BIST9.716,77%-0,05
USD32.5482%0.03
EURO34,9908%0.05
ALTIN2.440,03%0.16

Allah’ın lütfuyla Barış Pınarı da tahminler üstü başarılı

Hasan Aksay

Abone OlGoogle News
14 Ekim 2019 01:33

Yaşayanların bildiği, Kıbrıs BarışHarekâtı’nı da içine alarak,mühim zorlukların bir kış gibi olduğuna, zalimler için kışların devamlı. Kur’an ahlakıyla iyilik yolunda koşanlar, Allah’ın yardımcısı olduğu iyilik yolcuları için beklenmedik zaferler vardır. Baştaki zorluklar, kolaylığınmüjdesi oluyor. Bunu ifade etmek istiyorum. 

Kıbrıs harekâtına giden yolun zorluğunu görmek için 1960 darbe ikliminden başlamak lazım. Menderes rahmetli, Kıbrıs’taki Rum vahşetine karşı “Ya taksim, ya ölüm” diyen keskin sloganlı mitinglerle başlatmıştı. 

1960 darbesiyle, CHP, darbeciler ve sokak takımları, Demokrat Partiye saldırı bahanesiyle halkı, “Düşük! Kuyruk!” diye baskı altına aldı. Başta AP olmak üzere bu baskı Meclise taşındı. İsmet İnönü Başbakan oldu. Siyasi iklim giderek sertleşti. Sokak hareketleri hızlandı. AP Genel merkezinde iki de bir cam çerçeve kalmıyordu. Milletvekilleri, partideğiştirmeye başladı. AP kurucular kurulu yeni üyeler seçti. Genel idare kurulu üyesi oldum. Siyasi kış, içte dışta şiddetleniyordu.Bir kere üç gün geceleri, aralıklı, TBMM binası sol alt köşesine makinalı tüfek ateşi oldu. O, 3 geceyi Ragıp Gümüşpala ile GİK üyelerinin tamamı mecliste geçirdik. Yüzden fazla milletvekili ve senatör 2. Cumhuriyetin 1. Döneminde partisini değiştirdi. Bunların bir kısmı bağımsız kaldı. Önemli kısmı, CHP’ye sığındı. 1961 seçiminin tek avantajlı partisi CHP idi. Yine de birinci parti olamadı.

Türkiye’nin bu siyasi sıkıntısından yararlanmak isteyen Rumlar, Kıbrıs Türklerine soykırım uygulamaya devam ettiler. Kıbrıs Çıkartması için, TBMM gece de toplanıyordu.İnönü dönemi iki defa karar verdik. Gemiler denize açıldı. Olmadı.

1974’deki çıkartma kararında da vardım. Yine barışısağlama kararıydı. Tahmin edilen olumsuzlukların hiç biri olmadı.

“Fırat Kalkanı” ve “Zeytin Dalı” harekâtlarının içte ve dıştaki istemeyenleri de, ne kötü rüyalar düşlediler. Katil Esat’la, dostluk dileyip,tavsiyelerde bulundular. 

15 Temmuz felaketi gibi, dünyanın çok geniş ve masum bir coğrafyasını yangın yerine çevirip, sömürgeleştirecek. 40 yılda hazırlanmış büyük bir darbe afeti, İslam’ı; Türkiye’yi; Osmanlı’yı istismar ederek domino taşı gibi birçok ülkede birden ortaya çıkacaktı. Zira okulu, tüccarı, sanayicisi, her yerdeki maskeli kişileri ile her kuruma sızmışlardı. Maskeyi çıkarıp, acımasız, zalim bir robot oluyorlardı.

Doğruların yardımcısı olan Allah’ın bütün ülkeleri kaplayan rahmeti, iyi niyetimizle, Türkiye üzerinde öyle bir yoğunlaşıyor ki, zalim ve uşakları, şaşkın,sala okuyanlara,camiye saldırıyor. TBMM’yi bombalıyor.Başkomutan Erdoğan, televizyonda kükrüyor: “İstanbul Havaalanında buluşalım!” diyor. Bir anda yüz binler alanda. TBMM Başkanı İsmail Kahraman, yüce Meclisi toplama gayretinde. 40 yıllık plan ve emeğin sahipleri kaçacak yer arıyor.

