Bakan Tunç'tan İmamoğlu'na tepki: 'Kimse yargıya hakaret edemez!'
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, katıldığı televizyon programında İBB Başkanı Ekrem İmamaoğlu'na yönelik başlatılan soruşturma ve davalara ilişkin konuştu. İmamoğlu'nun İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'i hedef alan sözleri hatırlatan Bakan Tunç, "Cumhuriyet başsavcısına 'çürük zihinli' dediğinizde bunun hakaret olup, olmadığını, suç teşkil edip etmeyeceğini herhalde yargı takdir edecektir. Yargıya kimse hakaret edemez." ifadelerini kullandı.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtlıyor.
Bakan Tunç'un açıklamaları özetle şöyle:
'Asrın felaketi' diyoruz ama dünya tarihinde bu biraz hafif kalır. 57 bin 537 canımız gitti. Milletçe büyük bir seferberlik ilan ettik. Devletimizin tüm kurumları bölgeye seferber oldu. 11 şehrimizin yeniden ayağa kaldırılması mücadelesinde belli noktaya geldik. Dün Gaziantep'teydim. Nurdağı ve İslahiye ilçeleri depremin en fazla hasar verdiği şehirlerdi. Oralarda teslim edilen konutlarda vatandaşlarımızı ziyaret ettik. Acı taze; yani gidecek gibi değil tabii ki.
DEPREM SONRASI DEVAM EDEN DAVALAR
Deprem sonrasında, depremin ilk anından itibaren, 6 Şubat 2023 yılında deprem olmuştu. O zaman grup başkan vekili ve milletvekiliydim. Sabah milletvekillerimiz hemen yola çıktılar. Yollar deprem nedeniyle hasar görmüştü, kar, kış kıyamet. Grup başkanvekilimiz Mustafa Elitaş, sayın Cumhurbaşkanımızla görüşmesinde OHAL ilan edilmesiyle görüşmüştü. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesi şu şekilde oldu 'Kar, bora, fırtına vatandaşlarımızın yanında olacağız, ilk müdahaleyi yapacağız, sonrasında olağanüstü hal ilan edilecek'. O kararname çerçevesinde yargısal süreçlerin nasıl yapılacağına ilişkin kararname çıkmıştı. O kararname çerçevesinde yargı olarak birtakım çalışmalar yaptık. İdari yargı usülünde geçici madde düzenlemesi yapmıştık.
Adalet Bakanlığı olarak bütün illerden tecrübeli hakim ve savcıları bölgeye intikal ettirdik. Adli tıp, DNA, kimlik tespitleri. 984 bilirkişi de delilleri tespit etmesi gerekiyordu. Yıkılan binalarla ilgili enkazlar kaldırılmadan delillerin toplanması gerekiyordu. Bina bina eksiksiz şekilde 11 vilayetimizde bu çalışmalar yapıldı. Açılacak soruşturmalar bu delillere dayandırıldı. 697 ilave mahkeme kurduk bölgede. Oradaki yargısal süreçlerin tıkanmaması için. Ceza süreçleri ve davalar bakımından vatandaşlarımızın yargısal konularda mağdur olmaması için tedbirler alındı.
