BIST10.643,58%3,14
USD32.2295%-0.15
EURO35,0126%-0.35
ALTIN2.500,70%1.40

Kariye’den Boğaziçi’ne, 28 Şubat’tan Deniz Gezmiş’e!

Ali Karahasanoğlu

Abone OlGoogle News
07 Mayıs 2024 10:58

Kariye Camii dün açıldı..

Milli Gazete “Hah hah ha.. Açılışına bir gün kala restorasyona alındı” diye manşet atıp, “Batılılara söz verildi, açılmayacak” imasında bulunuyordu.

Dün Kariye Camii’nde ezanlar okunmaya başlandı. Namaz kılınmaya başlandı..

Saadet Partililerin “şikayetçi değiliz” dedikleri 28 Şubat davasında, yüzbinlerce başörtülü kızın üniversitede eğitim hakkını gasbeden, meslek liselilerin üniversiteye girişte katsayı zulmü ile puanlarını çalan Kemal Gürüz’ün duruşması vardı..

Dünkü duruşmaya Namık Kemal Zeybek geldi, ahlaksızca yalanlar uydurup, “Refah Partisi iktidara gelince birdenbire yer altında yaşayan örgütler ortaya çıktılar” iftirası attı. DYP’den ANAP’a, MHP’den BBP’ye ve ATA’ya girmediği parti bırakmayan bu müfteri adam, Saadet Partililerin şikayetçi olmadığı 28 Şubatçıları aklayıp, “O dönemin şartlarında eğer bir darbe düşüncesi olsaydı yapılırdı. Bunu kimse engelleyemezdi” tehdidinde bulunarak, bugüne de aklı sıra mesaj verdi.

İlginçtir, üniversite çağındaki çocuklarımızın puanlarını çalan, başlarındaki örtü sebebi ile fakültelerden kaydını sildiren Kemal Gürüz Ankara’da yargılanırken..

Boğaziçi Üniversitesi eski rektörlerinden Üstün Ergüder’den de Gürüz lehine şehadet geldi..

Üstün Ergüder, T24’e verdiği röportaj’da, “Biz 90’lı yıllarda, 28 Şubat sürecinde başörtülü çocukları okuttuk. YÖK de bize o zamanlar hoşgörü gösterdi. Mesela ben Kemal Gürüz’e o konuda çok müteşekkirim” ifadeleriyle zalimliğe tüy dikti..

87 yaşındaki bu adama hatırlatsak mı, daha üç yıl önce, Taha Akyol’a şöyle demiştin:

“Size sürpriz olarak gelebilir ama o günkü YÖK yönetiminden bu konuda hiçbir baskıyla karşılaşmadık. Ne yapmak istediğimizi anlamıştı YÖK sanırım. Üniversite içinden de pek bir sıkıntımız olmadı.”

YÖK hoşgörü göstermiş.

YÖK’ten baskı gelmemiş..

Hangisi doğru?

Veya utanç dolu bu ifadeler, bir kişinin liberal olduğunu ispatlamaya yeter mi?

18 yaşındaki bir kızın, alın teri ile kazandığı üniversiteye devam etmesi-etmemesi konusunda “hoşgörü” ha!

Siz efendilersiniz, o kızlar da köye, öyle mi?

Hoşgörü gösterdiniz, efendiye kul köle olalım öyle mi?

Ne yapmak istediğinizi, YÖK anlamıştı ha..

Dün sanık sandalyesinde yargılanan Kemal Gürüz’e müteşekkirsin ha..

Kemal Gürüz’ün şu sözünü de hatırlatayım o zaman, belki utancından yerin dibine girer de çıkamazsın:

“Türban insan hakkı değildi çünkü rejimi hedefliyordu.”

Atlamayalım soralım: “Siz ne yapmak istiyordunuz da, YÖK anlamıştı Ergüder beyefendi?”

Geçelim İzmir Karşıyaka Belediyesi’nde bir nikah sırasında yapılmak istenen duaya CHP’li memurun itirazına..

