Millet ve ülke olarak o kadar büyük zenginliklerimiz var ki, bunlardan bir tanesi de “dil” imizdir. Yazıldığı gibi okunan ve okunduğu gibi yazılan dilimizin zenginliklerini bir bir saymaya kalksak; buna ne ömrümüz ve ne de kelimeler yeter. Sadece “deyim ve atasözlerimiz” in bile bu zenginliğin milyonda biri olduğunu söylesek herhalde abartmış olmayız.

Otuz yılı aşkındır yazdığım her yazıda atasözü ve deyimlere / bunların zenginlik ve güzelliklerine yer verir, bazen de hak edene etiket gibi yapıştırırım. Bu yazımda da bunu yapacak ve hak edenlere hak ettiklerini vermeye çalışacağım;

Başarıya ulaşmak için her yolu mübah ya da caiz gören pis bir huyumuz var. Bu; bazen geri teper ve bazen de hakaret ya da sonuçlarına katlanamayacağınız durumlarla karşılaşmanıza sebep olur. 3 Aralık’ta CHP ve Genel başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU’nun açıkladığı “yeni atılım” ın (!) ya da onları iktidara taşıyacak (!) yeni projelerin (!) arka planında; CHP ve proje başkanını yönlendiren / kulağına kar suyu kaçırtan dış mihraklı üst akıl yer almaktadır.

“Kurt, kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz!” gerçeğini unutan CHP’liler seksen yıldır iktidar olamamanın verdiği sıkıntıyı milletimize fatura etmeye çalışıyor ve “kendilerinin anlaşılamaması” ndan dem vuruyorlar. Geçmişte yaptıklarınızın acısı unutulmamışken bu millet, sizi hangi akıl ve iradeyle iktidar edecekti. Yargı ve ordu vesayeti ile yuları dışarıdan tutulan sözüm ona “özgür basın” denilen “besleme” lerin arkasına saklanarak, “laiklik” kisvesi adı altında bu millete; yeterince kan kusturmadınız mı, acı çektirmediniz mi, çilekeş zindanlara / tabutluklara tıktırtarak oraları “Yusufiye” yaptırtmadınız mı?!... Bırakın bu ayakları da hani ara sıra “helalleşmek” ten bahsediyorsunuz ya önce bunların hesabını verin, ondan sonra boynunuz eğik bir vaziyette milletin karşısına geçip helalleşin ve projelerinizi – atılımlarınızı açıklayın. Çünkü size, proje ve açıklamalarınıza da oy / destek verecek olan da milletin ta kendisidir!...

Ülkemiz içerisinde onlarca – yüzlerce bilim ve iş insanı varken, hiçbir başarısı olmayan bir ecnebiyi – “yayınlanmış 20 kitabı var” diye kamuoyuna “başarılı bir uzman” diye tanıtanlara bir öneride bulunayım; otuz yıl boyunca değil de son dört yıldır bu köşede yazdığım yazıları kitap haline getirsem en az 10 kitap olur, en azından yerli ve millîyim - “başdanışman” adı altında - mandacılık düşmanı olduğu her zaman bilinen - ATATÜRK’ün emanet ettiği CHP’ye atanması, aynı ecnebinin dümen suyuna sermaye olan yerli ama gayri millî birinin danışman kadrosunda yer alması ve isimlerini vererek reklamını yapmaktan imtina ettiğim safları belli olan diğer kişiler, hem o partiye ve hem de başındaki proje genel başkana ne kadar faydalı olacaklar, perşembenin gelişi çarşambadan belli olduğuna göre!...

“Reklamın iyisi kötüsü olmaz!” misali kaç gündür bahsedilerek bunların gündemde olmaları KILIÇDAROĞLU ve CHP’nin doğru yolda olduğunu göstermez, göstermeyecektir. Malum zihniyet bir taraftan ham bir hayalin peşine koştururken, diğer bir taraftan da bir yalanın peşine binlerce inanan çıkıyor ve bu hengamenin içinde CHP’nin tabanı da aynı kandırılmışlığın Oscar’ını almaya doğru ilerliyor. Böyle bir tabloda ata kızanları da hayırlı bir sonuç beklemiyor, ona göre!...

CHP’nin seçtiği danışmanlarla düz ovada yolunu şaşıracağı aşikardır ama kamuoyumuz aptal değildir. “İkinci Yüzyıla Çağrı Buluşması” adı altında KILIÇDAROĞLU’nun açıkladığı “Vizyon Belgesi” nin detayları da bir bir ortaya dökülmeye başladı.Habertürk ekranlarına çıkıp açıklama yapan CHP 26. Dönem İstanbul Milletvekili - Parti Meclisi Üyesi ve aynı zamanda da “İkinci Yüzyıl Enstitüsü Vakfı (İYEV)” Başkanı da olan Müslim SARI’nın “Genel başkanımızın yaptığı geziler var. Amerika’ya, İngiltere’ye ve önümüzdeki günlerde Almanya’ya yapacağı gezi var. Burada yapılan görüşmeler var, buradan elde edilmiş izlenimler var, katkılar var. Bunların hepsi de bu sürecin içine girdi.” demesi de “Vizyon Belgesi” nin KILIÇDAROĞLU ve CHP mutfağında hazırlanmadığını – öyle mutfaktan verilen pozlarla yemek bile yapılamayacağını ve “ikinci yüzyıl” ın kimler tarafından dizayn edileceğini ortaya koyması bakımından oldukça düşündürücüdür, öyle değil mi ?!...

KILIÇDAROĞLU yönetimindeki CHP’nin iktidara gelmek ve Türkiye’yi yönetmek gibi bir dertleri yok ve biz can – ı gönülden proje genel başkanın Cumhurbaşkanı adayı olmasını dört gözle bekliyoruz. Er meydanı ortada olduğuna göre bunların tek derdi; Ülkemizi borç bataklığına sürükleyerek geleceğini ipotek altına almak, birilerinin ayakları altına paspas etmek, kısacası sürüye kurt getirtmektir. Lafın çoğu da kime söylenir?!...