Kâinatı yaratan, Kur’an ahlakı ile insanları yücelten Allah, iyilik için savaşan ordumuza, Kıbrıs’ta, Fırat Kalkanı’nda;Zeytin Dalı’nda, tanklara göğsünü siper eden insanlarımızı ve hazırlıkta eksik bırakmamaya çalışan devlet ricalimizi, izzetle gittiği her yeri imara kavuşturan Allah,ne güzel hüküm sahibidir!  

Başkan Erdoğan başta, devlet ve milletimizin 17 yıldan beri kararlılık ve gayretle, ikinci bir terör devletine izin vermemek için, 9 Ekim 2019 saat 16’da başlatılan Barış Pınarı Harekâtı da; Akdeniz’deki hak davamız da, inşallah kısa zamanda en sağlıklı şekilde neticeye bağlanacaktır. Barış yolu ilk günden açılmıştır. 

Bu harekât, elbette Türkiye gibi büyük bir devletin önündeki en çetin bir mesele olmayacaktır. Fakat yüz yıldır oluşan, içli-dışlı, tankını tamir ettirmemek türü yorgunluk iklimden çıkarmama, katil Esad ile ortaklığını tek kurtuluş olarak gören basiretsizlik çemberlerinin kırılması gibi, son derece özel güçlükler taşıyan aşmak zorunda olduğumuz bir eşik vardı. İnşallah, bu Barış Pınarını hazırlamak için süren çetin diplomasilerle meşruiyetin temelleri inşa edildi ve bu eşik büyük ölçüde aşıldı.

Türkiye’nin çok kısa zamanda savaş için gerekli silah ve vasıtalarını milli imkânlarla başarması ve ordumuzun daima adil ve yüksek savaş kabiliyeti, Allah’ın rahmetine liyakatin temellerindendir. 

Bu eşiğin, kazasız belasız aşılması için çok üstün bir diplomasi gerekiyordu. Başkanımızın, samimi diyalog kabiliyeti, sabırla, “Olabilirlik zamanının” ve işin olgunlaşma zamanını beklemesi! Bekleme zamanını, en iyi şekilde değerlendirmesi, müstesna imkânlardır. BM konuşmaları da, bunlardandır. Tarih, bu çetin eşiğin aşılmasındaki Erdoğan ve ekibinin bu başarılarına özel bir yer ayıracaktır.  

Barış Pınarı’nın hedefi, ikinci terör devletiyle, dünya ufkunun kararmasına izin vermemek; Suriye’de Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı ile kurduğu huzuru genişletmektir.

Yıkım hareketlerinin yangını ne kadar büyük olursa olsun, kısa ömürlüdür. Zira yıkım, çöküştür. Hüsrandır. Acıdır. Sesi çok çıkar. Ömrü kısadır. İyilik, diriliştir. Asırlarca yaşar. Hakk’a dayalı iyilik hareketlerinin üzeri toprakla örtülse dahi, tohumlarından yeni dirilişler doğar. Ortadoğu’nun son asırdaki kanlı tarihi, inşallah Barış Pınarı’yla yeniden iyilikte şanlı tarihindeki yerini alacaktır. Tarih, kış şartlarının ağırlığını dikkate alarak, görüntü büyüklüğü ile kıyaslanamayacak kadar büyük olan değerini ortaya koyacaktır.  

Türkiye Suriye’de ne yaparsa, Suriye Milli Ordusuyla beraber yapıyor. Çünkü Allah’ın yardımı iyilikteki vahdetedir. Kötülükte güç de, devamlılık da, vahdet de yok.  

Allah’ın lütfuyla Türkiye veBaşkan Erdoğan’ın kararlı diplomasisi, isabetli planlama, sabır ve sebatlı çalışmalarıyla, yurtlarından sürülen Ortadoğulu bütün sığınmacıların, “Ülkelerine geri dönme hayali” inşallah gerçek olacaktır.

Hareket gecikmemiştir. Çünkü Türkiye baştan beri aynı şeyleri söylemiştir. Sadece sabırla bütün toplumlara bilgi vererek, izah ederek kara propaganda fitnelerini önlemeye çalışmış, aceleye getirmemiştir. Biz barış kuracağız diye çıkmış ve çıktığı gibi, barışı kurarak ilerlemektedir. Allah, yar ve yardımcımız olsun.

Hamd Allah’a! 

Akit TV köşe yazarı