BIST9.877,59 %-0.37
USD36.2087%-0,08
EURO38,0405 %0.06
ALTIN3.376,62 %0.47

SİYASETTE “İSTİFA MEKANİZMASI” NIN ÇALIŞTIRILMASI    

Günay Ertan Akgün

Abone OlGoogle News
23 Ocak 2025 10:19

SİYASET; Bazıları için “amaç”, bazıları için “araç”, bazıları için “köşe olma”, bazıları için “hizmet yapma”, bazıları için “şöhret olma” ve bazıları için de “içindeki zaafları çıkara dönüştürebilme” sanatıdır. “Sanat” dediğimize bakmayın. Siyaseti icra etmek; hem büyük bir başarı, hem kalıcı olmak ve hem de büyük bir cesaret ister. Hele hele tanınıyor olmak ve bunu sürdürebilmek ise başlı başına Oscarlık bir figür haline gelmeyi gerektirir.

Bazıları; hem vaktinden, hem naktinden ve hem de kişilik özelliklerinden taviz vererek siyasete girer, bunun artı ve eksilerine de katlanır. Yılan gibi omurgasız olup insan gibi iskeletini ayakta tutabilmek- dik duruş sergileyebilmek adına bir şeyler yapmaya çalışan, hem dava – ideolojisini ve hem de seçmene - kendini sevenlerine veya taraftarlarına verdiği vaat / taahhütlerini yerine getirebilme adına uğraş veren öyle figürler vardır ki bunları bir taraftan alkışlar ve bir taraftan da el üstünde tutmaktan ziyade başınızın üstünden bile indirmek istemezsiniz. Bir de bunların tam tersine öyleleri de vardır ki bir an önce oldukları yerden istifa etsinler, görevden alınsınlar ve “bir daha seçilmesinler” diye dua edeceğiniz çok sayıda siyasî figürler vardır. Bu, madalyonun seçmen tarafından görülen yüzünü ihtiva etmektedir. Bir de farklı bir yüzü vardır;

Düşüncelerinizi tatbik edemiyor - hayata geçiremiyor (diğer bir ifadeyle fikriyatı zikriyata dönüştüremiyor), verdiğiniz söz ve vaatleri yerine getiremiyorsanız olduğunuz yerde durmanın ve orada bulunmanın bir anlamı yoktur. Dava ve ideolojiye körü körüne bağlanma uğruna yanlışlara itaat etmek kadar absürt bir durum yoktur.

“Kapıkulu askeri” olacaksınız diye eyvallah edecek, boyun bükecek, kafa kaldıramayacak duruma geleceksiniz diye istenmediğiniz – istemediğiniz bir yerde durmanın anlamı yoktur. Böyle bir mekandan terk - i diyar eyleyip duygu – düşünce – hizmet ve politikalarınızı yürüteceğiniz başka bir yerde / mecrada – partide çalışmak ve bu konularda başarılı olmaya çalışmak daha erdemli bir davranış olur. “Birileri ne der!” düşüncesiyle hareket ederseniz sonrasında başarılı olamazsınız.

Vekil olmanız, başkan olmanız, encümen (belediye ve özel idare meclis üyesi) olmanız ya da seçilme anlamında makamınız ne olursa olsun sonuçta siz de bir birey ve vatandaşsınız. Duygu, düşünce, karakter ve kişilik gibi donanımlarınız sizi değerli kılar ve ne olacağınızı değil ne olmayacağınızı şiar edinmezseniz köle olur ve sürekli olarak emir alırsınız.

Yukarıda sıralamaya – bahsetmeye çalıştığımız özelliklerin birçoğunun çalıştırılmadığını ve siyasetteki istifa mekanizmasının lider ve parti tavanının sultasına göre işlettirildiğine şahit olmaktayız. Parti genel başkanı ya da hareketin lideri; kafasına uymayan, kendi heva - heves ve isteklerini dikte ettiremedikleri kişi ve kişileri “parti tüzüğü” nü bahane göstererek ya ihraç ettiriyor veyahut da istifaya zorlatıp uzaklaştırıyor. Son zamanlarda iktidar, ittifak ve muhalefet partilerinde sık sık karşılaştığımız bu durum, aslında bir taraftan siyasetteki kalitesizliği ve acı gidişatı ortaya koyarken diğer bir taraftan da bu alana girip hizmet etmek isteyenleri de siyasetten soğutmaktadır. Böyle bir tablodan memnun verici sonucu beklemek, herhalde abesle iştigal olacaktır.

Öte yandan lider ve parti yönetimine kızıp kendi çizgisinde olan – kendine yakın gördüğü partilere geçiş yapan ama bu tavrıyla da sık sık eleştiri konusu yapılan bazı figürler var, ki bu tam bir fecaat konusu olmuş. Sık sık adres değiştirmeyi âdet haline getirenler ve bu yolla kendilerine alan açmak isteyenler zannediyorlar ki seçmen kendilerinden hoşnut olacak ve var güçleriyle artlarından gidecek. Boşu boşuna beklemeyin, maymun çoktan gözünü açtı ve artık denemişi denemek de istemiyorlar.

Evet, başta siyaset alanı olmak üzere görev yapılan her alanda istifa etmek, onurlu ve erdemli bir davranıştır. Bu, zoru gördüğünde tası tarağı toplayıp gitmek değildir. Ha bazıları istifayı sürekli ve iğrenç bir alışkanlık haline getirmiş olabilir, bu tarzda olan kişiler zaten muhatap alınacakların listesinde değillerdir, kabul de görmezler. Ancak istifa etmesi gerektiği halde halen daha yerinde durmaya çalışan ve omurgasız bir şekilde yerlerde sürünenler, artık toplum vicdanında ve seçmenlerin kanaatlerinde yer bulamayacaklardır. Böyle tiplerden uzak durup peşlerinden gitmeyelim.

Devlet yönetmek ya da böyle bir göreve talip olmak, herkesin elde edeceği ve sürdürebileceği bir durum değildir. Bu kutsal görevi hakkıyla yerine getiren ve getirebilenlere ne mutlu!...

Günay Ertan Akgün

Akit TV köşe yazarı