Türkiye’nin en büyük çiftçisi TİGEM

Dünya coğrafyasının gıda ihtiyacına olan arzı özellikle Ukrayna- Rusya savaşı ile birlikte daha belirgin bir hale dönüşmüş durumda.Sadece Türkiye’de değil dünyanın birçok ülkesinde gıda arzı ne yazık ki bu durumdan etkilenmiştir.

Türkiye’nin ekolojik çeşitliliği, gıda üretimi konusunda avantaj sağlamakta ve gelişen, büyüyen tarım sektörü Ülkemizi dünya sıralamasında müspet bir yere koymaktadır. Tarımsal üretimin temel girdilerinin temini ve ürün çeşitliliğinin artırılması hususunda uzun yıllardır yatırım yapan TİGEM bu hususta önemli bir etkiye sahip.

Bu yıl Türkiye genelinde yağışların iyi olması ile birlikte bazı bölgelerimizde yağış eksikliği hatta kuraklığın oluştuğu haberleri alınsa da, TİGEM’in Ceylanpınar ve orta Anadolu işletmelerinde yaptığı sulama yatırımları ve modern basınçlı sistemleri sayesinde kuraklığın hat safhada olduğu bölgelerdeki açığı net bir şekilde kapatabiliyor.

720 Bin dekar sulu, 310 Bin dekar kuru tarım arazisine sahip Ceylanpınar TİGEM 450 bin dekar sulu ve 150 bin dekar kuru arazide buğday arzına hazırlanırken, 20 yıllık ortalama yağışı 280 milimetre olan Ceylanpınar’a bu yıl 118 milimetre yağış düşmüş durumda.  Ciddi oranda kuru tarımın susuz kaldığı göz önüne alınırsa gıda arzında önemli bir eksiklik oluşması gerekirken TİGEM sulu tarım arzını çoğaltarak, orta Anadolu bölgesindeki sulu tarıma ağırlığı artırarak bu açığı kapatma stratejisinde başarılı bir hamle atmış oldu. Ortalama 500 kg verimin rakamsal değerini göz önüne aldığımızda üretim alanındaki başarı hat safhada diyebiliriz.

TİGEM, 2009 yılından sonra yaptığı yatırımlarla, sulu tarım arazisini 210 bin dekardan en son teknoloji ürünü basınçlı sistemler kullanılarak 960 bin dekara yükseltmeyi başarabilmiştir. Yine eski cazibe sulama sistemleri de basınçlı sistemlere dönüştürülmüştür.

Özellikle 2019-2021 karlılığına baktığımızda 2021 yılını 132 Milyon TL kar ile kapatan bir TİGEM’den bahsetmemiz mümkün. Özellikle 132 Milyon TL ile 2021 yılını en karlı yıl olarak kapatan TİGEM bu başarısını 2021 yılına kadar yaptığı yatırımlara bağlıyor. Bundan sonrası için yatırımlarının meyvesini sürekli alacakları yönünde kararlı bir politika izlendiğini de görebiliyoruz.

Bunun yanında 2020 yılı için 76 milyon kar, 2019 yılı için de 21 Milyon kar elde etmiş olduğunun altını çizmemiz gerekiyor.

TİGEM kurumsallaşma adına yoğunluk gösteren önemli bir kuruluş. Bütün işletmelerini ana merkezden takip edebilen bir alt yapıya sahip. Stoklarında oluşan ihtiyaç durumunu diğer merkezlerinden de tedarik edebilen, bütün işletmelerin ürün, hammadde, yedek parça tedariğinin artık tek merkezden takip ediliyor olması ciddi bir sorumluluğu da beraberinde getiriyor. TİGEM tartışmalardan uzak, devlet teşekkülünü oluşturan sistematiğinin örneklerini Avusturya- Hollanda gibi tarım arzı gelişmiş olan ülkelerden de modelleme yeteneğine sahip.

Bugün Türkiye’nin birçok yerinde 24 saat kamera sistemleri ile donatılan, kamera sistemlerini ana merkezden takip edebilen, iklim değişimleri karşısında termal ölçekli takip yeteneğine sahip olan TİGEM başarı çıtasını yükseltmeye devam ediyor.

Özellikle Devlet teşekkülü olan TİGEM’in çiftçiler için oluşturulan destekleme primlerinden yararlanamadığını ve Haziran ve Temmuz aylarında oluşan faaliyet yoğunluğu, işçi istihdamındaki dönemsel artış yoğunluklarını göz önüne aldığımızda Haziran ve Temmuz ayı özelinde kredi kullanabilme imkânını değerlendiren bir kuruluş. Buna rağmen Ticari kuruluş borçlanma oranını enflasyon rakamlarının yüksekliği, dünya genelindeki artan kalemlere rağmen 700 bin olan borçlanma oranını 300 bin seviyesine çekmeyi başarmış olan önemli bir başarıdan bahsedilebilir. Yatımların meyvesini 2021 yılında aldığını gösteren TİGEM bundan sonraki süreçte borçsuz bir sistemle yoluna devam edeceğinin sağlıklı sinyallerini veriyor.

