Gül hastalığı nedir, neden olur? 

 Diğer adı rozasea olan gül hastalığı; yanak, burun, alın ve çeneyi etkileyen, kronik, dirençli, tekrarlayıcı kızarma, sivilceye benzeyen kabarıklıklar, ateş basmaları, yüzeysel damar genişlemeleri ve iltihaplı kabarcıklar ile karakterize olan bir cilt hastalığıdır.

 Gül hastalığının neden olduğuna dair tanımlanan bir veri yoktur. Fakat strese bağlı olarak artış göstermektedir. Kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülmektedir. Yüzdelik değeri ise kadınlarda civarındadır. Gül hastalığına neden olabilecek durumlar ise şunlardır:

Psikolojik faktörler

Stres

Makyaj malzemeleri

Sindirim sistemi problemleri

Genetik özellikler

Çevresel faktörler

Baharatlı yiyecekler

Sıcak su banyosu

Alkollü içecekler

Güneş ışınları

Aşırı sıcak içecekler

Gül Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

 ​​Gül hastalığı belirtileri her insanın bünyesine göre değişkenlik göstermektedir. Görülebilecek belirtiler şu şunlardır:

• Kuru cilt
• Damarlarda belirginleşme
• Acı ya da yanma hissi
• Cilt renginde değişiklik
• Yüz bölgesinde ödem (şişlik)
• Sivilce şeklinde oluşumlar
• Burnun büyümesi ya da şeklinin değişmesi
• Cilt kalınlaşması
• Kulak, kafa derisi, boyun, göğüste döküntüler

Gül Hastalığı Tedavi Yöntemleri

 Gül hastalığının semptomları ve belirtileri kişiden kişiye değişkenlik gösterdiği için tedavi yöntemleri de değişkenlik göstermektedir. Tedavi süresi görülen belirtinin çeşidine ve ciddiyetine bağlıdır. Gül hastalığı tedavi yöntemleri içerisinde lazer tedavileri, ilaçlar ve cerrahi yöntemler bulunmaktadır.

 Tedavinin en önemli parçası ise atağı tetikleyen unsurun bulunması ve bu unsurlardan kaçınılmasıdır. Gül hastalığı sistematik tedavi sürecinde ilk olarak ağızdan alınan ilaçlar ve cilde sürülen kremler yer almaktadır. Gül hastalığı olan kişiler alkol içerikli toniklerden, cildi tahriş edebilecek ürünlerden mutlaka kaçınmalıdır.

 İlaç tedavilerinin dışında kılcal damarların çok yoğun olduğu evrede lazer ve bazı ışık sistemleri uygulamalıdır. Mezoterapi ile yüz bölgesine nem takviyesi yapılmalıdır. Bu sayede kılcal damarların çatlamasının da önüne geçilir. Genç olan rozasea'lı kişikerde bir kaç seansta gelişme gözlemlenir. Genellikle 3 seans önerilmektedir.