Uluslararası şeytani akıl, 17-25 Aralık, Gezi kalkışması ve 15 Temmuz’da istediğini elde edemeyince çeşitli yöntemler denemeye devam ediyor. Şimdi de bir mafyanın üzerinden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu halkın gözünde itibarsızlaştırmak hedefi ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kadar uzanabilecek bir kumpasın düğmesine bastı.

Bu şahısın hezeyanları evine düzenlenen baskın ile ilgili görüntülerin yayınlanması neticesinde çok rahatlıkla yalan söyleyebildiğinin de göstergesi oldu.

Bazılarının atılan iftiraları “kızmış bir adamın intikamı olarak” yorumlamasını hakikaten algılayamıyorum.

Sırtını BAE’ye dayayan bu şahsın, dolayısı ile BAE’nin sırtını dayadıklarından da güç aldığını anlamak zor olmasa gerek.

Daha önce Bakan Soylu’nun istifasında PKK ve FETÖ’nün nasıl deliler gibi sevindiğini gördüğümde terörle mücadele konusundaki başarısının kimleri nasıl rahatsız ettiğini daha iyi müşahede etmiştim.

Bakan Soylu’ya kurulmak istenen kumpas, bana BBP’nin kurucu başkanı rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nu getirdi.

Hrant Dink, rahip Santoro cinayetleri v.s Yazıcıoğlu’nu nasıl ilişkilendirmek istediklerini hatırlayanlar vardır. Biz unutanlara bir hatırlatma yapalım.

Trabzon’da 2006 tarihinde Rahip Santoro, 16 yaşındaki Oğuzhan Akdin tarafından öldürülmüş, Akdin, cinayeti televizyonda izlediği misyonerlik tartışmalarından etkilenerek işlediğini söylemiş, Alperen Ocakları’yla organik bağı olduğu gündeme getirilmişti.

Yine 2006 yılında Ankara’daki Danıştay 2. Dairesi üyelerine gerçekleştirilen saldırıda, üye hakim Mustafa Yücel Özbilgin’i öldüren Alparslan Arslan’ın üniversite yıllarında BBP gençlik teşkilatları ve Alperen Ocağı’na bağlı olduğu ve kendisine “reis” denildiğine dava sürecinde dikkat çekilmişti.

2007’de ise çalıştığı gazetenin önünde silahlı saldırı sonucu öldürülen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in katili 17 yaşındaki Ogün Samast’ın Trabzon Alperen Ocakları’yla ilişkili olduğu belirtilmişti. Cinayeti azmettirmekten tutuklu yargılanan ve daha önceki McDonalds’ın bombalanması eylemini de yapan Yasin Hayal’in ise BBP ve Alperen Ocakları’nın etkili isimlerinden biri olduğu, Dink davasında yargılanan diğer tutuklu sanık Erhan Tuncel’in BBP ile yakın ilişkisi, Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte yer alan fotoğrafına dayandırılmıştı.

Muhsin Yazıcıoğlu, kendisi ve partisi ile ilişkilendirilmek istenen bu cinayetlerin karşısında dimdik durdu.

Peki, kimdi bunu yapanlar?

Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatında parmağı olan FETÖ ile ipini elinde tutanlardı elbette!

Yazıcıoğlu adam gibi adamdı. Yasadışı her türlü örgütün karşısında duran yiğit bir siyasetçiydi. Atılan iftiraların çamurunu üstüne süremedikleri için şehit ettiler.

Vefatından sonra kıymetini anlamalarının da pek bir değeri yoktu.

Rahmetli Yazıcıoğlu’na yapılmak istenen ile Bakan Soylu’ya yapılmak istenen aynı.

Her iki isim de terör örgütleri ile sonuna kadar mücadele etmeye yemin etmiş!

Bakan Soylu’nun söylediği gibi hedef Türkiye…

Ne demişti ABD Başkanı Biden!

“Erdoğan'ı seçimle değiştireceğiz”

Tüm mesele burada düğümleniyor.

Ne yazık ki bunun farkında olmayanlar var.

Türkiye’yi eski haline çevirmek için uğraşanlar durmayacak.

Bu oyuna gelip de HDP’ye bakanlık vereceklere ülkemizi altın tepside sunacakların yanında yer alırsak bize de yazıklar olsun.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın ve Bakan Soylu’nun vebali bize bir ömür yeter.