TİGEM yatırım oranındaki artışı arttırmayı hedeflerken 2022 yılı için de 85 Bin dekar araziyi sulamaya açarak ürün çeşitliliğine büyük bir katkı sunmaya hazırlanıyor. 

Bunun yanında 2 Milyon dekar tarla arazisi, 70 bin dekar bahçe arazisi, 700 Bin dekar otlakıye arazisini en ekonomik ve verimli şekilde kullanmaya devam ediyor.

Medyada fazlasıyla yer bulan sığırcılık üretimi noktasında, 2021 yılı için Brusella hastalığını da araştırdık.

TİGEM’in sığırcılık alanlarında yapılan incelemelerde, tel çit koruması sağlayan, küçük büyük haşerelerin, hayvanların sığırcılık tesisine girmesini engelleyen biyogüvenlik tedbirlerini aldığını, hiçbir ziyaretçinin elini kolunu sallayarak sığırcılık alanlarına girmediğini müşahede ettik.

Üst düzey ziyaretlerde de ciddi oranda hijyen ve biyogüvenlik kurallarına dikkat edilerek, kullan at tulumları ve maskelerin hassas bir şekilde kullanıldığı TİGEM’de, sığırcılık alanlarında Brusella hastalığından bahsediliyorsa, bu hastalık ülke genelinde kol geziyor denilebilir.

Yapılan araştırmalarımızda TİGEM’in üretime dâhil ettiği hayvanlarını kasaplık olarak tabir etmek istemiyor. Hayvanlarının ırk kalitesini sürekli geliştirmeyi hedefleyen TİGEM bu hususta ciddi bir emek veriyor. Damızlık üretimi noktasında hayvan yetiştiricilerine gereken arzı sağlamaya çalışan TİGEM kasap et arzı için kaliteli ırklarının kesime gönderilmesine her zaman karşı çıkıyor. 

Küçükbaş hayvan üretiminde de ciddi çalışmalara imza atan TİGEM, coğrafyamızın uygunluğunu da göz önünde bulundurarak küçükbaş hayvan üretimine de ağırlık veriyor. TİGEM’in 4 tane yerli, 7 tane de genetik ıslahla elde edilen toplam 11 Koyun ırkı ile çalışmalarını sürdürdüğünü yaptığımız araştırmalarda görebiliyoruz.

TİGEM ırk ve genetik üzerine yaptığı çalışmalarda birçok üniversite ile çalıştığı gibi yurt dışındaki birçok eşdeğer kurumla da temaslarını sürdürüyor.

Damızlık koyun varlığını 110 Bin baştan 260 Bin başa çıkarmayı başaran TİGEM aynı zamanda damızlık satan önemli bir kurum. Çok yakın bir süre önce Kayseri Belediyesi tarafından yetiştiricilere hibe edilen 3.200 damızlık hayvanın tedariki TİGEM tarafından gerçekleşmiş durumda.

Damızlık alan hayvan yetiştiricilerinin görüşlerine başvurduğumuzda da hayvanların dayanıklılığı, bağışıklık sistemlerinin güçlü olması yönüyle sağlıklı verim elde ettiklerinin altı çizilmiş oluyor.

Şuan Türkiye’de 18 milyon büyük baş sığırın 8 milyon başının tohumlanabilecek dişi sığır (anaç) olduğu ve hayvan başına 2 doz kullanıldığı göz önüne alınırsa, en az 16 milyon doz suni tohuma, spermaya ihtiyaç duyuluyor. Bu hususlarla ilgili yaptıkları çalışmalarda ihtiyaca cevap verebilirliği gayet iyi olan TİGEM şu ana kadar 51 adet üstün vasıflı genomik boğadan 2023 yılına kadar yıllık 1.200.000 doz üretimini hedeflemektedir.

700 yıllık bir kuruluş olan TİGEM tartışma zemininden uzak, hedeflerine kilitlenmiş şekilde yoluna devam ediyor. Bugün millileşme uğruna verilen bedellere baktığımızda bu gayretleri görmezden gelmek büyük bir ihanet olarak tarih sayfasındaki yerini alacaktır. Millileşmeye karşı olanların diline doladığı TİGEM ilk defa bu denli başarılı adımlar atarken, bu başarıyı birilerinin gözünden düşürmeye çalışmak ve bunu yalanlarla yapmak çok büyük bir ihanet olarak görülmelidir.

Tarım ve Orman Bakanı Vedat Kirişçi’yi etiketleyerek yapılan güya aba altından sopa gösterme gayretlerine Bakanlığın itibar etmeyeceğini umarak yazımızı kaleme alıyoruz. Milli ve yerli olan her şeyin karşısında duran lobinin ekmeğine yağ çalınmaması gerekiyor.

Bugün istenen şudur İLK DEFA bu denli yerli ve milli hamleler yapan TİGEM üst kuruluşunu itibarsızlaştırıp yönetim kademesini akamete uğratma gayretlerine ne yazık ki şahit oluyoruz. Bunu yalanlarla, iftiralarla başarmak isteyenlere fırsat verilmeden, TİGEM milli şuur üzerine kurulu olan çalışmalarına ara vermeden devam etmelidir…