"2025'İN SONUNA KADAR HERKES SICAK YUVALARINA KAVUŞACAK"
Toplamda 3 bin 522 dosyada işlem yapıldı. Bu dosyaların 1491'inin iddianamesi düzenlendi ve davaları açıldı. 2031 soruşturma devam ediyor. 2578 dosyada bilirkişi incelemeleri tamamlandı, raporlar hazırlandı. Bu raporlar teknik üniversitelere gidiyor. Üniversitelerdeki bilirkişi heyetlerine teslim edildi. Şu anda hala 248 kişi tutuklu durumunda. 1036 kişi hakkında adli kontrol sözkonusu. Tutukluların bir kısmı müteahhit, bir kısmı yapı denetim sorumlusu, bir kısmı fenni mesul. Binada sonradan değişiklik yapan, kolon kesenlerle ilgili de var. Kamu görevlileriyle alakalı bilirkişi raporları geldikten sonra o dosyada kamu görevlisi, belediye yetkilisinde sorumluluk varsa o durumda İçişleri Bakanlığı'ndan soruşturma izni istendi. Peyderpey o davaların açılması devam ediyor. İzinlerin gelmesinde gecikme, dosyanın bilirkişiden dönüşüyle ilgili. Onlarla ilgili de davalar açılıyor. Burada yargılanan belediye başkanları da var. Bizim Nurdağı Belediye Başkanı hala tutuklu. Oradaki yapılarla ilgili kusuru olanlar noktasında yargısal süreçler aksatılmadan sürüyor. Burada önemli olan bilirkişi raporları. Üniversitelerimizin verdiği rapor. Delillerin başlangıçta iyi toplanması çok önemliydi. Karat örnekleri ve bina bina yapıldı. Bir de bunun idari yargı boyutu vardı. Şu anda 105 bin 933 dava açıldı. 65 bin 826 dosyada karar verildi. Vatandaş yıkım kararına, ağır hasara itiraz ediyor ve dava açıyor. Bu senenin sonunda 400 binden fazla konut teslim edilecek. 2025'in sonuna kadar herkes sıcak yuvalarına kavuşacak.
"KİMSE YARGIYA PARMAK SALLAYAMAZ"
"Adalet Bakanı olarak benim devam eden soruşturma ve davalarla ilgili olarak, siyasi davadır ya da değildir şeklinde yorum yapmam doğru olmaz. Herşey kamuoyunun gözü önünde cereyan ediyor. 'Ahmaktır' demek hakaret mi, değil mi? Bunu yargı takdir edecek. İlk derece kararını verdi şimdi istinaf sürecinde. Siz 'bu dava gecikti, erken verildi' diye 'yargı tacizi' derseniz bu olmaz. Yargı bağımsız ve tarafsız şekilde kararını verecek. Ordu'daki dava ile ilgili aynı şey söylenmişti. O davada Yargıtay'da. Sonraki ifadeleri, İstanbul Başsavcımızla ilgili ifadeleri var. Yargı hakaret mi değil mi, değerlendirecek. Cumhuriyet başsavcısına 'çürük zihinli' dediğinizde bunun hakaret olup, olmadığını, suç teşkil edip etmeyeceğini herhalde yargı takdir edecektir. Sürekli yargıya yönelik buradan ifade edemeyeceğimiz hakaret içeren sözlerle sürekli gündemde kalmak gibi durum sözkonusu. Burada 16 milyon İstanbullunun sorumluluğunu taşımak gerekir. Bir cumhuriyet başsavcısına 'çürük zihinli' dediğimizde yargı susacak mı? Soruşturmayla karşı karşıya kalınca 'yargı tacizi'. YSK üyelerine söylediği söz yargı gündeminde. Sayın Özel'in ifadeleri. Bir gençlik kolu başkanının o sözler üzerine video yapması ve soruşturma açılması. Yargıya kimse hakaret edemez. Ben Adalet Bakanıyım ve HSK Başkanıyım. 'Bu suç işlemiştir' demiyorum. Suç olup, olmadığını, hakaret olup, olmadığını değerlendirecek olan yargıdır. Bunu şova dönüştürürseniz, herkes hukuka saygı duyacak. Yargı mensuplarına söylediği sözler kabul edilebilr değildir. Bizim maalesef hakaret siyaseti, sürekli karşı tarafı rencide edecek sözler, hakarete varan sözlerle yargının konusu olabilecek sözler sarfedildiğinde 'yargı niye üzerime geliyor' dendiğinde doğru olmaz. Kimse yargıya parmak sallayamaz. Burası hukuk devleti. Kanunlarımız var. Herkes kendi görev alanında işini tam yapsa, özellikle icraatlarla görevde olsa. İcraatlarla görevde olmayınca işi böyle kapatmak sözkonusu oluyor."
- Yeniden eskiye
- Eskiden yeniye
- Öne Çıkanlar