KKTC’de, Hizmet Sendikası (HİZMET-SEN) tarafından devlete açılan dava sonucunda Anayasa Mahkemesinin aldığı karar ile Kur’an kurslarının faaliyetlerinin resmen durdurulduğu haberleri sonrasında Kıbrıs Din İşleri Başkanlığı bir açıklama yaptı.

Hizmet Sendikası’nın avukatları aracılığı ile basına yansıyan haberler ile ilgili Din İşleri Başkanlığı, Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararını bekleyeceklerini duyurdu.

Din İşleri Başkanlığı tarafından “Ancak özellikle Ramazan ayında basına yansıyan haberlerin halkımızda son derece ciddi rahatsızlık oluşturduğunu gözlemlediğimizden açıklama yapmayı elzem bulduk.” denildi.

Açıklamada Hizmet Sendikasının avukatı Hasan Esendağlı’nın sözlerinin sanki Din İşleri Başkanlığının devletin dışında bir yapıymış gibi algılanmaya müsait olduğuna dikkat çekildi.

Din İşleri Başkanlığının açıklamasında “Kuran-ı Kerim eğitim-öğretimi ile ilgili düzenleme yetkisi kime ait olursa olsun veya bir düzenleme bulunsun ya da bulunmasın evrensel temel hak ve özgürlükler ve mevcut Anayasamıza göre hiç kimse bir inancın kitabını ve esaslarını öğrenme ve uygulama hürriyetinden mahrum bırakılamaz.”ifadeleri de yer aldı.

Biraz geçmişe bakarsak daha önce KKTC anayasasında “Kur’an Kursu açamazsınız “ denilirken 2017 yılında Din İşleri Başkanlığı’nın yasasına göre Kur’an Kursu değil de Hafızlık Kursu maddesi anayasaya eklendi.

Hafızlık kursunun ne olduğunu anlamadıkları için maddenin geçmesi zor olmadı. Daha sonra Hizmet Sendikası (HİZMET-SEN) bunu Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Süreç üç yıldır devam ederken ne yazık ki alınan karar üzücü oldu. Aslında olmayan Kuran Kursu’nu kapatmış oldular.

Ayrıca bir ay önce KKTC Din İşleri,Milli Eğitim Bakanlığına hafızlık kursu açmak için başvuru yaparken, Başbakanlığa da taleplerini iletmişti.

Çok enteresandır ki karar böyle bir zamanda verildi.

İdeolojik bir durum var ortada!

İnsan hak ve özgürlüklerine aykırı olan bu karara aslında şaşırmamak gerekiyor.

KKTC’de muhafazakar insanlar halen sıkıntılar ile boğuşuyor.

30 yıldan beri Kıbrıs’ta din eğitimi yasaktı. Ancak son 10 yıl içerisinde KKTC Din İşleri, yılda bir ay yaz kursları yapıyordu.

Kimlik kartı fotoğrafı çekilirken başörtülüler halen başlarını açmak zorundalar!

Başörtülü öğretmenler görevlerini yapamıyorlar.

Yani anlayacağınız Kıbrıs 28 Şubat’ı yaşıyor.

Türkiye, bu tür yasaklardan nasıl kurtulduysa KKTC’de de bir an önce bu konuları aşarak normalleşmelidir.

Kıbrıs meselesi konusunda Türkiye ile tamamıyla uyum ve yüzde yüz fikir birliği içinde olduklarını söyleyen KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’dan beklenen, Türkiye’yi örnek alarak bir an önce Kıbrıs’ta Müslümanların sıkıntıları giderecek adımlar atılmasını sağlamaktır.