BIST9.775,29%0,55
USD32.506%-0.19
EURO34,8574%0.03
ALTIN2.432,10%0.37

Evlat nöbetindeki anne Ağıralioğlu’a öyle bir soru sordu ki!

ArzuErdoğral

Abone OlGoogle News
15 Ocak 2021 09:13

2014 yılında Dağkapı ve Diyarbakır Valiliği önünde eylem yapan iki grup anne vardı. Dağkapı’daki anneler, bugün olduğu gibi terör örgütü PKK’dan çocuklarını istiyordu. Diyarbakır Valiliği önünde eylem yapan ve HDP (O günkü adıyla BDP)’yi destekleyen anneler ise çocuklarına kavuşmak istediklerini söylese de zorla dağa çıkarılmadıklarını, kendi istekleri ile PKK’ya katıldıklarını ifade ediyorlardı.

Birileri Dağkapı’daki annelerden oldukça rahatsızdı ve onları oradan göndermek için ellerinden geleni yapıyorlardı.

Bitti sandıklarında ise bir kıvılcım daha yakıldı.

5 yıl sonraydı…

HDP aracılığıyla dağa kaçırılan oğlunu teröristlerin elinden kurtaran Hacire Akar, yürekleri evlatları için yanan annelere örnek oldu.

Aileler yine tehdit edildi ama bu tehditler sayılarının gün geçtikçe artmasına engel olamadı.

Her yolu denediler, HDP’liler “evlat nöbeti” ile dalga bile geçtiler.

Çok sinir bozucu bir durumdu bu.

Evlatları ve yüreklerinde taş taşımadıkları için dayandılar, dün itibarıyla evlat nöbeti 500’üncü günündeydi.

Oturma eylemine katılım günden güne artarak, 188'e ulaştı.

Sıcak demediler, soğuk demediler ve eylemlerini çok zor şartlar altında sürdürdüler.

Koronovirüs’e karşı önlemlerini alıp yine evlat nöbetine devam ettiler.

Evladına kavuşansalar da yüreği yanan ailelere destek vermek için HDP il binası önüne gelerek oturma eylemine katıldılar.

Kararlı duruşlarının azığı hep evlat sevgisi oldu.

22 ailenin çocuğuna kavuşması diğer ailelere de umut verdi.

Onların sesini, vicdanı olan herkes duydu. İşin garip tarafı o sesi duymak kimilerince suç sayıldı.

Muhalefetimizin tavrı ise vicdanla açıklanacak türden değildi.

Geçtiğimiz yıl CHP Diyarbakır İl Başkanı Gönül Özer ve beraberindeki parti üyeleri, HDP il başkanlığını ziyaret ettikten sonra HDP önünde evlat nöbetinde bulunan ailelerle görüşmek istedi. Doğal olarak aileler, CHP'li heyetin kendilerinden önce HDP'yi ziyaret etmesine tepki göstererek kendilerini kabul etmediler. CHP’liler ziyaret konusunda ısrarcı olunca da aileler, 1 yıldan bu yana eylemde olduklarını ve çocuklarını HDP’den istediklerini ifade ederek, çocukların HDP’liler tarafından dağa kaçırıldığını CHP’lilerin de bildiğini söylediler.

CHP’nin cevabı da beklendiği gibiydi.

“HDP’lilerle diyalog için bizler de her zaman aileler için hazırız"

İyi Parti ne yaptı peki?

Akşener, “O annelerin feryadının çözüm adresi, bir partinin kapısı değil, devletin kapısı” demişti.

İYİ Parti İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu'da Akşener’in yolundan giderek eylemin politik olduğunu savundu. Yetmedi, eyleme devlet yetkililerinin katılmasını da doğru bulmadığını söyledi.

Vay ki ne vay…

Devletimiz terörle mücadelede en iyi dönemini yaşarken ve teröristlerin inlerine girerek, örgütü zayıflatırken derdiniz ne sizin?

Terörle mücadelede birçok yöntem kullanılır.

Çocukları dağa kaçırılan bir annenin başlattığı ve sonuç alınan evlat nöbetinin yanında durmayacak da nerede duracak bu devlet.

Söylediğinizi ne akıl ne de vicdan kabul eder.

Yok, sizin rahatsızlık duyduğunuz durumdan PKK ile HDP’de rahatsızlık duyuyor, farkında mısınız?

Onların gerekçesi belli, annelerin gözyaşları örgütte kopmalara neden oluyor, devletin bu aileleri desteklemesi de işlerine gelmiyor.

İyi de size ne oluyor?

Öyle anneler ki bunlar, evlat sevgileri ile birlikte kime ne söyleyeceğini de iyi biliyorlar.

HDP önünde evlat nöbeti tutan annelerden Türkan Mutlu, “Benim oğlum terörist değil, serbest bırakın” diyen Selahattin Demirtaş’ın annesi Sadiye Demirtaş’a çağrıda bulunarak, Demirtaş’ın ağabeyi Nurettin Demirtaş’ın da PKK yöneticisi olduğunu hatırlatarak, Sadiye Demirtaş’a “Gelin siz de oğlunuz Nurettin’i PKK’dan isteyin” dedi.

“Hakkım olan evladımı istiyorum” diyen Mevlüde Üçdal’ın ise Ağıralioğlu’na bir sorusu vardı.

“Yavuz Ağıralioğlu bir baba değil mi? Biz şiddetle bunları kınıyoruz. Kılıçdaroğlu'nu da kınıyoruz. Çünkü hiçbir gün bizi mecliste dile getirmediler. İnsan gelir bu annelerin feryadını duyar. Selahattin Demirtaş'ın özgürlüğünü istiyorlar. Ama benim oğlumun özgürlüğünü hiç dile getirmiyorlar.”

Ağıralioğlu’nun bu kadar saçmalama kontenjanını kullandıktan sonra bile o aileleri dinlemesi için halen bir engeli yok.

Ailelerin isteği ise ya onları anlayacaklar ya da evlat nöbeti tutanları artık ağızlarına almayacaklar.

ArzuErdoğral

Akit TV köşe yazarı