BIST10.109,30%1.10
USD35.6539%0,11
EURO37,1831 %0.10
ALTIN3.158,94 %0.57
Gündem

Gazze katliamı Gaziantep’te protesto edildi

Köklü Değişim Dergisi Gaziantep Temsilciliği tarafından siyonist işgal rejiminin, Gazze ve Filistin halkına yönelik yaptığı katliamı basın açıklamasıyla tepki gösterildi.

Abone OlGoogle News
22 Temmuz 2024 17:00

Balıklı Parkı  Meydanı'nda gerçekleşen basın açıklaması Köklü Değişim Gaziantep Temsilcisi Zeynel Akdemir'in açılış konuşması ile başladı. Sonrasında okunan şiirin ardından Recep Yiğit basın açıklamasını gerçekleştirdi. Basın açıklamasında, yöneticiler muhasebe edildi ve İslam alimlerine çağrı yapıldı.

Gazze Sahipsizliğin Enkazı Altında Ölüyor!

Siyonist işgal rejiminin 7 Ekim’ den beri azgın bir şekilde Gazze ve Filistinli müslümanlara yönelik saldırı ve katliamlarını devam ettirdiğine dikkat çeken Yiğit;

“Tüm dünya 7 Ekim’den bu yana 9 aydır, Siyonist ve işgalci Yahudi varlığının aşağılık maymunlardan oluşan birliklerinin katliamlarını seyrediyor. Bu katliamlarda hayatını kaybeden kardeşlerimizin sayısı 50 binli rakamlara ulaştı. Yaralıların sayısı ise yüzbinlerle ifade ediliyor. Sadece son iki günde Han Yunus ve etrafındaki çadır kentlerine yapılan saldırılarda üç yüzün üzerinde kardeşimiz katledildi. 

Katliamların başladığı ilk günden itibaren, sivillerin binaları vuruldu, hastaneler vuruldu, okullar vuruldu, camiler vuruldu, pazar yerleri vuruldu. Bunlar yetmedi yaralı taşıyan ambülanslar vuruldu.  

Çocuklar öldürüldü, kadınlar öldürüldü, beli bükülmüş yaşlılar öldürüldü, gencecik fidanlar öldürüldü. Günlerdir aç kalan ailesi için bir parça yiyecek bulmak için sokaklarda çaresizce dolaşan babalar öldürüldü. Hiçbir sınır tanımadılar, hiçbir hukuk gözetmediler, hiçbir ölçüye dayanmadılar. Sadece öldürmek istediler ve öldürdüler. Şimdi ise kardeşlerimizin güya güvenli diye sığındıkları çadır kentleri ve çadırları vuruyorlar.

Caddeler ve sokaklar katledilmiş kardeşlerimizin cenazeleri ve kopmuş organları ile dolu. Enkazların altından ceset yığınları çıkıyor. Toprağın altından da üstünden de cenazeler fışkırıyor.

Ve aylardan beri bir yandan tüm bunlar ve daha fazlası yaşanırken diğer yandan büyük bir ikiyüzlülük ve ihanet tiyatrosu yaşanıyor. Bu tiyatronun bir tarafında batılı devletler ve sözde devletlerarası kurumlar yer almaktadır.

Batılı devletler ve kurumlar aylardan beri kör, sağır ve kötürüm bir insan hakları savunucusu rolünü oynuyorlar. Kendi halkları ile ilgili en küçük bir hak ihlali söz konusu olduğunda bu olaya mikroskopla bakarak, olayı milyonlarca kez büyüterek kamuoyuna sunuyorlar. Ama konu Müslümanların canları ve kanları olunca sanki uzak bir galaksiye el dürbünü ile bakmaya çalışan kör bir gözlemci gibi soykırımı ve katliamları bir türlü göremiyorlar.

Lanet olsun sizin görmeyen gözlerinize, duymayan kulaklarınıza ve bir türlü harekete geçmeyen kötürüm organlarınıza!

Ama zaten müslümanlar bunlardan hiçbir şey beklemiyordu. Bu devletlerin ve kurumların sadece sömürgeci kafirlerin çıkarları için var olduğunu biliyordu. İslam’a ve müslümanlara düşman olduklarını, bir tek Müslüman kalmayıncaya kadar bu katliamlar devam etse de bu batılı devletler ve kurumların asla harekete geçmeyeceğini çok iyi biliyordu. Birileri bu devletlerden ve kurumlardan medet umsa da müslümanlar bunların her zamanki gibi sömürgeci kafirlerin yanında yer alacağını, Yahudi varlığını durdurmak bir yana aksine onu destekleyip teşvik ettiklerini çok iyi biliyorlardı.

