BIST10.891,42%0,18
USD32.9477%35.7487
EURO35,7982%42.3152
ALTIN2.529,05%0.85

“Eline sağlık”tan geldik Keleşli saldırıyı sulandırmaya!

Ali Karahasanoğlu

Abone OlGoogle News
12 Şubat 2024 09:35

10 Kasım’da Atatürk istismarcısı teğmenler, yakasına Atatürk resmi iğnelemediği için, bir teğmen arkadaşlarına komplo kurmaya karar vermişlerdi.

Nitekim okul döneminden beri fişledikleri, namaz kıldığı için takip ettikleri teğmenin odasına, Atatürk fotoğrafı yapıştırıp, sotaya yatıp, video çekimi yapmak üzere beklemeye koyuldular..

Fişlenen teğmen geldi, kapısındaki Atatürk fotoğrafına baktı.. Diğer odaların kapısında olmayan Atatürk fotoğrafını yerinden çıkarttı, katladı, delil olarak cebine koydu..

Bu görüntüleri çeken Atatürk istismarcısı teğmenler, hemen cuntacı diğer arkadaşlarını haberdar ettiler.

Toplu olarak dindar teğmenin odasına gelip, onu dövmeye kalkıştılar..

Odadaki diğer iki teğmen arkadaş müdahale edince, onları da dövmeye kalkıştılar..

Şiddet mi?

Tartışmasız şiddet..

Anında kapının önüne konulmaları gerekir mi?

Gerekir..

Ama ne yapıldı?

Kapısına Atatürk fotoğrafı asılan teğmen, oda arkadaşı iki teğmen ile birlikte, 90 civarında teğmeni organize eden 4 teğmen ihraç edildi..

Hem suçsuz 3 teğmen ihraç edilmiş oldu hem de 90 civarındaki teğmene de cezalar verilmesi gerekirken, 4 teğmenle yetinildi..

Şiddet gösterenlere müsamaha gösterirseniz ne olur?

Şiddet meraklıları şımarır..

Hele hele, “Atatürk’e hakaret edildiği için, Atatürk resmi duvardan indirildiği için, Atatürkçü teğmenler müdahale etmişler” diyerek olayı ahlaksızca çarpıtanlara fırsat verirseniz..

Şiddeti, “Atatürk’ü savunmak herkesin görevidir” şeklinde mazur göstermeye kalkan ahlaksızlara sessiz kalırsanız..

Şiddetten beslenen CHP zihniyeti bir adım ileri gider..

1 Ocak’taki, K. Irak’taki şehidlerimizi anma, Gazze ile dayanışma mitinginden dönen elinde Kelime-i Tevhid yazılı flama olan bir vatandaşımız, bir ırkçı tarafından yumruklandı. Ağzı burnu kan içinde kaldı.

Bu açık şiddet eyleminden sonra ne beklersiniz?

Siyasiler başta olmak üzere, herkesden şiddeti kınayan açıklamalar yapılmasını beklersiniz.

CHP zihniyetli Fatih Altaylı, “eline sağlık” dedi..

CHP genel Başkanı Özgür Özel, yumrukçunun babasını arayıp, “geçmş olsun” dedi. Yumrukçuyu cezaevinde bir milletvekiline ziyaret ettirip, hukuki yardımda bulunmayı vaad etti.

Yine şiddet. Yine CHP’den şiddet faillerine destek..

Sonrasında Fatih Camii’nde imamımıza bıçaklı saldırı gerçekleşti.. Ardından Ramazan Pişkin hoca, bıçaklı saldırıda öldürüldü.

Her iki olayda da, CHP zihniyetliler sessiz kaldılar.. Ama saldırıları açıktan kınayan üst yönetimden bir açıklama da duymadık..

Bu arada şiddet atmosferi gittikçe daha baskın çıktı.

Kilisede silahlı saldırıda, bir vatandaşımız öldürüldü..

Hani diyorlar ya, “Herkes kendi yakınındakilere sahip çıkıyor..”

Hayır, kilise saldırısına sahip çıkan olmadı..

Dindar kimlikleri ile bu saldırıyı gerçekleştirmişler gibi algı yapanlara kimse sahip çıkmadı.. Dindar insanlarımız dahi, saldırıyı kınadılar..

