Karanlık Sonrası Şafağın Yıldönümü
.

Bugün 8 Aralık, 14 yıllık bir karanlığın şafağı tam bir yıl önce bugün doğdu. Suriye, bugün bir takvim yaprağını daha çeviriyor. Ama bu sıradan bir yıldönümü değil. Bu tarih, bir diktatörlüğün değil; bir karanlığın dağılıp şafağın söktüğü günlerin yıldönümüdür. On dört yıl boyunca kanla, korkuyla ve yıkımla yoğrulmuş Esed rejimi, çökmüş; Suriye, uzun bir gecenin ardından ilk kez sabaha uyanmıştır.
Esed’i ayakta tutan küresel dayanaklar birer birer çökerken, karanlığın duvarları da çatlamaya başladı. Rejimin hava gücünü omuzlayan Rusya, Ukrayna bataklığında hem askeri hem de siyasi olarak yıprandı. Oysa Suriye ordusunun bütün savunma aklı Rus disiplinine ve silahlarına dayanıyordu. Rusya’nın göğü tutamadığı yerde, Esed’in yeryüzünde tutunması da mümkün olmadı pek tabii.
İran–Hizbullah hattı ise karanlığın sahadaki en sert yumruğuydu. 1983’ten bu yana rejimin güvenlik sigortası olan bu eksen, İsrail’in nokta operasyonlarıyla ağır bir bozgun yaşadı. 158 üst düzey Hizbullah komutanının etkisiz hale getirilmesiyle, Esed’i defalarca düşmekten kurtaran vekil savaş mekanizması fiilen çöktü. Böylece rejimin dışarıdan beslenen iki ana damarı aynı anda kesildi.
Ancak asıl belirleyici kırılma, sahada yeni bir düzenin inşa edilmesiyle yaşandı. Türkiye, Astana ve Soçi süreçleriyle Rusya ve İran’ı diplomatik olarak pasifleştirirken, bir yandan da Suriye’nin kuzeyinde güvenliğin yanı sıra devlet pratiği kurdu. Geçici yönetimler, yerel meclisler, sağlık, eğitim ve adalet altyapıları Türkiye’nin desteğiyle hayata geçirildi. Karanlığın hüküm sürdüğü coğrafyada ilk kez düzen, kurum ve gelecek konuşulmaya başlandı.
İdlib’de hâkim güç olan HTŞ ile Türkiye’nin birlikte çalıştığı Suriye Milli Ordusu arasındaki entegrasyon ve iş birliği süreci, yeni Suriye’nin siyasi ve askeri omurgasını güçlendiren en kritik adımlardan biri oldu. Parçalı yapılar tek bir siyasi hedef etrafında buluşturulurken, iç savaşın ürettiği dağınıklık yerini kontrollü bir güce bıraktı.
Uluslararası alanda da dengeler değişti. Türkiye–ABD–İngiltere hattında Suriye konusunda oluşan asgari mutabakat, Esed sonrası dönemin önünü açan küresel zemini oluşturdu. Bir zamanlar rejimi ayakta tutan uluslararası belirsizlik kalkanı da böylece dağıldı. Masa, artık Esed sonrası Suriye için kuruluyor.
Ve rejimin iç cephesinde büyük çözülme… on dört yıl boyunca savaşan komuta kademesi tükenmişti. Askeriyeden ayrılan 2500 subay, bir devlet refleksinin çöküşünün belgesiydi. Savaşın topluma yüklediği ekonomik yıkım, siyasi baskı ve derin travmalarla birlikte Esed rejimi içeriden de çökmeye mahkûm oldu.
Benim de birkaç kez giderek tecrübe edindiğim Suriye’de artık korku değil, temkinli bir umut dolaşıyor. Şehirler yıkık, yaralar derin; ama gelecek ilk kez Esed’siz inşa ediliyor. Yeni yönetim sahada meşruiyet üretmeye, kurumlarını güçlendirmeye, toplumu yeniden ayağa kaldırmaya çalışıyor. Bu zorlu yürüyüşte en güçlü siyasi, askeri ve insani destek yine Türkiye’den geliyor. Türkiye, sadece bir sınırı değil, bir devletin yeniden doğuş sürecini koruyor.
Tarih, zulmü uzun süre taşıyabilir; ama onu sonsuza kadar sırtında tutmaz. Esed gitti. Karanlık dağıldı. Şimdi Suriye, yaralarını sarmaya çalışan bir milletin sabahına uyanıyor.
Bu yüzden bugün bir rejimin değil, karanlık sonrası şafağın yıldönümünü yaşıyoruz.
- Yeniden eskiye
- Eskiden yeniye
- Öne Çıkanlar






