
Mehmed Zahid Kotku Kimdir
Mehmed Zahid Kotku Efendi 1897 yılında Bursa’da doğmuştur. 1952 yılında Gümüşhanevi dergâhı postnişini ve bu tekkeden arkadaşı Kazanlı Abdülaziz Bekkine’nin vefatı üzerine, İstanbul’a naklen gelmiş ve Fatih Ümmü Gülsüm Camii’nde vazifesine devam etmiştir.
Mehmed Zahid Kotku Kimdir?
Gümüşhanevi Dergâhı meşayıhından olan Mehmet Zâhid Kotku hocaefendi, 1897 yılında Bursa’da doğmuştur. Babası İbrahim Efendi ona “oğlum Mehemmed” diye hitap edermiş. İbrahim Efendi, Sevgili Peygamberimiz –sallallahu aleyhi vesellem- sülalesinden seyyiddir. Kız kardeşinin beyi Bursa İsmail Hakkı tekkesi şeyhlerinden Ahmet Efendi’dir. Merhum Mehmed Zahid Kotku hoca efendi, Bursa Sanat Mektebinde tahsilini tamamlar ve 18 yaşında Birinci Dünya Harbi dolayısıyla askere alınır. Suriye cephesinde vazife yapar ve daha sonra İstanbul’a gelir.
İstanbul’da 29 Temmuz 1920 Cuma günü Gümüşhanevi dergâhına giderek Şeyh Ömer Ziyâeddin efendiye intisâb eder. Onun vefatından sonra Tekirdağlı Mustafa Feyzi Efendinin yanında “tahsil-i kemâlat” a devam eder. Müteaddit defalar halvete girdikten sonra “hilâfetnamesini” aldığında 27 yaşındadır. Ayrıca “Râmûzu’l – ehâdis” , “Hizb-i Azam” ve “Delâilu’l hayrât” hilafetnamelerini de almıştır. Fatih ve Bayezid medreselerinde derslere devam etmiş ve bu esnada hafızlığını tamamlamıştır. Tekkelerin kapatılmasından sonra Bursa’ya geri dönmüş ve evlenmiştir. 1929 yılında vefat eden babasının yerine İzvat köyünde 16 sene imamlık yaptıktan sonra Bursa Üftâde camiinde göreve başlamış ve 1952 yılına kadar burada hizmete devam etmiştir.
1952 yılında Gümüşhanevi dergâhı postnişini ve bu tekkeden arkadaşı Kazanlı Abdülaziz Bekkine’nin vefatı üzerine, İstanbul’a naklen gelmiş ve Fatih Ümmü Gülsüm Camii’nde vazifesine devam etmiştir. 1 Kasım 1959 yılında Fatih İskenderpaşa Camii’nde göreve başlamıştır. Vefat edene kadar da burada imam ve hatip olarak burada irşâd faaliyetlerini sürdürmüştür. 5 Muharrem 1401 / 13 Kasım 1980 Perşembe günü öğleye yakın dualar, yasinler, teşbih ve tehliller ile uyur gibi bir halde iken ahirete irtihal etmiştir. Cenazesi 14 Kasım 1980 Cuma günü İstanbul Süleymaniye Camii’nde muhteşem bir cemaat ile cenaze namazı kılındı. Burada hocalarının yanına defnedildiğinde hafif hafif rahmet yağmaya başlamıştı.
