BIST9.908,97%1,98
USD32.4672%-0.22
EURO34,6968%-0.79
ALTIN2.433,68%-0.10

İstanbul Sözleşmesi’ne dokunursa, yine AK Parti dokunur

Ali Karahasanoğlu

Abone OlGoogle News
03 Ağustos 2020 07:33

İstanbul Sözleşmesi’nde kim ne düşünüyor?

Gerçeklere gözümüzü kapatmadan, fotoğrafı net çekelim..

Siyasi partilerden başlayalım:

AK Parti hem iktidarda olması, hem de en yüksek oyu alan parti olması açısından, görüşünü ilk aktaracağımız parti olması gerekirken..

Konunun hassasiyeti çerçevesinde, AK Parti’yi en sona bırakıyorum..

CHP’den başlıyorum..

İstanbul Sözleşmesi’ne ölümüne destek veriyor..

Bir maddesine, bir virgülüne dokunulmasını kabul etmiyor..

Nasıl olmuş ise..

Despot AK Parti, kadın düşmanı olarak tanımladıkları muhafazakar iktidar, dört dörtlük bir sözleşmenin ilk imzacılar arasında olmuş.

Bunun için, AK Parti’ye ve Tayyip Erdoğan’a, bir günlük olsun, “kadın düşmanlığı” ithamından feragat ettiler mi?

Bir saatliğine olsun, “AK Parti Türkiye’yi despotluğa götürüyor” söylemine ara verdiler mi?

Bir dakikalığına olsun, “Türkiye’de her şey kötü. Her şey berbat.. Her şey, düne göre daha kötü” eleştirilerinden vazgeçtiler mi?

Hayır..

Bu tespitleri not edelim..

Olayın devasalığı karşısında kaydımızı alıp, MHP’nin görüşüne geçelim..

MHP’nin ısrarlı bir şekilde AK Parti ile birlikte hareket etmesi sebebi ile onu da en son değerlendirelim..

Geçelim İyi Parti’ye..

Olur-olmaz konuları bile İstanbul Sözleşmesi içine katan İyi Parti de parti kurumsal tavrı açısından, CHP kadar katı bir destekçi.. Partiye mensup bazı isimlerle görüştüğünüzde, “kem küm” etseler bile.. İstanbul Sözleşmesi’ne getirilen tüm eleştirileri reddediyorlar.. Tartışmaksızın, sözleşmenin avukatlığını yapıyorlar..

Geçtik HDP’ye..

Tam da İstanbul Sözleşmesi’ni, Türkiye’de hazırlayıp, dayatacak kim olabilir dersek.. İşin riyakarlığında “zirveye kim oturabilir” diye sorduğumuzda, hem kendi aralarında kadına şiddeti en üst seviyede gösterip, hem de “kadına karşı şiddetin amansız düşmanı gibi poz verme” numarasına yatmakta en iyi rol oynayan kim var derseniz.. HDP’yi gösterebiliriz..

HDP de İstanbul Sözleşmesi’nin, kesin bir savunucusu. Dokunmayacak olan, dokundurtmayacak olan bir parti..

Saadet Partisi söylem olarak, İstanbul Sözleşmesi’ne karşı.. Ama, girdiği ittifaklarda, bu sözleşmeyi pek önemsemiyormuşcasına görüntü verdiği için, es geçiyorum..

Yeni kurulan partilerden devam edelim..

Deva Partisi, İstanbul Sözleşmesi’ne açık desteğini söyledi..

Gelecek Partisi hakeza..

Buraya kadar sıraladığımız partilerin tamamı (Saadet hariç diyeceğim ama, CHP ile seçim ittifakı yapan bir partinin, böylesi önemli bir konuda CHP’nin görüşünü bilmesine rağmen, o ittifakı nasıl yaptığını açıklayamaması. Özellikle de, aşağıda belirteceğim üzere, İstanbul Sözleşmesi’ni nas gibi görmeyen AK Parti yerine, CHP’yi tercih etmesindeki sebebi açıklamadığı müddetçe, benim gözümde SP, İstanbul Sözleşmesi’ne yüksek sesle hayır diyen bir parti olamaz.) İstanbul Sözleşmesi’nden yana partiler..

Gelelim AK Parti’ye..

Cumhurbaşkanı ve partinin genel başkanı Tayyip Erdoğan’ın açık anlatımı ile “İstanbul Sözleşmesi nas değildir” söylemi net olarak karşımızda duruyor..

Bununla yetinilmemiş, partinin en yetkili isimlerinden Numan Kurtulmuş, “Sözleşme ile ilgili her alternatifi değerlendirme” açıklaması yapılmış..

İstanbul Sözleşmesi’ne, ölümüne destek veren diğer tüm partilerin aksine, konuyu devlet, millet yararına değerlendirme sözü veren AK Parti’nin bu olumlu tavrına ilaveten..

MHP’nin de İstanbul Sözleşmesi’nin revize edilebileceği şeklinde açıklamaları var..

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun hatırına, BBP’nin görüşünü de aktaralım.. Onlar da İstanbul Sözleşmesi’nin revize edilmesinden yana..

Bu tabloda, bize düşen ne?

Madem İstanbul Sözleşmesi’nde, bazı hinliklerin olduğunu söylüyoruz.. Kadına karşı şiddeti önleme adı altında, eşcinselliğin dayatıldığını söylüyoruz..

O halde..

Bunların incelenmesi ve sakatlıkların revize edilmesi için, olmuyorsa, tümü ile sözleşmeden çıkılıp, kadına karşı şiddeti önleyecek tüm düzenlemeleri başka sözleşmelerle veya kanunlarla hayata geçirmeyi düşünen, bunu tartışmayı reddetmeyen siyasi birlikteliğe destek vermemiz gerekir..

AK Parti’nin; Tayyip Erdoğan liderliğindeki kadrosunun söz sahibi olmadığı (Allah korusun) Türkiye’de, İstanbul Sözleşmesi’nin virgülene dokunulmayacağı, çok açıktır. Tartışmasızdır. Kesindir..

Kılıçdaroğlu da karşımızda, Akşener de Sincar da..

Bu çerçevede, amacımız bağcıyı dövme değil, üzüm yemek ise..

Kısır tartışmaları bırakıp, yanlışların üzerine gitmeliyiz.

Eziklik hissetmeden, “Bak bak, kadın düşmanları işte, kendilerini hemen gösteriyorlar” iftiralarına aldırış etmeden, doğru bildiğimiz yolda yürümeliyiz..

Bugünkü ve görebildiğimiz yakın ufukta, umut Kılıçdaroğlu-Akşener-Sincar-(Karamollaoğlu-Babacan-Davutoğlu) birlikteliğinde değil, Erdoğan-Bahçeli-Destici birlikteliğinde..

Umudumuzun hayata geçmesi için, kendi aramızda kavga ile sözleşmecileri sevindirmemeliyiz.

Ali Karahasanoğlu

Akit TV köşe yazarı