Kıymetli Müslümanlar; aylardır oynanan tiyatronun diğer tarafında ise islam ülkelerinin yöneticileri, kralları ve başkanları vardır. Bu işbirlikçi, ikiyüzlü ve ihanet içerisinde olan yöneticiler, aylardır batılı efendilerinin kendilerine verdikleri rolleri oynamaktan başka bir şey yapmadılar.

İlk önce Birleşmiş Milletler ve bir kısım sözde devletlerarası kurumları göreve çağırma söylemleri ile aylar geçirdiler. Oysaki bu kurumların bugüne kadar her zaman işgalci Yahudi varlığının yanında yer aldığını bildikleri halde sırf zaman kazanmak için bu boş çağrılarla yetindiler.

Ardından sözde İslam iş birliği teşkilatı gibi kınama kurumlarının zirvelerinde, oynadıkları tiyatronun kapak fotoğraflarını çektirmek için bir araya geldiler. Yediler, içtiler, kınadılar, fotoğraf çektirip dağıldılar.

Boş lakırdılarla, hiçbir işe yaramayan kuru laflarla, Yahudi varlığına zaman kazandıran diplomatik safsatalarla Gazze’deki katliamları durdurmaya dönük hiçbir somut adım atmazken diğer taraftan Yahudi varlığını ayakta tutmak, güvence altına almak ve bekasını sağlamak için tüm yolları kullandılar. İşgalci Yahudiler enerjisiz kalmasın diye petrol göndermeye devam ettiler. İşgalciler yeni yerleşim yerleri kursun diye demir çelik göndermeye devam ettiler. Gıda, ilaç, giyim ve tüm diğer ticaret mallarını göndermeye aylarca devam ettiler.

Şimdi ise güya barışı sağlamak adına Filistinli direnişçileri silah bırakmaya hem topraklarını hem de silahlarını İsrail’e bırakmaya ikna etmeye çalışıyorlar. Yahudi varlığının bekasını ve işgal ettikleri topraklarda güven içinde yaşamalarını garanti etmeye çalışıyorlar. İki devletli ihanet planında garantör olmak için koşuşturuyorlar.   

Kıymetli Müslümanlar; Bu ikiyüzlü ve işbirlikçi yöneticilerin ihanetleri artık apaçık ortaya çıkmıştır. Bu 57 rejimin ve sözde liderlerin 9 aydır devam eden tiyatroda figüran oldukları iyice ifşa olmuştur.

Bu rejimlerin Yahudi varlığıyla ve sömürgeci kafirlerle iş birliği içinde olduklarını görmeyen kaldı mı?

İşgalci ve Siyonist varlığın bekasının bu rejimlerin bekasına bağlı olduğunu bilmeyen kaldı mı?

Gazze’nin ölüme terk edilmesinin gerçek sebebinin, Müslümanların sahipsizliği olduğunu anlamayan kaldı mı?

Evet, Gazze’de akan kanların, devam eden katliamların ve Gazze’deki ölümlerin yegâne sebebi ihanet ve işbirliği içerisindeki rejimler ile İslam ümmetinin sahipsizliğidir.

Gazze’yi sahipsizliğe terk eden, oradaki kardeşlerimizi aşağılık maymunlar olan işgalci Yahudilerin insafına terk eden bu rejimler ve yönetimlerdir.

Çünkü bu rejimler ve yöneticiler, Gazze’nin bekasını değil işgalci İsrail’in bekasını istiyorlar. Gazze’nin zaferini değil Yahudi varlığının zaferini istiyorlar.  

Şayet Gazze’nin bekasını ve zaferini isteselerdi daha ilk günden Yahudi varlığı ile tüm ilişkilerini keserler ve derhal seferberlik ilan ederlerdi. Bırakın demir çelik ve petrol göndermeyi, bir tek toplu iğne bile gönderilmesine müsaade etmezlerdi. Gazze’ye yardım tırları yerine askeri mühimmatları gönderirlerdi.

Zira Gazze halkının zaferi onlara kefen ve çadır göndermekle olmaz, bilakis katliamları durduracak, işgale son verecek ve zalimlerin ellerini kıracak orduların, tankların, uçakların gönderilmesi ile olur.

Şayet bu yöneticilerin İslam’a ve Müslümanlara biraz olsun sadakatleri olsaydı Rabbimizin şu ayetini hatırlarlar ve harekete geçerlerdi.

قَاتِلُوهُمْ يُعَذِّبْهُمُ اللّٰهُ بِاَيْد۪يكُمْ وَيُخْزِهِمْ وَيَنْصُرْكُمْ عَلَيْهِمْ وَيَشْفِ صُدُورَ قَوْمٍ مُؤْمِن۪ينَۙ

Onlarla savaşın ki, Allah sizin ellerinizle onları cezalandırsın; onları rezil etsin; sizi onlara galip kılsın ve mümin toplumun kalplerini ferahlatsın.

