Ramazan-ı Şerifin nihayeti: Orucun bidayeti

İşte o yazı; 

''Ömrümüzü biçen zamanlardan Ramazanları biçen ömürlerimize uzanan zeminlerde mübarek bir vaktin daha nihayetidir aziz okuyucu.

Görmeye çalış ki Ramazan’ı nihayete erdiren takvim, Ramazan’a ait olmayan bir orucun bidayetini göstermeye de ziyadece müsait…

Ne demek bu?

Asıl oruç Ramazan uğurlandığında tutulur demek; namazın camii avlusuna çıktıktan itibaren başlaması gibi!

Hac’ın kutsal iklimden çıktıktan sonra başlaması misali gibi en çokta… Mübarek topraklara ayak basar basmaz Umre ya da Hac görevini için gelmiş olup olmadığınıza bakmaksızın sizi Hacı sıfatıyla karşılayan Arap toplumundan farklı olarak biz, görevini bitirip ülkesine dönen kişiye Hacı diye hitap ederiz. 

İşte tam da bu noktada asıl Hacılığın Hac’ın nihayetinde bidayet bulduğunu da kanıtlamış oluruz.

Evet, tüm misallerden yola çıkarak söyleyebiliriz ki inanç ordularının açlık ve susuzluğu şimdi başlıyor. Buna nefis orucu diyoruz. On bir ayda bu açlık ve susuzluğa ne kadar dayanabilirsek o bir ayın hakkını o kadar vermişiz demektir. Şayet on bir ayda tutamadığımız oruçların semeresini bir ayın sırtına yüklüyorsak, adaleti haykıran terazimizin dili lal olmuş demektir.

Hal böyle olunca on bir ayda avazı çıktığı kadar bağıran çığırtkanların, çok sesli bir vicdan haykırışını duymamızın önündeki tek engel kulak olacaktır. Çünkü her kulak anlam veremediği seslere sağırdır biraz…

Biz ise vicdanların yarınlara sakat çıktığı zamanlarda susmanın kalesine sığınarak yaşarız. Belirli bir zorluk ve imtihan anında sokakta rastladığımız üç kişiden ikisinin söz konusu durumların en etkili uzman kesildiği bir asırda bazılarına susma sırasından başka sıra hiç gelmedi be belki de gelmez!

Susanların daim oruçlu, hiç susmayanlarınsa ömürlük orucu usanmadan bozduğu iklimlerde kim bilir kaç Ramazan israf oldu.

Hiç düşündün mü aziz okuyucu,
Bu tuttuğun kimin için ve ne orucu? 
Dilinin ucuna gelen hangi kötü sözleri sana son anda tutturdu?
Senin bir ayda tutuğun orucun, on bir ay boyunca seni tuttuğunu unutalı kaç yıl oldu?
Düşün aziz okuyucu…

Ömürlük oruca niyet eden mazlumlar karşısında sahur sözünü unutanların niyetini bozduğu yerden başla düşünmeye!

Mağdurların, mahzunların, tüyü bitmemiş yetimlerin hakkının tüketildiği mükellef sofraların neden bu yıl kurulamadığını da akletmeyi unutma!
Maslardan taşan artıklarla bir ülkenin kalkınacağı o itibarlı ve kalabalık iftarlardan mahrum kalışının sebebini de sorgula!
Bak, henüz sen göremeden, belki düşünmeye fırsat bile bulamadan nihayet buldu bir Ramazan daha…
Akleden, idrak eden ve düşünenler katıldı Ramazan’a ait olmayan o oruçların bidayet safına…

Söylediklerime şaşırmışsan şayet kalk bir bardak su içiver, oruçlu değilsin ya!
Bir yudum da içtikçe suya kanamayanlar için iç ki 1’de 11’in, 11’de 1’in hakikatini öyle kavra.
Aziz okuyucu sözü yordukça gönül terler boşaltsa da senden ve benden gidenlerin ardına düşte hakkını helal et kendine, bana, Ramazan’a…
Hakkını teslim et nihayete eren Ramazan ile bidayete yürüyen yeni orucuna. Ha unutmadan…
Geçen yıl orucu bozan hallerin bu yıl da orucu bozmasının yanında kalan on bir ayı da israf ettiğini yaz bir kenara.
Aziz okuyucu oruçlu kal, 
Kal sağlıcakla…''