Vefat tarihi olan 13 Kasım 1980 tarihli takvim yapraklarında çok mânidar ifadeler yer alıyordu. Mesela bunlardan bir tanesi ne kadar dikkat çekicidir: “Arkamdan ağlama …”
Rahmetli Hoca Efendinin, ilk görüşte insanda sevgi ve saygı uyandıran bir hali vardı. Tanıdığına, tanımadığına selam verir, güler yüz gösterir ve gönül alırdı. Hafızası çok kuvvetli idi. Konuşması tatlı ve safiyane idi. Çoğu kere halk telaffuzu kullanırdı. Karşısındakilere söz fırsatı tanırdı. Sohbetleri hoş, hutbeleri fevkalade celalli idi. Hutbelerinde, ordu önündeki bir komutan gibi celâdetle ve irticalen konuşurdu. Şeyhlik tavrı takınmaz, halini gizlerdi. Ele aldığı bir kimseyi terbiye edip yola getirinceye kadar büyük bir sabırla çalışır, yarı yolda bırakmazdı. Dostlarına vefası emsalsizdi. Onları sürekli arar ve ilgisini gösterirdi. Çok cömert bir yapısı vardı, sofrasında çoğunlukla misafir bulunurdu. Gece ve sabah ibadetlerine çok riâyet eder, talebelerini de buna teşvik ederdi.
1950’li yılların ortalarında bir Cuma günü Hutbede Mehmed Zâhid Kotku hoca efendi eline bir toplu iğne kutusu ile çıktı. Elindeki bu iğnenin bile yabancı malı olduğunu söyleyerek, millet olarak daha bunu bile üretemediğimizi söyledi. Cemaatin gayreti ve merhum hocamızın emek vererek yetiştirdiği talebelerinden, Merhum Başbakanlarımızdan Necmeddin Erbakan hocamızın çalışmalarıyla ilk defa yerli bir üretim olarak Gümüş Motor imâl edildi. Sermayeyi elinde tutan küresel güçler, emperyal hedeflerini baltalayacak olan bu hayırlı teşebbüsün önünü kestiler. Prof. Dr. Necmeddin Erbakan, merhum hoca efendinin desteği ve yönlendirmesi ile mücadelesine devam etti. Odalar Birliği Başkanı olur, siyasete atılır ve sanayi kalkınmasını Anadolu’ya yayar. 1974 Kıbrıs Barış harekâtıyla adaya Türk askerleri çıkar. Batı dünyası, 1683 II. Viyana kuşatmasından sonra tarihimizdeki bu başarılı operasyonu ve cihad şuurunun hâlâ bitmediğini görür ve öfkelenir.
Merhum Mehmed Zahid Kotku hocamız, gençlerle özellikle ilgilenir, eğitimlerini bir an evvel tamamlamalarını ister, “size yabancı dil lazım ama onu burada öğrenin” derdi. Batı ülkelerinin kültür emperyalizmine dikkat çekerdi.
Hoca Efendinin İskenderpaşa Camii’nde yaptığı Hadis derslerinin kayıtları bugün elimizde mevcut ve dinlenmektedir. Râmûz’l – ehâdis isimli hadis derslerinde hocamız hadisleri özlü ifadelerle açıklamıştır. Son zamanlarında derslerinde şu sözü sık tekrarlamıştır. “Dünyada her şey boş, para da boş, şeyhlik de boş, dervişlik de boş, kitap da boş. Mühim olan iyi bir kul olabilmektir.” Yine üzerinde durduğu bir hususu şöyle ifade ederdi: “
Cemaatler, cemiyete adam yetiştirir, cemaate değil.”
Kapısında “Burada çay yok çorba yok, ilim var, zikir var
” yazılı olan Gümüşhanevi dergâhı meşâyıhından olan Merhum Mehmed Zahid Kotku hocamızın, bizlerin istifadesine sunduğu ve basılan eserleri şunlardır :
Evrâd-ı Şerif
- Tasavvufi Ahlak ( 5 cild )
- Nefsin Terbiyesi
- Ehl-i Sünnet Akâidi
- Cennet Yolları
- Ana Baba Hakları
- Müminlere Vaazlar ( 2 cild )
- Hadislerle Nasihatler ( 2 cild)
- Tezkiretü’ Evliya ( Feridüddin Attâr’ ın bu kitabını özetleyerek yayımlamıştır)
- Seçme Dualar ve Sıkıntıdan kurtuluş
- Özel Sohbetler
- Râmuz’l Ehâdis dersleri ve Sohbetleri