Adından Çağlayan Adliyesinde, polise saldırı düzenlendi.

Kilise saldırısı, muhafazakar partiler tarafından kınandığı halde, DHKP/C’nin polis saldırısını, kınamayan siyasi partiler oldu..

Hatta, sosyal medyada, DHKP/C’li teröristler için, “Ölümsüzdür” etiketli paylaşımlar yapıldı. Bir de baktık ki, CHP medyası, zaten eski yıllarda, aynı DHKP/C’li teröristler için TBMM kürsüsünden, gazete sayfalarından avukatlık yapmışlar..

Polise saldırı düzenleyen iki teröristin bizzat kendileri için, “Onları muhalif olduğu için, iktidar cezaevine koydu, derhal serbest bırakılmaları gerekir” açıklamaları CHP’li milletvekilleri tarafından yapılmış.. Cumhuriyet gazetesinden, aynı teröristler için, “Onlar öğrenci. Onlar terörist değil” savunmaları yapılmış..

Şiddete destek çıkan, teröre destek çıkan solcular, bir defa daha suçüstü olmuşlar.

Kışlada teğmenlere dayak atma ile başlayan, sokakta yumruk ile devam eden, sonunda polise kurşun sıkma ile pervasızlaşan şiddet meraklıları ve CHP zihniyetliler tarafından şiddete verilen destek.

Önceki akşam, Küçükçekmece Belediye Başkan adayı Aziz Yeniay’ın seçim çalışması sırasında keleşli saldırı ile zirveye çıktı..

Birileri diyecek ki, “Gidin, failleri bulun..”

Eyvallah..

Devlet failleri bulmak zorunda..

Ama soldan çarklılar da, şiddete sahip çıkmamak zorunda..

Şiddeti sulandırmamak zorunda..

Son saldırı ile ilgili CHP cenahından hangi açıklama geldi?

“Eline sağlık” denilmesi tabii ki mümkün değil..

Ama “eline sağlık” ile paralel bir açıklama geliyor..

Çok ciddi bir saldırıyı sulandıracak şekilde, önemsiz gibi gösterecek şekilde, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan bir açıklama geliyor:

“Saldırının Ak Parti’nin adayı ile ilgisi yokmuş. Başka bir amaçla saldırı düzenlenmiş.”

Ben bu açıklamaya, “Eline sağlık” ile eşdeğer, onunla paralel bir açıklama olduğunu söylüyorum..

Dikkatleri başka yerlere çekmek için yapılmış, bir sulandırma operasyonu olarak görüyorum..

Kafa aynı kafa.

Soldan çarklı kafaların sergiledikleri şiddeti savunma refleksi bu..

“Atatürk’ü savunmak, herkesin vazifesi” de diyebilirler..

Dayağı savunabilirler..

Yumruk atanı da savunabilirler,“Eline sağlık” da diyebilirler. “Geçmiş olsun” telefonu da açabilirler..

DHKP/C’Lİ teröristleri, “Mecbur bırakıldıkları eylem şekli idi” diye savunabilirler.. “Onlar öğrenci. Onları cezaevinde tutmayın” diye savunabilirler.. DHKP/C’li teröristlerin saldırısında ölen sivil kadın için, “Polis kurşunu ile öldü” de diyerek, olayı DHKP/C saldırısından kurtarmaya da çalışabilirler..

Son örnek de, silahın cinsi ile, adayın bulunduğu sokağa doğru kurşunların sıkılışı ile, birden fazla kişinin aktif rol oynadığı eylem olması ile, basit bir saldırı olmadığı açıkça ortada olan fiili, “Yok yok. Adaya saldırı değil” diyerek, üzeri örtülmeye çalışılıyor..

Atasözümüzde ne deniyor?

YIlanın başı, küçükken ezilmeli..

Şiddet savunuculuğu, küçükken cezalandırılmalı.

Şiddeti gösterenler de, destek verenler de.. Eline sağlık diyenler de cezalandırılmalı..

Ki, keleşli saldırılara cesaret edemesinler..

Ali Karahasanoğlu

Akit TV köşe yazarı