BIST10.121,52%-1.02
USD40.2642%0,05
EURO46,8639 %-0.09
ALTIN4.318,38 %-0.32

Nasreddin hoca ne demişti, ben de zaten inecektim!

Ali Karahasanoğlu

Abone OlGoogle News
16 Ağustos 2023 12:18

Ekrem İmamoğlu zoru görünce, tornistan yaptı..

Baktı ki CHP Genel Başkanlığı koltuğunu, kendisine vermeye kimsenin niyeti yok..

Özellikle de İBB yönetiminde gösterdiği beceriksizlik, bir de üstüne sergilediği megalomanlık sebebi ile CHP İstanbul İl Başkanı ile dahi, “Aptal-şizofren” şeklindeki karşılıklı atışmalarına imza attı..

CHP’lilerin bile, Ekrem İmamoğlu’nun gerçek yüzünü görerek, genel başkanlık koltuğuna oturmaması için çabaladığı bir süreçte..

Ekrem İmamoğlu, düştüğü durumu güzelleştirmek için..

Nasreddin hocanın, eşekten düştüğünde, kendisine gülen çocuklara verdiği cevaptaki gibi, “Düşmesem, zaten ben de inecektim” dercesine, “Ben CHP Genel Başkanlığına değil, İBB Başkanlığına adayım” açıklaması ile dün karşımıza çıktı..

Plan ne?

Ekrem İmamoğlu’nun CHP Genel Başkanlık koltuğuna oturması, İBB’de kaybedilecek seçimi de, gösterilecek yeni adayın başarısızlığı olarak anlatıp, onun üzerine faturalandırmak..

Ekrem’in CHP Genel Başkanlığı olmayınca..

Şimdi İBB Başkan adaylığı ile sahnede bir süre daha kalmak istiyor..

Her an için, “Bana yeterli imkanları sağlamıyorlar. Destek vermiyorlar.. Oysa İBB seçimini kazanmamız lazım. Teşkilat arkamda değil” türünden açıklamalarla, adaylıktan çekilme şovlarına bile hazır olun..

Adaylıktan çekilip, sonra İBB seçimini CHP’nin kaybetmesi beklenecek. Ve sonra gelsin Genel Başkanlık..

Bu senaryo tek değil..

Şöyle de olabilir..

Aday olur, teşkilatın arkasında durmadığını, son dakikaya kadar dillendirmez, seçim kaybedilince ise, “Teşkilat çalışmadı” diyerek, tekrar CHP Genel Başkanlık koltuğu için sahneye çıkar..

Daha başka senaryoları da var, Ekrem beyin..

Dün, kendisi açıklıyor, “İstanbul’u bir kez daha savunmak için bir kez daha yola çıkıyorum” diyor..

“İstanbul ittifakını en güçlü şekilde kurmaya geliyorum” diyor..

Gazetecilerin sorularına cevap verirken, hemen dönüyor: “Ben adayım demedim, yola çıkıyorum dedim”..

“Yola çıkmak” ne demek?

“Adayım” demek, ne demek?

Bu laf cambazlığı ile Ekrem bey, ne mi yapmak istiyor?

Aday bile olmadan, “Parti genel merkezi, benim şartlarımı kabul etmedi” diyerek seçimden kaçmak..

Genel Merkezi suçlayıp, zaten kaybedeceği seçimde aday olmayıp, yerine gösterilecek adayın da kaybetmesi üzerine, “İşte CHP Genel Merkezi bu acı faturayı bize ödetti” diyerek, partinin başına geçmek..

Sülün Osman’da senaryo bitmez..

Eminim, cebinde daha 10 değişik senaryo taşıyordur..

“Şöyle olursa, böyle yaparım. Böyle olursa, şöyle yaparım” şeklinde..

Haksız mıyım, siz söyleyin..

Dünkü basın açıklamasında söylediklerini okuyup söyleyin, haksız mıyım:

“İstanbul ve Türkiye’nin kaderleri biliyorum ki mühürlüdür. Bu nedenle ben de kendimi İstanbul’la mühürlü kabul ediyorum. Hayatımı adadığım bu mukaddes şehre ve 16 milyon hemşehrime en üst düzeyde hizmet etmeyi, Türkiye’ye hizmet etmek ve alternatif bir Türkiye vizyonu ortaya koymak olarak görüyorum”.

