BIST10.331,31%1.61
USD40.1689%0,20
EURO47,1108 %0.24
ALTIN4.292,82 %0.21

“İsnatların bir kısmı iftira” ise diğer kısmı niye iftira değil!

Ali Karahasanoğlu

Abone OlGoogle News
24 Ekim 2023 09:48

Gazze’de sivil insanlar öldürülürken, Türkiye’de bir iftira davasında verilen kararı yazmak, hele hele İstinaf’dan/Yargıtay’dan döneceği kesin olan bir davanın yerel mahkeme aşamasındaki hukuksuzluğunu yazmak, size abartılı gelebilir..

Ama bu ülkenin mahkemelerinin, bir avuç laikçinin isteği ile karar vermesi, ağrımıza gidiyor..

“Bu ülkede ‘hukuk yok’ algısı üretenlerin, bizzat kendilerinin ‘hukuku katletmeleri” bizi karamsarlığa itiyor..

Onun içindir ki, her gün yüzlerce sivilin öldüğü Gazze’yi yazacağımıza, Yusuf Ziya Gümüşel hoca’ya reva görülen haksızlığı yazmak zorunda kaldık..

Mahkemeden istediğimiz, isteyeceğimiz, gerçeğin ortaya çıkarılmasının sağlaması idi.

“Bu kişi hocadır. Hemen beraat vermelisin” diyen yoktu..

Dediğimiz; “Yıllardır çocuklara Kuran öğretimi için çalışan didinen bir hocaya, hem de depresyona girmiş kızı üzerinden iftira atmak, sonrasında da delilleri toplamadan mahkumiyet kararı vermek, vicdanları yaralar”dan ibaretti..

Birileri diyecek ki..

“Nereden çıktı iftira atmak!”

Mahkemenin kararı içinden bir cümleyi destekleyip, bir başka cümleyi reddetme anlamına gelmemek kaydı ile hatırlatayım..

Mahkemenin verdiği şu anki cezanın da haksız olduğunu hatırlatarak devam edeyim..

Mahkemenin dün verdiği kararı yanlış da bulsam.

O yanlış kararda bile, Yusuf Ziya Gümüşel hocaya iftira atıldığı açıkça belirtiliyor..

Nasıl mı?

Yusuf Ziya Gümüşel hocanın kızı, “6 yaşında evlendirildim” demişti..

Babasını, annesini, kocasını suçlamıştı.

Bir de fotoğraf göstermişti..

Fotoğrafa bakınca..

“Aaa.. Fotoğrafta damat yok” dedik, iftirayı kendi açımızdan tescilledik..

Yusuf hocanın kızı, iftirasını sürdürdü, “Çocukluğum boyunca her gün cinsel istismara uğradım ve cinsel istismar bana bir oyun gibi gösterildi” demişti.

Kurulan cümle; konuya yakın kişiler bilirler, tam da “Psikiyatr tanımlaması” idi..

Kızın değil, gittiği psikiyatrın ürettiği suçlama idi.

Mahkeme dün verdiği karar ile, “Bu kız hayal görüyor.. Yalan söylüyor. İftira ediyor” dedi..

Evet laikçilerin, entel-dantel takımının, özellikle de hocalara aşırı bir düşmanlığı olanların itirazlarını duyuyorum..

“Siz neyin kafasını yaşıyorsunuz.. Mahkeme Yusuf Ziya Gümüşel’e 20 yıl, damadı Kadir İstekli’ye 30 yıl, anne Fatıma Gümüşel ise 16 yıl 8 ay hapis cezası verdi. Kızın, babasına, annesine, kocasına iftira ettiği hani nerede?” diyecekler..

O zaman buyrun mahkemenin açıkladığı karardaki “iftiranın bir kısmını tespit edip, diğer kısmını gerçek gibi gören” çarpık kabule..

İlk isnat ne idi?

Birgün gazetesinden Cumhuriyet’e, hatta Karar gazetesine kadar laikçilerle birlik olan muhafazakar kesimin eziklik hissi ile yaptığı haberlerde söylenilen ne idi?

