Hayatını sığdırdığı karavanı 'küpşeker' ile rotasız seyyah oldu

Hayalini gerçekleştirmek için 2,5 yıl önce aldığı aracı kendi tasarımıyla karavana dönüştüren 24 yaşındaki Avşar, kısa zamanda Türkiye'nin birçok bölgesini gezdi.

 

Her sabah, karavanının tavanına kaplattığı Türkiye ve dünya haritalarına bakarak yeni güne uyanan Avşar, yeni yerler keşfederek hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyor.

En büyük gideri yakıt olan Avşar, dağlardan topladığı doğal ürünleri gittiği yerlerin pazarında satarak ya da kısa süreli işlerde çalışarak elde ettiği ücretle yakıt masrafını ve günlük ihtiyaçlarını karşılıyor.

Bir taraftan da eğitim hayatını sürdüren, Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Psikoloji Bölümü 4. sınıf öğrencisi Avşar, okul dönemlerinde de yurt ya da evde kalmak yerine karavanda yaşamayı tercih ediyor.

"Dışarı çıktığım anda her yer benim"

Avşar, macerasının, otostopla Türkiye'yi gezme hayaliyle başladığını söyledi.

Anadolu'nun birçok yerini iki yıl otostopla gezdikten sonra karavan hayatına geçmeye karar verdiğini anlatan Avşar, atıldığı maceranın fiziksel ve ruhsal yönden yaşamını olumlu etkilediğini belirtti.

Karavanı, seyahatin yanı sıra evi gibi de kullandığını aktaran Avşar, "Birçok zamanım aslında Küpşeker'in içinde geçiyor. Benim için vazgeçilmez oldu. Şu an bir hayat felsefesi gibi geliyor. Hani 1+1, 2+1 evler var ya ben '1+sonsuz' evde yaşıyorum. Dışarı çıktığım anda her yer benim." diye konuştu.

"Hiçbir günüm, dünle aynı değil ve yarın ne olacağını da bilmiyorum"

Yurt ya da eve harcayacağı parayı, karavana yatırmayı tercih ederek özgürleştiğini ifade eden Avşar, şöyle konuştu:

"Burada dört duvar yok. Aracım küçük belki ama her yer benim. Mesela şu an canım sıkıldığında dışarı çıkıyorum ve her yere gidebiliyorum ama ev ortamında öyle olmuyor. Benim hiçbir günüm, dünle aynı değil ve yarın ne olacağını da bilmiyorum. Yurtta yaşayan bir öğrenci olsaydım sabah derse gidip, her akşam belki arkadaşlarımla aynı kafede oturacaktım. Kafeyi değiştirsen bile diğer her şey yine aynı olacaktı. Benim buradaki hayatım öyle değil. Bir gece burada yatmak istemezsem karavanımı çekip başka bir yerde yatıyorum. Mesela haftaya bir Antalya planım var. Yani böyle daha özgürüm."

Her insanın özünde doğaya ait olduğunu ve sahip olduğu tutkunun birçok insanda da bulunduğunu vurgulayan Avşar, iş hayatı ve koşuşturmadan insanların ilk adımı atmaya fırsat bulamadığını dile getirdi.

Avşar, şöyle devam etti:

"Bu yıl psikoloji mezunu olacağım. İleride psikoloji ve kampı birleştirmek istiyorum. Psiko-kamp tarzında bir etkinlik düşünüyorum. Bu şekilde insanları doğaya çekmek istiyorum. Pandemiyle insanlar doğanın önemini anladı. Doğaya bir kaçış, yöneliş oldu ama bunu tam anlamıyla yapamadılar. Çünkü ellerinden tutan insanlar yok. Bunu iyi yapan insanlara ihtiyaç var. Ben de psikoloji ve kampı birleştirip insanları doğaya çekmek istiyorum."