Yeni Akit Gazetesi 30 yaşında

12 Eylül 1993’te, “inananların gören gözü, işiten kulağı ve haykıran sesi” olma taahhüdü ile “Bismillah” diyerek yayın hayatına başlayan Akit ailesi, zalimin karşısında ve mazlumun yanında yer alan dik duruşundan taviz vermeyerek bugünlere geldi. Darbecilerden, vesayetçilerden ve milletin mukaddesatına dil uzatan jakoben yobazlardan her daim hesap soran Akit, kimsesizlerin de sesi oldu.

Müslümanların üvey evlat muamelesi gördüğü 28 Şubat sürecinde, müminlere sahip çıkan Akit bu uğurda türlü zorluklara katlandı. 30 yıllık serüveninde statükocularla boğuşan, 312 general davası ile sindirilmeye çalışılan, BÇG ve CÇG eylem planlarıyla sistematik lince tabi tutulan, baskı ve dağıtım araçları hedef alınan, kalaşnikofla taranıp binası bombalanan, panzerli baskınlardan tutun da çeşitli tehditlere maruz kalan ve 27 Nisan’da meydana gelen yangın ile 30 yıllık birikimleri büyük zarar gören Akit, Allah’ın yardımı ve okurlarının dualarıyla Allah ve mukaddesat düşmanlarının korkulu rüyası olmaya devam ediyor.

 

İftiharla dolu 30 yıl

İslam düşmanlarının cirit attığı medya sahasına Cuma dergisiyle giriş yaparak 1990-2004 yılları arasında haftalık yayınlanan 702 sayı ile ezberleri bozan müessesemiz, günlük neşriyata 12 Eylül 1993 tarihinde Beklenen Vakit gazetesiyle başladı. “İmam Hatipliler üvey evlat mı?” manşetiyle ilk sayısına çıkan Beklenen Vakit, eğitim alanında hakkı gasp edilen İmam Hatiplilerin sesini ilk sayısından itibaren adeta haykırdı. En mümtaz özelliği cesur ve korkusuz yayıncılığı olan Akit, her manşetiyle mazlumların haykıran sesi oldu.

Vesayete baş eğmedik

Merhum Necmettin Erbakan liderliğindeki Refah Partisi’nin engelleri aşarak iktidara gelmesinde büyük role sahip olan gazetemiz, akabinde Müslümanların üvey evlat muamelesi gördüğü 28 Şubat sürecinde bütün zorluklara rağmen müminlere sahip çıktı. Milletin seçtiği Refah-Yol iktidarını postmodern askeri darbe ile devirenlere karşı amansız mücadele veren Akit’i çalışamaz duruma getirmek için cuntacıların TSK içerisinde oluşturduğu illegal Batı Çalışma Grubu eylem planları yürüttü.

 

Kaleşnikoflarla genel merkezimizin tarandığı, ‘Çete-Mete tezgahı’yla idari kadromuza hukuki kumpasların kurulduğu, keskin nişancı ve panzerler eşliğinde merkez binamıza polis baskınlarının düzenlendiği, gazete dağıtıcılarımızın tartaklandığı korkunç süreçte bir adım dahi geri atmadan yayınlarını tavizsiz sürdüren Akit, tarihe geçen cesur manşetleriyle modern Firavunların tahtlarını devirdi. Başörtüsü ve İmam Hatip eylemlerinde idarecileri ve yazarlarıyla bizzat yer alan Akit, yayınlarıyla her daim yasakçıların korkulu rüyası oldu. 27 Nisan’da meydana gelen yangın ile 30 yıllık birikimleri kül olan Akit, Allah’ın yardımı ve okurlarının dualarıyla Allah ve mukaddesat düşmanlarının korkulu rüyası olmaya devam ediyor.

Merhum Mustafa Karahasanoğlu öncülüğünde başlayan Akit’in mücadele ruhu; Nuri ve Ali İhsan Karahasanoğlu kardeşlerle devam ediyor.

 

Onları hayırla yâd ediyoruz

30 yıllık destansı serüvenin kilometre taşlarını döşeyen İcra Kurulu Başkanımız Mustafa Karahasanoğlu’nu 13 Ağustos 2022’de baki âleme uğurlayan Akit Medya, bu meşakkatli yolda birçok dava arkadaşını kaybetmenin hüznünü yaşadı. “Akit benim birinci evim” diyen rahmetli Hasan Karakaya, “Akit’ten başka bir gazete beni taşıyamaz” ifadelerini kullanan rahmetli Abdurrahim Karakoç, “Ölene kadar Akit’te yazacağım” sözünü tutan Haluk Nurbaki, Yalçın Turgut Balaban, Yılmaz Yalçıner, Yavuz Bahadıroğlu, Duran Kömürcü, Hüseyin Üzmez, Atilla Özdür, Mustafa Miyasoğlu, Kadir Demirel, Mustafa Yazgan, Mustafa Müftüoğlu, Nuri Aykon ve Akif Çamlı gibi güçlü kalemler, bugünlere ulaşmamız için son nefesine kadar mücadele etti. Hasan Hüseyin Maden’in de içinde bulunduğu yayın kurulumuz, sayfa sekreterleri, editörler, haber merkezi, çizgilerini hiç aksatmayan karikatüristimiz Kemal Güler ve yazarlarımız ise emek ve gayretleriyle Akit’in tam bir aile anlayışıyla çalışmasına her türlü katkıyı sağlıyor.

Hikmete ram olduk

Merhum İcra Kurulu Başkanımız Mustafa Karahasanoğlu, Akit’in zorlu serüvenini şu cümlelerle özetlemişti: “12 Eylül’de yayına başlamamız tesadüfi değildi. Beklenen Vakit’ten Akit’e, Akit’ten Anadolu’da Vakit’e, son olarak Yeni Akit ismiyle yayınımızı sürdürmek zorunda bırakıldık ama yılmadık, sa’ye sarıldık, hikmete ram olduk ve Cenab-ı Hakk’ın lütfuyla başarıya ulaştık.”