BIST10.276,88%0,67
USD32.3469%-0.09
EURO34,8424%0.16
ALTIN2.391,52%-0.22

Nice fotoğraflar vardır ki “füze”den güçlüdür

Ali Karahasanoğlu

Abone OlGoogle News
22 Nisan 2024 10:39

Bazı abilerimiz bazı kardeşlerimiz aksi görüşte olsalar da..

İran ile İsrail arasındaki tartışma danışıklı dövüştür deseler de..

“Kontrollü gerilim” deseler de..

“ Ne füzesi ya, havai fişek gösterisi düzenlendi.. Hani İsrail’de bir kişi bile ölmedi ki” deseler de..

“Tiyatro tiyatro. İHA’lar daha hedefine varmadan geri çağrılmış” deseler de..

“İran asla kendi topraklarından İsrail’e bir saldırı düzenlemez, hep arada birileri olur. Bir başka ülkenin topraklarını kullanırlar. Çünkü İsrail’den korkar” diye tekrarladıkları tezleri çöp olduğu için, yerine şimdi yeni yeni söylemlerin hazırlığına girişmişlerse de..

İran tarafından İsrail’e yönelik misilleme operasyonunu önemli buluyorum..

İsrail’in Gazze’ye yönelik soykırımına karşı, küçücük de olsa bir caydırıcılık uyarısı olduğuna inanıyorum.

Ve tabii ki geliyoruz petrol gibi bir nimeti olmadığı için İran kadar rahat hareket edemeyen Türkiye’ye.

İsrail’in Gazze‘deki soykırımı için, Türkiye ne yapıyor?

İslam ülkeleri içerisinde en güçlü fiziki tepki, birileri itibarsızlaştırmaya çalışsa da, İran’ın attığı füzeler olarak tarihe geçti.

Ama şimdi, o füzelerden çok daha güçlüsü ve çok daha caydırıcı özelliği olan, İsrail’i tir tir titreten gerçek caydırıcı operasyon geldi.

Kimden geldi?

Türkiye’den.

Hamas lideri, Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la 3 saate yakın görüştü ve tam bir mutabakat içinde olduklarına dair görüşme sonrası açıklamalar geldi.

Birileri bu görüşmeyi itibarsızlaştırmaya çalışabilir. Hatta alaya almaya kalkışanlar Türkiye’ye şimdi hapı yuttu diye tehditler savurmaya kalkışanlar da olabilir.

“Ne oldu ne oldu, Tel Aviv’de sirenler çaldı da biz mi duymadık” diyenler de çıkabilir.

Sizler duymamış olabilirsiniz beyler Tel Aviv’de öyle sirenler çalmaya başladı ki susacak gibi değil.

Dünyanın gözü önünde, Almanya’nın, Fransa’nın Amerika’nın terör örgütü diye suçladığı Hamas lideri Türkiye’de kuvayi milliye lideri olarak karşılandı ve iki lider birbirlerini kucaklarken fotoğraflar çekildi.

İşte o fotoğraflar. İran’ın füzelerini de önemsiyorum ama..

O füzelerden çok daha güçlü olarak İsrail’in tepesinde patladı.

Demir Kubbe işlevsiz kaldı.

Şimdi Hamas lideri ile Türkiye’nin Cumhurbaşkanının kucaklaşması diğer İslam ülkelerine de bir motivasyon oluşturacak.

Çocukların katledilmesine seyirci kalan Batı dünyası, İsrail’e silah satan hatta bedava veren haçlı dünyası şimdi kara kara düşünüyor.

“İslam dünyasının uyanmasına Türkiye’nin öncülüğünde Müslümanların birlik içinde hareket etme ihtimaline karşı ne yapabiliriz” diye kafalarını duvara vuruyorlar.

Yakındır bugüne kadar İsrail’e silah vererek o soykırıma destek çıkanlar, yarın “Canım İsrail de çok ileri gitti, işte olacağı buydu. O kadar çocuğu katlederseniz Müslümanlar da Türkiye’nin öncülüğünde birlik oluşturur işte. Şimdi ne yapacağız biz. Müslüman ülkeleri nasıl sömüreceğiz, onların üzerinden nasıl zenginliğimize zenginlik katacağız” demeye başlayacaklardır.

Haniye ile Tayyip Erdoğan’ın kucaklaşmasının, İsrail’e atılacak füzelerden daha büyük önemi var diye söylerken yaşanılanları abartıyor muyum..

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, “Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Hamas Lideri Haniye arasında yapılan görüşmede, İsrail’in Gazze başta olmak üzere Filistin topraklarına yönelik saldırıları, insani yardımların Gazze’ye yeterli düzeyde ve kesintisiz ulaştırılması için yapılması gerekenler, bölgede adil ve kalıcı barış süreciyle ilgili konular ele alındı” açıklaması yapmasının üzerinden daha saatler geçmemişti ki İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz, Türkçe tweet atarak rahatsızlığını dile getirdi.

Paylaşımın içeriğini aktarmama gerek yok.

Önemli olan Erdoğan ile Haniye arasındaki görüşmede o samimi fotoğrafın basına yansımasının hemen arkasında İsrail’e 500 füze atılmasına etki oluşturmasıydı.

O etki oluştu ki İsrail Dışişleri Bakanı cumartesi demedi. Yahudilerin tatili demedi hemen paylaşımını yaptı.

Bundan sonrası İslam ülkelerine düşüyor.

Tayyip Erdoğan ile Haniye arasındaki sıcak ve samimi görüşmede belirlenen ilkeler çerçevesinde tüm Müslüman ülkeler.. Hatta Müslüman olmasalar da, insani hasletlerini kaybetmemiş halkların devletleri, birlik içerisinde hareket etmeliler.

Bu çerçevede önce İsrail’e silah veren devletlere karşı protestolarını geliştirmeliler.

Sonra parasıyla da olsa silah satan ve çocuk katliamına destek veren ülkelere karşı yüksek sesle itirazlarını sürdürmeliler.

Ve en nihayetinde de İsrail’i soykırım suçuyla mahkum edip 1967 öncesi sınırlarına dönmeleri için kararlı duruşları devam ettirmeliler.

Ali Karahasanoğlu

Akit TV köşe yazarı