Ne kadar rahat yalan söylüyor, ne kadar rahat algı yapıyor, farkında mısınız..

Hayatını İstanbul’a adamış!

Daha düne kadar, İstanbullular seni afişlerle İstanbul’a davet ediyorlardı..

“İstanbul’a da bekleriz” diyorlardı..

Ege tatillerini, Erzurum tatilini, Cumhurbaşkanı adaylığı döneminde Anadolu’yu il il dolaştığını unutmadık..

Sen Anadolu’da dolaşırken, İstanbullular da, arızalanan otobüslerden inip, evlerine yürüyerek gidiyorlardı..

Ama adam çok rahat.. “Hayatımı bu şehre adadım” diyor..

Yetinmiyor..

“Refah içinde bir şehir oluşturmak için yola çıkıyorum, dünyanın tüm teknolojik yeniliklerine ev sahibi olmak için yola çıkıyorum” diyor.

Teknolojik yeniliklere ev sahibi olmayı vaad eden bu Ekrem kim?

“Biyolojik arıtma tesisi temel atmama töreni” düzenleyen Ekrem..

Belediye başkanlığının beşinci ayında “temel atmama töreni” düzenleyen adam, hem de İstanbul’un en önemli sorunları arasında yer alan “su sorunu”na katkı sunabilecek bir arıtma tesisini “gereksiz” gören bir adam, şimdi tam da İstanbullular “su sorunu” üzerinden kara kara düşünürken, hiçbir şey olmamış gibi, “teknolojik yenilikler”den bahsediyor..

Tarım Bakanımız açıklıyor, “İBB yönetimi barajlara su takviyesi yapmadığı için, İstanbullular su sorunu ile karşı karşıyadır”..

Hatta iddialar o ki, elektrik fiyatları yükseldiği gerekçesi ile Melen’den İstanbul’a su naklini de, “Nasıl olsa yağmur yağar, barajlar dolar. Bir de suyu İstanbul’a getirmek için, elektrik parası ödemeyelim” diyerek erteleyen de bay Ekrem.

İstanbullulara “dünyanın tüm teknolojik yeniliklerine ev sahibi olma” sözü veren Ekrem’e hatırlatalım..

Ekrem bey, sen olsan olsan, kendine şakşakçılık yapan medyayı doyurmaya ev sahipliği yaparsın..

AK Parti Milletvekili Alpay Özalan, Ekrem beye basit bir eleştiri getirmiş:

“Seçim vaatlerinin hiçbirini yerine getirmeyip rezil olan, İstanbul’un başına gelen felaketlerde ortadan kaybolan, üç tane otobüsü bile yürütemeyen Ekrem İmamoğlu utanmadan vizyondan bahsediyor.

CHP’li Ekrem İmamoğlu, yerel seçimlerde siyasetin tarihi çöplüğüne gömülecektir.”

Siyasi eleştiri mi? Siyasi eleştiri..

Hakaret içerikli bir şey var mı?

Mesela “İt” deyip, sonra “İt demedim, basit dedim” türünden bir saldırı var mı?..

Yok.

“Kayak takımı senin g..ne girsin” türünden küfür var mı?

Yok..

Ama, her ay yüz binlerceTL’yi, İBB kasasından aktardığı bir internet sitesi, bu milletvekilinin paylaşımını nasıl haber yapıyor:

“Alpay Özalan’dan İmamoğlu’na hakaretler: ‘Rezil, utanmaz, çöplük..’ İmamoğlu, anladığı dilden yanıt verse siyasi hayatı bitirilir”..

Ekrem İmamoğlu devletin valisine direkt “İt” dedi de, siyasi hayatı bitirilmedi..

Şimdi, durum tespit cümleleri olan, “rezil oldu”, “utanmadan”, “siyasetin tarihi çöplüğüne” ifadelerine, velev ki aynı cümlelerle cevap versin, bunun için mi siyasi hayatı bitirilecek?

Ama yüz binlerce lirayı, her ay kasanıza koyuyorsanız, bunu Ekrem Başkana göstermeniz gerekiyor.

Ki, bu haber görünümlü yağcılıkla da, yapılan tam da o!

Ali Karahasanoğlu

Akit TV köşe yazarı