BIST10.258,53%0,49
USD32.3434%-0.10
EURO34,7760%-0.03
ALTIN2.392,64%-0.17

TRABZON VE RİZELİLİK ÜZERİNDEN YAPILAN TARTIŞMALAR    

Günay Ertan Akgün

Abone OlGoogle News
21 Ocak 2024 15:17

Rahmetli Barış MANÇO’nun meşhur bir “AYI” şarkısı vardı, hatırlayalım; “A de bakıyım “A”, Y de bakıyım “Y”, bir de I de bakıyım “I”. Oku bakıyım “AYI”, oku bakıyım “AYI”.” Bu şarkı bizleri yıllar öncesine götürse de bunu bir de şu şekilde mırıldanalım; “T de bakıyım “T”, R de bakıyım “R”, oku bakıyım “TR”, oku bakıyım “TR”.”

Evet, nerden mi bahsediyoruz; Türkiye’nin uluslararası yazışmalarda kullandığı kısaltılmış hali “TR” ve uzun hali ise - eski haliyle – “Turkish Republic” yani iç yazışmalarımızdaki haliyle Türkiye Cumhuriyeti. Her ülke uluslararası yazışma ve plakalarında kısaltılmış hallerini kullanır. Bizim payımıza düşen de “TR” olmuştur ama biz bundan bahsetmeyeceğiz.

TR; Türkiye’nin kısaltılmış hali olsa da biz bundan değil, Trabzon’un “T” si ve Rize’nin “R” sinin bir araya gelmesinden yani Trabzon ve Rize’nin bir araya gelerek nasıl Türkiye’yi oluşturduklarına şahit olacaksınız.

Trabzon ve Rizelilik (TR); her ne hikmetse seçim zamanlardın da insanların aklına geliyor ve bunun üzerinden gündem oluşturmaya, bir yerleri hedef göstermeye, “etnisite projesi” – “bölgecilik” ve - cehaletin bir sonucu olsa gerek - topyekûn etiketleme yaparak “Lazlık” üzerinden yıpratmaya çalışıyorlar. Yemez beyler, yemez, boşuna didişip uğraşmayın, bizler kimseye benzemeyiz. Bizler, sizin bildiğiniz insanlara benzemediğimiz gibi o tongaya da düşmedik, düşmeyiz. Bunu yapmaya çalışanlar, geçmişte başaramadığı gibi gelecekte de başaramayacaklardır.

TR’den siyasî, dinî, uhrevî ve dünyevî her türlü duygu – düşünce – ideoloji ve cephelerin en uç noktası çıksa ve bunlar kendi alanlarında “meşhur” – “başarılı” olsa, yeri geldiğinde eleştirilse – tenkit edilse de bizden; kanı, sütü ve mayası bozuk insanlar çıkmamıştır, çıkmaz. Bizler; ne Türkiye’nin büyükşehirleri ve ne de İstanbul’un 39 ilçesi üzerinden çıkartılacak milletvekili ya da belediye başkanları isimlerinden ibaret değiliz, seçer ya da seçmeyiz, sonucuna bakmadan da yolumuza devam ederiz.

Söz konusu “hemşehricilik” üzerinden yapılacak “bölgesel milliyetçilik” olduğu zaman– kendi içimizde sorunlar olsa, farklı görüş ve dünyaları yaşasak – da bizlerin ne ya da nelere imza atacağımızı görürsünüz. Bizler, seçim ve makam belirleyici insanlar olsak ve buralarda görev yapmayı “kutsal” saysak da yeri geldiği zaman o koltuklara yapışmamayı ve terk etmeyi, terk ettirmesini de gayet iyi bilir ve bildiririz.

Evet, yine bir seçim arifesine geldik ve İstanbul özelinde yine malumun ilamı gibi tekrar TR’lilik üzerinden tartışmalara başladık. Hatırlayın; 31 Mart 2019 seçimlerinde İBB adayı Ekrem İMAMOĞLU 13 – 15 bin oy fark atarak “başkan” seçilmiş, mazbatası verilmiş ve akabinde seçim sonuçlarına itiraz edilerek seçimler iptal edilmişti. O tarihlerde yazmış olduğum yazılar ile çıktığım canlı yayın TV programlarında da dile getirdiğim gibi bu, çok yanlıştı. Sonra 23 Haziran 2019 tarihinde seçimler yenilendi. 13 – 15 bin oy farkı bu sefer 800 binin üzerine çıkmış ve TR üzerinden tartışmalar başlamış, “sağ cenah” a oy veren TR’ liler hedef tahtasına oturtulmuş, oy farkı ile kaybedilişin faturası TR’lilere kesilmişti. Bunun da yanlış olduğunu defalarca yazdım ve söyledim. Yanlışı, yanlışla düzeltemezsiniz. Ümit ederiz ki; Önümüzdeki iki aylık süreçte aynı hataların tekrar edildiğini görmeyiz!...

Bizlerin tercihi elbette ki fark ettirir ama kayıp – kazanç nedeni olarak gösterilip bir yerleri memnun etmek diğer yerleri ise üzmek; hiçbir zaman ve zeminde bizim işimize gelmemiştir, gelmez ve gelmeyecektir. İstanbul özelinde 39 ilçenin 10 -15’inin Rize veya Trabzonlu olması neyi değiştirir ya da bizler seçim tercihlerimizi sadece “hemşehricilik” üzerinden mi yapıyoruz, hemşehrilikten başka baş tacı ettiğimiz değerlerimiz yok mu, tek belirleyici unsurumuz bu mudur?!...Boş şeylerle gündeminizi meşgul ediyorsunuz.

Oturduğunuz evi “yuva” yapıp sizleri konut sahibi yapan “müteahhit”, sofralarınızın baş tacı yediğiniz ekmeği üreten “fırıncı” ve yaz – kış masalarımızı süsleyen balıkları yakalayıp size ulaştıran “balıkçı” olan TR’liler aklınıza gelmiyor da oy veren TR’li seçmenler mi aklınıza geliyor. Güldürmeyin insanı Allah aşkına!...

TR’liler etle tırnak gibidir. Bu vatanın, aziz – asil kurucu ve koruyucu unsurlarıdır. Az önce de dediğim gibi bizler hayatın en uç noktalarında olduk, olabiliriz ama asla bölücü olmadık, olmayız. Bizler millî – manevî ve dinî bütün duygu / inanç ve düşüncelerimizi “baş tacı” eder ve siyasî düşüncelerimizi de sadece “seçim zamanları” nda ön plana çıkartır, tercihlerimizi yaparız ama bu konuda “yok” hükmünde sayılırsak biz de tercihlerimizle sandıkta yok ederiz. Eğer ki bu tartışmalara devam edilip hedef tahtasına oturtulmaya çalışılırsak 31 Mart 2024 tarihinde önümüze gelecek olan sandıklarda da yok etmeye devam edeceğiz.

Yazımızı noktalayalım;

“İslam için İstanbul neyse, Türkiye için Trabzon ve Rizeli olmak da aynı şeydir!...”

Günay Ertan Akgün

Akit TV köşe yazarı