Ama onlar bunu yapmadılar. Aksine İslam’ın ve Müslümanların düşmanlarıyla iş birliğine devam ettiler. Ordularını kışlalara zincirlerle bağladılar. Oynadıkları tiyatrolar ile Yahudi varlığına zaman kazandırmaya çalıştılar.

İşte bu Allah’a, Rasulüne ve müminlere karşı işlenmiş büyük bir ihanettir. Ama bu ihanetlerde Yahudi varlığını ayakta tutmaya yetmeyecektir Allah’ın izniyle.

Hem bu Siyonist işgalci rejim hem de onun varlığının ve bekasının koruyucusu olan bu rejimlerde çok yakında tarihin çöplüğünde yerlerini alacaklardır. Bazıları bunu uzak görse de bu çok yakında gerçekleşecek bir müjdedir. Ve o gün geldiğinde koltuklarını kaybetmemek için zalimlere meyledenler büyük bir pişmanlık içinde olacaklardır.

فَتَرَى الَّذ۪ينَ ف۪ي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ يُسَارِعُونَ ف۪يهِمْ يَقُولُونَ نَخْشٰٓى اَنْ تُص۪يبَنَا دَٓائِرَةٌۜ فَعَسَى اللّٰهُ اَنْ يَأْتِيَ بِالْفَتْحِ اَوْ اَمْرٍ مِنْ عِنْدِه۪ فَيُصْبِحُوا عَلٰى مَٓا اَسَرُّوا ف۪ٓي اَنْفُسِهِمْ نَادِم۪ينَۜ

Kalplerinde bir hastalık bulunanların: “Bize bir belâ gelmesinden korkuyoruz!” diyerek, (kâfirleri dost edinmek için) onların arasında koşuştuklarını görürsün. Fakat, umulur ki Allah, bir zafer veya katından bir emir getirir de (onlar) içlerinde gizlediklerine pişmân olan kimseler olurlar.

Kıymetli Müslümanlar; Gazze’nin zaferi ve bekası bu işbirlikçi ve ihanet içindeki yöneticilerin değil sizin ellerinizdedir. Gazze’yi içine düştüğü derin sahipsizlikten kurtaracak olanlar sizlersiniz. Yahudilerin arkasına sığındığı garkad ağaçlarını yıkmaya, onların işgallerine son vermeye sizler muktedirsiniz.

Hz. Ebubekir’in sadakatini, Hz. Ömer’in adaletini, Hz. Osman’ın merhametini ve Hz. Ali’nin hikmetini kuşanacak bir Halife ikame etmek için harekete geçin.

Ey alimler, hocalar ve kanaat önderleri; artık bundan başka hiçbir şeyi konuşmayın ve konuşturmayın. Çözüm diye ortaya attıkları tiyatrolara itibar etmeyin ve ettirmeyin. İhanetlere ve işbirliğine değil gerçek çözümlere ve İslam ümmetinin yeniden izzetine kavuşmasına liderlik edin. Yöneticilerden değil sadece Allah’tan korkun.

Ey yüreği Gazze ile birlikte atan Müslümanlar; Gazze’yi sahipsiz bırakıp ölüme terk eden, Yahudi varlığına zaman kazandıran, mukaddes beldelerimizi işgalini meşrulaştıran sözde çözümleri, boş lafları reddedin. Haydi ayağa kalkın ve yeniden tarih yazın. Allah’ın vaadine ve Rasulünün müjdesine güvenin.

Ey Yeryüzünün en korkak ve en alçak varlıkları olan işgalci Siyonistler; bizler biliyoruz ki, sizin varlığınız ihanet içerisindeki rejimlerin gölgesinden başka bir şey değildir. O rejimler ortadan kalktığında sizin sadece bir gölge olan varlığınızda ortadan kalkacaktır.

Ve bu çok yakındır. Çünkü artık tüm Müslüman anneler çocuklarına sizin düşmanlığınızı emziriyor. Babalar evlatlarına sizin o topraklardan sökülüp atılmanızı vasiyet ediyor.

İşte bu çok yakında gerçekleştiğinde müminlerin kalpleri Allah’ın yardımıyla ferahlayacak, zalimlerin ise yüzleri kararacak ve kalpleri korkuyla dolacaktır.

وَيَقُولُونَ مَتٰى هُوَۜ قُلْ عَسٰٓى اَنْ يَكُونَ قَر۪يبًا

“Ne zamanmış o? diyecekler. De ki: çok yakın olsa gerek.”[İsra 51] “ dedi.

Yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.600 karakter kaldı
×

Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir.
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde akittv.com.tr’nin görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır.
Yazılanlardan akittv.com.tr sorumlu tutulamaz.

0 Yorumlar
  • Yeniden eskiye
  • Eskiden yeniye
  • Öne Çıkanlar