Büyük ve sert tepki gösterilen iddia ne idi?

“6 yaşında evlendirilme”!

Öyle ki, özellikle sol kesim, “Bunların adetidir. Hatta İslam’da bunun örnekleri var” diye kendilerine gerekçe bile getiriyorlar..” diyerek, Hz Peygamber’e, annemiz Hz. Ayşe’ye de iftira edecek şekilde, “9 yaşında evlenmişlerdi” denilmesini de unutmadık..

Sadece Yusuf Ziya hocaya değil, Hz. Peygamber ve eşine de bunlar iftira etmişlerdi..

Dün mahkeme karar verdi..

Evet, Yusuf Ziya Gümüşel hocayı, kendi kızını evlendirdiği için mahkum etti.

Ama, 6 yaşında iken değil..

14.5 yaşında iken, yani evlenme yaşının asgari sınırının birkaç ay öncesinde evlendirdiği için mahkum etti.

Dolayısı ile, kızın “6 yaşında evlendirildim. Her gün cinsel istismara uğradım” iddiasını, mahkeme “iftira” olarak tescilledi.

“6 yaşında iken evlendirildim. Her gün istismara uğradım iddiası yalandır, gerçek değildir.” denilmiş oldu..

Mahkeme bu kararı ile, kızın öz babasına iftira ettiğini, öz annesine iftira ettiğini, yıllarca evli kaldığı kocasına iftira ettiğini kabul ediyor demektir.

O zaman soru şu:

“Mahkeme, iftiranın bir kısmını görüyor ve reddediyor ise, iftiranın diğer kısmını niye doğru kabul ediyor?”

“6 yaşında evlendirildim” iftirasını atan kızın, başka iftira atmadığına, mahkeme nasıl ikna olabiliyor?

Mahkeme eğer 6 yaşında evlendirilme senaryosuna ikna olmadı ise..

En azından diğer iftira için de, delilleri ayrıntılı olarak toplaması gerekmez miydi?

Bu ülkede 50 bin insanın ölümüne sebep olan teröristbaşı Apo için bile, daha 30 yıl olmadan, “nasıl tahliye edebiliriz” diye, İyi Parti’yi de kafakola alarak, CHP dahil, HDP’liler her gün yırtınıyor, gösteri yapıyor, AİHM üzerinden altılı ittifak partilerine protokoller hazırlatırlarken..

Sıra dindar bir hocaya gelince, bir çırpıda “30 yıl ceza” nasıl verilebiliniyor?..

Mahkeme heyetinin, “Burada bir karışıklık var. Biz kızın beyanlarının doğru olmadığını, 6 yaşındaki fotoğrafın bir düğün merasiminden değil, bir hafızlık icazet merasiminden çekildiği sonucuna vardık. Kız, bu konuda yalan söylüyor.. Haydi diyelim kocasına şu veya bu sebeple kızgın. Geçinemediği için veya başka sebeplerle; kimbilir belki de düşük yapmasının arkasından girdiği bunalım sebebi ile, iftira atıyor.. Ama bu kız, aynı zamanda babasına da iftira ediyor. Annesine bile iftira ediyor.. Bu kızın gittiği psikologların dinlenmesi lazım.. Bu kızın akıl aldığı bir savcının kızı diye tanıtılan arkadaşı, hatta savcının kendisi dinlenmesi lazım.. Bu kızın muhabbet ettiği radyocunun getirtilip, mahkeme nezdinde ifadesi alınması gerekir” demesi gerekirken..

Bir çırpıda, psikiyatr da dinlenmeden. Akıl hocası savcı kızı da dinlenmeden.. “Altınların var mı- Altınlarını da al, evden kaç” diye akıl veren radyocu da dinlenmeden..

Mahkumiyet kararı veriliyor..

Ve biz de soruyoruz, “6 yaşında iken evlendirildim” diyen kızın bu iddiası iftira da..

“15 yaşından küçük iken evlendirilmiş” iddiası niye doğru kabul ediliyor?

Ali Karahasanoğlu

Akit TV köşe yazarı