izah edilmiş.

Okuyucularıma, Dr. Cemal Gül ve Dr. Mustafa Çetin tarafından kaleme alınmış, “İslam Bilimi Marifet Nazariyesine Göre Hastaya Manevi Reçete Nasıl Yazılır?” isimli bu kıymetli eseri tavsiye ile emeği geçen her iki doktorumuzu can ü gönülden tebrik ve tesid ederim. Özellikle, tıp doktorlarımızın, hemşirelerimizin bu eserden istifadeleri en büyük temennimdir.

Latif Erdoğan

Akit TV köşe yazarı