CHP'nin 37. Olağan Kurultayı parti içi demokrasinin nasıl işlediğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Genel başkanlığa tek aday olarak gösterilen Kemal Kılıçdaroğlu yeniden genel başkan seçildi.

Kurultaya şöyle bir bakacak olursak Kılıçdaroğlu’nun söylemleri ve yaşananlar ile ortaya konulan tepkilerin taban tabana zıt olduğunu yine görmüş olduk.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı aday adaylığını açıklayan ve 37. Olağan Kurultay'da söz alan CHP PM Üyesi İlhan Cihaner, öyle bir şey öne sürdü ki bu kadar da olur mu dedirtti.

Cihaner, belediye başkanlarının ve parti yöneticilerinin delegeleri işle, aşla tehdit ettiğini söyledi.

O isimlerin kimler olduğunu Cihaner’in kesinlikle açıklaması gerekiyor.

Bunu CHP tabanına ve kamuoyuna borçlu.

Bu öyle yenilir yutulur bir iddia değil çünkü!

Birçok görüşüne katılmadığım Cihaner dahi böyle bir olaydan bahsediyorsa dikkate alırım.

Cihaner, FETÖ’nün kurduğu kumpas sonrası CHP koltuğuna oturan Kılıçdaroğlu’nun o dönem örgüt ile nasıl bir bağlantı içinde olduğunu biliyorsa onu da açıklaması gerekiyor.

Kurultay’da dikkat çeken diğer bir olay ise Nuriye Berberoğlu’nun söyledikleri ve Kılıçdaroğlu'na yönelttiği soruların yanıtsız kalmasıydı. Dahası Berberoğlu'nun sesi kısılarak konuşmasının engellenmesi tam bir fiyaskoydu.

Nuriye Berberoğlu, Deniz Baykal'a kurulan kaset kumpası, Külliye'ye giden CHP'li iddiası ve Kabataş'taki bir yatta Kılıçdaroğlu'nun da katıldığı görüşmeyi sordu.

Kılıçdaroğlu’na görüntüyü, kimlerin nerede servis ettiğini, telefonları kapattırıp yatta kiminle görüştüğünü,Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, sözde CHP'yi dağıtmak için devletin en kilit noktalarındaki kişileri devreye soktuğunu iddia edip, Erdoğan ile hangi ismin görüştüğünü açıklamaması gibi konulara cevap vermek neden bu kadar zor!

Kaset kumpasından sonra aday olmayacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, kurultayda tek aday olarak başkan olduğu günden beri parti içerisinde kendisine yöneltilen hiçbir soruyu yanıtlamıyor.

Burada büyük bir gariplik yok mu?

Yalan siyasetince oldukça mahir olan Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ilginç sözleri ile ilgili de suskun.

İmamoğlu, "Genel Başkanımızla ilgili zerre kadar sorgulayacağımız bir şey yok. Sadece etrafını iyi bir yönetimle toparlamamız gerekiyor." dedi.

İyi de Kılıçdaroğlu’nun etrafı sorunluysa kendi bundan rahatsızlık duyup gerekeni yapamaz mı?

Bunu yapmaya yönelik bir acziyeti mi var?

Bir belediye başkanının böyle bir cümle kurması garip değil mi?

Kılıçdaroğlu’nun etrafını İmamoğlu hangi sıfatla toplayacak?

Ona bu görevi kim verdi?

Bu kurultayda yaşananlarailişkin sorular bitmek bilmiyor.

Parti içinde demokrasi yerlerde sürünürken, muhalif sesler kesilirken Kılıçdaroğlu Kurultay’da çıkıp bir de hedeflerinden ve tespitlerinden bahsetmez mi?

Türkiye, cumhuriyet tarihinin en ağır buhranını yaşıyormuş…

Bak sen şu işe!

Ayasofya’nın açılması bir buhran mı mesela!

Yasama, yargı ve medya bir kişinin vesayeti altındaymış…

Bak sen şu işe!

Yasama, yargı ve medya ne zaman böylesine rahat oldu? Bunu CHP’yi vesayet altına alan Kılıçdaroğlu mu söylüyor?

Ekonomi kötüymüş…

Bak sen şu işe!

Ekonomik darbe girişimleri yapılırken ve bununla mücadele edilirken siz ne yaptınız Bay Kemal?

Dış politika sorunluymuş…

Bak sen şu işe!

FETÖ, PKK ve DHKP-C gibi örgütler ile sınır dışında da yapılan mücadeleden mi rahatsızsınız, Libya politikasından mı yoksa Doğu Akdeniz’deki haklarımızı söke söke alma girişimlerinden mi?

Toplumsal barışımız temelden dinamitlenmiş…

Bak sen şu işe!

Gezi gibi eylemleri destekleyen ve yeni Geziler isteyen sizler mi bunu söylüyorsunuz?

Kürt Sorunu diyor…

Bak sen şu işe!

Bu ülkede Kürt sorunu değil PKK sorunu olduğunu öğrenemediniz mi daha?

Millet İttifakı’nı oluşturan dostlarıyla çözeceklermiş sorunları…

Bak sen şu işe!

PKK’nın siyasi uzantısı HDP mesela dostluğunuz ne durumda?

Firavunların iktidarını yıkıp halkın iktidarını kuracaklarmış…

Bak sen şu işe!

Bay Kılıçdaroğlu Firavun dediğin Erdoğan bir diktatör olsa acaba sen böyle konuşabilir miydin?

Sana söyleyecek söz yok, bir kurultayda bile neler yaşandığını halen göremeyenler varsa asıl onlara yazık!