CHP’li bayan başkanın, bayan memuru, “Olmaaaz. Olamaz. Resmi dairede dua edilemez” diye ciyaklıyor.

Hatta mikrofonu almakla da yetinmiyor, “Son volume müzik açın, bastırın duayı” diyor..

Ben de Temel Karamollaoğlu’nu arıyorum..

Yok canım, bizim telefonumuza çıkmaz onlar.

Halk TV’den aranacaklar ki, çıksınlar..

Gözlerim Temel beyi arıyor.

Çıksın ve desin ki: “Ben Kemal Kılıçdaroğlu’na kefilim demiştim. Ben CHP’ye kefil olmuştum. Ama benim kefil olduğu CHP, bu CHP değildi.!”

Hani bazı eleştirileri, “Bel altı nitelemeler hoş değil”’ diye itirazla karşılıyorlardı ya.

Bakın ne kadar nazik, ne kadar kibar eleştiride bulunuyorum.

“Temel bey, kefil olduğunuz CHP’nin belediyesindeki nikah salonunda, ‘Burada dua edilmez’ denilmiş, kendinizi vebal altında hissediyor musunuz?”

Biz cevabı bekleyeduralım..

Geçelim bir başka aktüel konuya:

İyi Parti’de siyasete giren, İstanbul Üniversitesi’nde hukuk dersleri vermeye devam eden(!) LGBT sevicisi Bahadır Erdem, CHP’ye giriyormuş..

Bir yandan AK Parti’ye hatırlatalım, “Bir muhalefet partisinden, diğerine transfer olan, ama her halükarda iktidara düşmanlığını elden bırakmayan bu adamlara, üniversitelerin kürsülerini açmaya mahkum musunuz, mecbur musunuz?”

Diğer taraftan da İyi Parti’ye seslenelim: “Milliyetçi geçinirken, bu LGBT sevicisini partinizde siyaset yaptırarak, çizginize aldığınız o eleştirilere, şimdi sizinle kanlı bıçaklı olan CHP’ye geçmeye hazırlanan bu adamın transfer girişimi sonrasında, bize hak payı veriyor musunuz? Hatırlattığımızda bize kızanlar, ‘Bu CHP kafalıların İP’te ne işi var’ dediğimizde, bize tepki verenlerin şimdi akılları başlarına gelmiş midir?”

Dün Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da hatırlattı, “Üniversitelerimizde öğrenim gören yabancı öğrenci sayısı giderek artıyor.”

Türkiye’den Avrupa’ya, ABD’ye giden öğrenciler olduğunda, “Hah hah ha.. Gençlerin şu kadarı, Avrupa’ya gitme hayali ile yaşıyor” diyenler.

Batı’nın vahşi zenginliğinin kaynağı olan Afrika ve diğer ülkelerden binlerce öğrencinin Türkiye’yi tercih etmesine niye kılçıklık yapıyorlar?

O gençler, emperyalist karşıtı bakış açısı ile yüksek tahsillerini yapar ve Batı’nın kendilerini sömürmesine engel çıkartırlar diye mi?

Duyalım, Cumhuriyet’i.

Duyalım Sözcü’yü..

Hatta duyalım, Birgün’ü..

Hani dün, Deniz Gezmiş’in idam edilemsinin yıldönümü idi ya. Yıldönümünde, “emperyalizm karşıtı Deniz Gezmiş” diyerek anma konuşmalarına, yazılarına başladılar ya.

Buyrun, Deniz Gezmiş’e sahip çıkışınızın arkasında gerçekten emperyalizm karşıtlığı var ise, öncelikle o emperyalizmin kaynağı ülkelerdeki üniversitelere giden öğrencilerimizi uyarın..

Sonrasında da ülkemize gelen yabancı öğrencileri övün. Onları kovmaya kalkmayın..

Bir ilginçlik daha..

Göçmenlere karşı çıkan solcular, üniversite eğitimi için ülkemize gelen öğrencilere niye karşı çıkıyorlar?

Derdiniz ne, sizin tek amacınız, Türkiye’nin her alanda, geride kalması mı?

Ali Karahasanoğlu

Akit TV köşe yazarı