BIST9.915,62%2,05
USD32.509%-0.09
EURO34,7760%-0.56
ALTIN2.438,67%0.10

İki yumruğa velvele kopartan Orhan: “28 Şubat’ta dayak yoktu”!

Ali Karahasanoğlu

Abone OlGoogle News
01 Mart 2021 06:34

CHP’lilere kanan Saadet Partililere sesleniyorum..

Bakın, ben size ne göstereceğim..

28 Şubat’ın asli faili, Erbakan Hoca’ya bir yıllık başbakanlığı çok gören, onu 5 yıl siyasetten men eden, bir de utanmadan dolandırıcılık iftirası atan CHP’yi bir kenara koyun..

Genel Başkanı Meral Akşener’e “Gelirsem oraya seni yağlı kazığa oturturum” diyen generallerin tehdidine maruz kalan İyi Partili Ahmet Çelik’in gazetesinde bile..

Bakın Orhan Uğuroğlu ne yazmış..

Daha bir ay önce..

Temel Karamollaoğlu’ndan başlayın, Ahmet Davutoğlu’ndan, Ali Babacan’dan geçin.. Geçmiş olsun dileğinde bulunmak için sıraya girdikleri Orhan Uğuroğlu, bakın 28 Şubat’ta Milli Görüşçülerin yedikleri dayak ile nasıl alay ediyor..

O tarihte kendisi hortumcu Cem Uzan’ın gazetesinde darbecilere destek veriyordu..

Şimdi ise, “28 Şubat darbe değildir” algısı oluşturma görevini üstlenmiş, İyi Parti’nin gazetesinde hafızamızla alay ediyor..

Ne diyor?

“- Mahkemenin delili: Tansu Çiller’in eski danışmanı Şükrü Karaca’nın beyanı: Bir Teğmenin Başbakan Erbakan’ı tokatlayacağı iddiası.

Bu darbe iması değil, Temel fıkrası olur ancak…”

Utanmaza bak..

Hafızamıza nasıl da hakaret ediyor..

“Darbe iması değil, Temel fıkrası” imiş..

Sanki 28 Şubat günlerinde, Erzurum’da, Tümgeneral Osman Özbek’in sarf ettiği sözler, sadece dedikodu şeklinde anlatıldı.

Video görüntüsü yok, sanki.

Küfrü eden tümgeneral, inkar etti sanki..

Erzurum’da resmi kıyafeti ile konuşan Tümgeneral Osman Özbek, “Başbakan değil, istersen bilmem ne bakanı ol.. Sen ki o pezevengin ayağına gittin ..” dememişti sanki..

Biz uydurduk bunu..

“Temel fıkrası” imiş..

Temel fıkrası sensin, hokkabaz..

Bitmedi, o tümgeneral olayı..

Bu general için, RP tarafından disiplin soruşturması yapılması istendiğinde, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, “Boşalma hakkını kullanmış” demedi sanki..

Generalin sözlerini savunmadı sanki..

Kara Kuvvetleri Komutanı Hikmet Köksal, tıpkı Temel fıkralarındaki gibi, demokrasi ile milli irade ile anayasa ile alay edercesine, “Komutanın ağzına fermuar mı çekelim” demedi sanki..

Teğmenin bir başbakana tokat atmaya kalkmasından daha mı hafif idi bu küstahlık?

Ama, eline vermişler savunma metnini..

“Al bunu köşende yaz” demişler, Orhan Uğuroğlu’na.

Daha önce de hortumcu Cem Uzan veriyordu, Orhan beyin yazacağı köşe yazısının metnini.

Şimdi darbeci generaller veriyor..

Değişen bir şey yok..

28 Şubat’ın darbe olmadığına başka hangi argümanlarla bizi inandırmaya çalışıyor, Orhan bey?

Dünkü yazısından aktarmaya devam ediyorum:

“- Mahkemenin delili: ‘Rauf Denktaş’ın yemeğine katılan Kara Kuvvetleri Komutanı Hikmet Köksal, irticai faaliyetlerden yakınarak ‘DYP’nin RP’den farklı olmadığı’ görüşünü dile getirir.’

Hikmet Köksal mahkemede yalanladı. Ki dediyse bile, ‘İrticadan yakınmak’ darbe delili midir?”

Bu Orhan efendiye, bir daha utanmaz demeyeyim de ne diyeyim?

Bir general..

Ülkedeki siyasi partilerden birisine, en çok oy alan partiye “irticacı” diyor.

Yetinmiyor, ikincisine de “o da ondan farklı değil” diyor..

Adama hatırlatmazlar mı?

O partinin birisinin genel başkanı, o tarihte başbakan idi. Diğerinin genel başkanı da başbakan yardımcısı idi.

Bir general, başbakan ve yardımcısına, böyle bir küstahlığı yaptıktan sonra, sen daha darbe için ne delili arıyorsun ki?..

Ha, Hikmet Köksal, bu sözleri söylediğini inkar etmiş..

Neyi inkar etmediler ki.. Bunu da inkar etmesinler..

Ama hortumcu Cem Uzan’ın işçisi Orhan, inkar etmiyor, Hikmet Köksal yerine açık açık savunuyor işte.. Zihniyetini ele veriyor işte:

“Dediyse bile, ‘irticadan yakınmak’ darbe delili midir” sözleri ile darbe avukatlığı yaptığını ispatlıyor..

İrticadan yakınmak, hele hele seçilmiş başbakanı, seçilmiş başbakan yardımcısını, irtica ile suçlamak, bir generalin vazifesi mi?

Lafı hiç uzatmaya gerek yok.

Darbe başka nasıl yapılır ki, açıklasın bu hokkabazlar..

Darbe, tam da böyle yapılır işte..

Yalanlar eşliğinde irtica ile suçlarsın. Uydurma isnatlarla, yolsuzlukla suçlarsın. Darbe yaparsın..

Ne diyeceklerdi, “Cem Uzan kardeşim, İmarbank’ı hortumlayıp, bize para aktaracak. Onun için de Erbakan yerine Cem Uzan’ı başbakan yapacağız” diyecek hali yoktu herhalde..

Veya..

“Ben Erbakan’ı hiç sevmem.. FETÖ ile kanka olan Bülent Ecevit’e hayranımdır..Milli irade de ne imiş? Sandığın önemi ne? Ben sandık mandık dinlemem.. Erbakan’ı indiriyorum, Ecevit’in sayısı yetmediği için, onun yanına Mesut Yılmaz’ı da ekliyor, hükümet değişikliğini yapıyorum” diyecek hali yoktu..

Neresinden bakarsanız bakınız.

Aklımızla, zekamızla, hafızamızla alay eden bu küstahlar, medyadan tasfiye olmadığı müddetçe, biz darbe tehditlerinden kurtulamayız..

Bu konuda en büyük görev de darbecilerin en büyük mağduru SP’lilere düşüyor.

Aman ha, kuzu postuna giren bu kurtlara, aldanmasınlar..

Ali Karahasanoğlu

Akit TV köşe yazarı